Babam yönetimi öğrenmem için beni eğitiyordu ki benim istediğim farklı bir şey vardı.
Babamın benden aldıklarını geri almak, doğayı benden almıştı ve bende şimdi geri alıcaktım.
Doğa kralının maabedine gidicektim ama yoongi ile, hem ejderha üzerinde uçmanın nasıl olduğunu da merak ediyordum.
Hava krallığına geldim ve içeri girdim, bir sürü ejder,küçük çocuklar etrafta koşturuyor diğerleri ise işlerini yapıyordu.
Bir tane küçüğü durdurdum, bana iri gri gözlerini kaldırdı,gülümsedim.
"Bana Yoongi'nin odasını göster lütfen"
"Siz kimsiniz ki?"
"Nişanlısı"
Şaşkınca gözleri büydü ve ilerledi, arkasından onu takip ettim, bayağı bir merdiven çıktık ki ayaklarım mahvolmuştu ki küçük hala enerjikti.
Sonunda bir odanın önünde durdu ve eğilerek yok oldu, kapıyı çalmadan açtığımda yoongi masada oturmuş bir şeyler okurken bir kadın omuzlarına masaj yapıyordu.
Tek kaşımı kaldırıp ikiliye baktığımda yoongi beni gördüğü gibi kalkarak yanıma geldi, elimi tutarak öptü.
"Neden haber vermedin"
"Bir an aklıma esince geldim"
Kadına hala bakıyordum ki kadın kafasını hiç kaldırmıyordu, yoongi konuştu.
"Gidebilirsin"
Kadın hemen odadan çıktığında yoongi bana döndü, elini bırakarak odasına baktım ve yatağına oturdum.
"Doğa maabedine gitmeliyim"
Önüme gelerek eğildi, ellerini iki yanıma koyarak burunlarımızı sürttü, gözlerimi kapatarak elimi yanağına koydum, kalın sesi ile konuşunca yutkundum.
"Neden?"
"Yönetime geçeğim ama önce haklın beni sevmesi gerek ki babamın benden dahi çaldığı şeyi geri almalıyım"
"Ah doğru, doğa sizin tarafınızdan geri çekildi"
"O yüzden,geri almalıyım, hem ejderha üstünde uçmak nasıl bir duygu merak ediyorum"
Güldü ve dudaklarımızı birleştirdi, kollarımı boynuna sararak kendime çektim ve geri giderek yatağa uzandım, üstüme çıkıp elini boynuma koyarak okşadı.
Parmakları aşşağı inerek t-shirt ü me getirip aşşağı çekiştirip dudaklarımı bıraktı ve öpücükleri ile boynuma inerek emdi ve ısırdı, köprücük kemiğime geldi ve dili ile dolaştı, saçlarına elimi koyarak çektim.
Geri çekilerek bana baktı, gözlerimi açtım ve yutkunarak ona baktım, dilini dudakları üstünde gezdirdi ve sırıttı.
"O gün geldiğinde sana acımayacağım"
Bu sözlerine bende sırıttım, elimi çıplak gövdesinde gezdirdim ve geri omuzuna koydum.
"Acıman için yalvarmayacağım kralım"
Sırıtarak geri çekildi, beni de kaldırdı ve üstümü düzeltti, pencerinin önüne geldik, açarak kanatlarını da açtı, aşşağı atladığında kafamı uzattım ve baktım.
Kanatları anormal derece büyüdü,daha sonra vücudu büyümeye ve pullanmaya başladı, tamami ile dönüştüğünde hayatımda gördüğüm en büyük ejderha ya dönüşmüştü ki aurası 'Ben gökyüzünün kralıyım' diye bağırıyordu.
Pencerinin yanına geldiğinde yutkundum, parmakları aşşağı işaret ettiğinde aşşağı atlamamı istediğini anladım, kafamı salladığımda kendiside aşşağı indi, yutkundum ve hiç düşünmeden atladım.
Birden sert aynı zamada yumuşak bir şeyin üstüne düştüm, gözlerimi açarak kırpıştırdım, yoongi' nin sırtındaydım, gülerek kollarımı iki yana açtım ve kafamı sırtına dayadım.
