Bir gün bile diğerleri yanımızdan ayrılmadı ve seokyun'a çok iyi baktılar ve yorulmama bile izin vermediler.
Şimdi ise bebeğim 15 yaşındaydı ve amcalarının sevgisiyle büyümüş, akıllı ve olgun bir çocuk olmuştu.
Dışarıya çıkmıştık, o bizden önde ilerler iken biz arkasındaydık, yoongi kaşlarını çattı.
"Herkes oğluma bakıyor"
"Çünkü o çok güzel ve beyaz kanatları ile bir meleğe benziyor"
"Onu bir daha dışarı çıkartıcağımdan emin değilim"
"Yoongi"
Uyarıcı sesime göz devirdiğinde elini sıktım, ellerimizi kaldırıp elime öpücük bıraktığında güldüm, ses geldiğinde o tarafa baktım.
Seokyun yere düşmüştü ve bir ejderha çocuk eğilerek koltuk altlarından tutup kaldırmıştı, durup onları izledik.
Seokyun üstünü silkerek karşısında duran kedi yüzlü ve sol gözünde dikey bir çizgiye sahip beyaz tenli, sarı saçlı, siyah kanatlı, çocuğa baktı, çocuk renkli saçları seokyun'un anlından çekti.
"Üzgünüm, seni görmedim"
Seokyun'un yanakları kızarmaya başladı ve utangaç şekilde konuştu, çok şirindi benim meleğim.
"Sorun değil, bende dikkatli olmalıydım, üzgünüm"
"Telafi için içecek ister misin?"
"Gerek yok"
"Lütfen"
"A-ah pekala, babamlara sormalıyım"
"Bekliyorum"
"Şey.. İsmin?"
"Suga"
"Seokyun"
Suga güldüğünde seokyun yanımıza geldi, yanakları hala kırmızıydı, yoongi'ye biraz çekingence baktığında bende baktım, çocuğa düşman mış gibi bakıyordu, dirseğimi yavaşça karnına vurdum, bize döndü.
"Söyle güzelim"
"Suga ile gezebilirmiyim lütfen"
Kafamı sallayarak saçlarını öptüm.
"Elbette, ama 20 dakika için de gel"
"Teşekkür ederim"
Gülerek geri suga'nın yanına gittiğinde suga eğilerek elini uzattı, seokyun domatese dönerken uzatılan eli zarifçe tuttu, ikili ellerini kenetleyip gittiğinde yoongi'ye döndüm.
"Çok tatlılar"
"Sevgili yapamaz, daha küçük benim oğlum"
"Saçmalama yoongi"
"Hoseok o daha 8 yaşında"
"Yoongi oğlumuz 15 yaşında, saçmalama lütfen, hem çok da yakışıyorlar, oğlum onu kapar"
"Hoseok.. cidden"
"Söylenme bana, hadi dolaşalım, hediye istiyorum"
Belime sarılarak burnumuzu sürttü.
"Hmm seveceğin bir hediye biliyorum"
Güldüm.
"Neymiş?"
"Bir çocuk daha?"
"Olur"
Elimi tutarak tenha bir yere getirdi, dudaklarımı öptüğünde karşılık verdim, bu gece seokyun'a kardeş gelecek gibiydi.