100 yorumm
***
Seungmin sırıtarak odadan çıkarken karanlık evde gözleri salonda oturmuş, koltukta uzanarak tabletinden dizi izleyen Hyunjin'e baktı. Gündüzleri Hyunjin ilacını aldığı için uyuyordu bu yüzden geceleri evde uyanık olan tek kişiydi. Arkadaşının bu haline alıştığı için ses etmedi, Hyunjin ona baktı.
Kıkırdadı diziyi durdurup. "Minho hyung bir şey yapmış, belli."
"Hyunjin!" dedi Seungmin yerinde kıpırdanıp. "Fotoğraf attı, gözlerin parlıyor dedim, güldürüyorsun dedi."
"Ne!" Hyunjin kahkaha atmış, ayağa kalkıp heyecandan kıpırdanan arkadaşının boynuna sarılmıştı. "Oy, oy, düzelme mi var bakayım bu ilişkide?"
"Sanırım." dedi mutlulukla. "Nasıl olduğunu sordum, iyiye gittiğini söyledi. Seninle konuştuğu için de rahatlamış, bu kadar üzülmesinin sebebi aslında her şeyden önce arkadaşını kaybedeceğini düşünmesinden dolayıymış. Sen onunla eskisi gibi samimi konuşunca rahatlamış."
"Of, bu adam salak olmuş. Tabii ki arkadaşım, ondan soğumam ki ben. Daha siz sevgili olduğunuzda üçlü teklif edeceğim."
Seungmin bununla güldü. Hyunjin onun saçlarını karıştırmış, ikisi gülüşürken çok geçmeden Seungmin kafeye gitmek için evden çıkmıştı. Kıpır kıpır bir heyecanla kafeye gitmiş, Minho ile göz göze gelmişlerdi.
Onu gören Minho yanına ilerledi. "Beş dakikaya geliyorum."
"Tamam," dedi uzatarak. Öyle de olmuş, Minho personel odasına gidip önlüğünü asmış, hırkasını ve eşyalarını alarak çıkmıştı. İkisi kafeden çıkıp yürümeye başladıklarında "İş için konuştum," dedi. "Zaten buranın artık daimi müşterisi olduğun için seni tanıyorlar."
Bu ikisini güldürdü, Seungmin heyecanla onu dinlerken devam etti. "Yaşını falan sordular, beraber gelip beraber gideriz aynı okuldayız dedim. Patron tamam dedi ama yarın seni görmek istiyormuş, okul çıkışı benlesin."
"Yaşasın, bilgisayarımı alacağım."
Seungmin'in cümlesi onu güldürdü, bu sırada yanlarından geçen insanlar ona çarpmasın diye kolundan tutup yanına çekmiş "Dikkatli yürüsüne sen," demişti. Seungmin omuz silkti. "Ya ne yapayım, yürümeyi bilmiyorum ben."
"Belli."
"Koluna gireyim?"
Kaşlarını kaldırmış, sırıtmamak için duruyordu. Bu haline Minho bakmış sonra gülüp kafa sallamıştı. Seungmin keyifle onun koluna girip "Heyecanlandım," dedi gerçek bir itirafla. Üstünü örttü. "Ne demek Lee Minho'nun koluna girmek?"
"Herkese şeref olmaz bak," diyen Minho ile hafifçe omuz atmış, Minho ona gülüp yokuşu çıkmıştı. Yokuşun başındaki gece boyu açık marketlerden birine girerlerken rafların arasına ilerlediler.
"Hım," dedi Minho keyifle, ona baktı. "Biraz cüzdanını çöktüreceğim."
"Okul birincimize feda olsun, yeni harçlık aldım, hadi harcayalım."
İkisi önce ramen kutularından almışlar, sosis ve kaşar peyniri alıp ilerlemişler, fırına atıp ramen için de su koymuşlardı. Cam kenarındaki rafın önüne bırakıp geri döndüler, buz dolu bardak almışlar içeceklere bakmışlardı.
"Şunla şunu karıştır," diyerek iki paket aldı Minho. Ardından kendisi için de aldı. "Dehşet oluyor."
"Denemedim daha önce, göster."
Tabureleri çekip oturmuşlar, "Mükemmel karışımımı izle," deyip buz dolu bardağa döküp pipetle karıştırdı Minho, gururla gülümseyip uzattı. "Dene."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
youtiful, 2min ✓
Fanfiction"baktığın yerdeyim... gözlerinde göz bağı var." | friends to lovers