"Bu mükemmel"
Kalkmadan öne, boynuna kadar ilerledim ve boynuzuna tutundum, bulutlar bile altımızda kalmıştı.
İleri doğru gidiyordu ve rüzgar yüzüme dokunup geçiyordu, kafamı kafasına dayadım ve gözlerimi kapattım.
"Mucize gibi"
Aşşağı doğru yöneldi, gözlerimi açtığımda istediğim yere gelmiştim, çimlerin üstüne indiğinde maabet deki her kes etrafımıza doluştu, yoongi'nin sırtından indim.
Kral geldiğinde kaşlarını çatarak bana ve yoongi'ye baktı, gülerek önüne geldim ve eğildim.
"Sizin ile konuşmak istiyorum"
Solmuş yeşil gözlerindeki belli olan kahveler insanı büyülüyordu, adam kaşlarını iyice çattı.
"Ateş krallığı hanedanından biri ile asla konuşmayız"
Yutkunduğumda yoongi hareketlendi, ona dönerek elimi burnuna koydum ve geri adama döndüm.
"Ben bir hata yapmadım, babamın düşmanı olabilirsiniz ama ben sizin ile dost olmakta kararlıyım, lütfen konuşalım"
Adam kafa salladı, içeri yürüdüğünde yoongi'ye dönerek güldüm.
"Burada bekle ve yaramazlık yapma"
Göz devirdiğinde gülerek içeri geçtim, çiçekler, sarmaşıklar ve bin bir türlü canlı, içerisi cenneti andırıyordu, kral önünü işaret ettiğinde yerdeki yastığa oturdum, bana konuş diye bakıyordu, yutkundum.
"Babamın hatası çok büyük,bunun farkındayım, bize verdiğiniz ceza kabulüm ama ben doğayı çok seviyorum, kaç defa çiçek yetiştirmeye çalıştım saymadım bile. Bir gün başa ben geçeğim ve sizden isteğim doğayı bize geri vermeniz"
"Neden sana güvenelim? Baban gibi biri olursan?"
Kafamı salladım ve çiçekler için saksıya koyduğum kumu uzattım, kum, çiçek ve tohum, doğanın hafızası vardı, suyun olduğu gibi.
Adam bana baktığında yutkundum, kafasını salladı ve kumu kenarıdaki vazoya döktü.
"Pekâlâ, sen yönetimi ele aldığında doğa senin ile olucak"
Gülerek eğildim.
"Teşekkür ederim, size minnetarım"
Kalktığımda güldü, elini omuzuma koydu.
"İçindeki kibiri görebiliyorum ama merhametinide görüyorum, azmini taktir ettim, her zaman merhametli ve azimli ol"
Yanaklarımın kızardığını biliyordum,kafamı salladım.
"Teşekkür ederim"
Kalktığımda o da kalktı, dışarı çıktığımda yoongi köşeye çekilmiş oturuyordu, yeniden teşekkür ederek yoongi'nin yanına gittim, kalkarak kanatlarını açtı, kanadını indirdiğinde üstüne çıktım, kayarak sırtına oturdum.
Havalandığında yeniden sırtına uzandım, hava kralığına geldik, odasının penceresinden beni içeri koydu ve küçüldü, içeri girdiğinde çıplaktı, sıkı vücuduna baktım.
Önüme gelerek elimi göğüsü üstüne bıraktı, baş parmağımı hareket ettirdim.
"Giyin"
Güldü ve dolabına gitti.
"Ee ne oldu?"
"Kabul etti, başa geçtiğimde doğa benim ile canlanıcak"
"Güzel"
Boxer ını giyerek konuştuğunda dilimi dudaklarımın üstünde gezdirdim, eşofman da giyerek yanıma geldi, beni kucağına aldı ve yatağa oturdu.
"Uyumak istiyorum"
Yanağına dudaklarımı bastırdım.
"Uyuyalım"
Şakağıma dudaklarını bastırdı, uzandığında ona sığındım ve gözlerimi kapadım.