1.8

4.2K 747 245
                                    

benim textler bir yerden sonra genel düz yazı devam ediyor :(

100 yorumm

***

Seungmin bu bir aydır kırdığı bardak sayısını bilmiyordu, yine aynısı olduğunda mutfağın içinde yere çöküp toplamaya başlamıştı. Aklı artık pek konuşmayan, dahası, eve bile bir aydır gelmeyen Minho'daydı. Minho'yu sadece kafede görüyordu.

Bir kere takip ettiğinde otobüse bindiğini görmüş, bununla da kendi aile evine gittiğini anlamıştı. Tam düzeliyor derken tekrar bitmişti. Arkadaşlarıyla konuşuyordu ama iyi miydi, bunu herkes biliyordu.

Cam kesiklerini avucuna doldurduğu zaman arkasında hissettiği beden yanına çöktü, Minho onun elini tutup avucundaki camları yere attı. "İçeri git, hallederim ben."

"Minho," diye mırıldansa de geç kalmış, Minho çoktan süpürge ve faraşı getirip kırıkları toplamıştı. İlerleyip çöpe döktüğü zaman Seungmin doğrulup belindeki önlüğü düzeltti, ikisi içeri geçmiş, "Pişt," demişti Seonghwa ona bakıp.

Çıkış saatleri yakındı bu yüzden o da çalışmayı salmıştı, "Gelsene."

Seungmin reddetmedi, ikisi bahçeye çıkmışlar, montları ile dururken Seonghwa'da sigarasını içmeye başlamıştı. "Ne oldu size bir aydır," diye konuştu. "Önceden sürekli birbirinizi izliyordunuz, şimdi göz göze gelince salise ile kaçırıyorsunuz."

Dedikleri yüzünden son bir ay gözünün önünden geçti Seungmin'in. Hyunjin bitmişti, Chan bitmişti, onun bu kadar etkileneceğini en azından bu kadar olacağını kimse tahmin etmiyordu ama bitmişti, bir şekilde toparlamaya çalışıyorlardı.

Hyunjin de bir süre ailesinin yanında kalmak istemişti, sürekli onunla sesli ve mesaj olarak konuşsalar da Seungmin de tükendiğini hissediyordu. Dudakları titrerken yavaşça Hwa'ya anlatmaya başladığında arkalarında olan Minho'dan haberi yoktu.

Kafenin merdivenlerinde, bahçeye doğru dönmüş, ellerini ceplerine koymuştu Minho. Sessizce ikisini dinlerken ağlamaya başlayan Seungmin ile beraber dudaklarını birbirine bastırdı ardından da yavaşça çıkışa doğru yürüdü sonra da gelen otobüse bindi.

Hwa, sigarasını atıp ağlayan çocuğa sarıldı. "Ah, benim bahtsız çocuğum... Ona aşıksın değil mi?"

"Hwa," diye konuştu. "Çok seviyorum, yemin ederim çok seviyorum. Bir gülse tüm derdimi unuturum, ne biliyor musun, ölecek gibiyim... Ama Minho gelse geçer."

"Bırak kaldığı yerden o toplasın, kafasını, sizi," deyip saçlarını okşadı Hwa, Seungmin'in. "Biraz bırak, herkese değil de kendine bak. Seninki de can be bebeğim, at at nereye kadar?"

Seungmin sıkıca ona sarılmış, içini boşaltarak ağlarken geç saatte eve doğru yürümüş, yavaşça merdivenleri çıkıp içeri girmiş, yatağına uzanmıştı. Minho ile sohbetine girip iç çekerken parmakları ekrandaki fotoğrafını okşadı.

"En çok da canımı bir adım ötemde olman yakıyor."

Gözlerini kapattı. "Bir adım ötemdesin ama bin adım kadar uzağız."

Sabah yorgunca uyanmış, hep beraber okula geçmişlerdi. Hyunjin de olmadığı için Seungmin oturduğu sırada yalnızken başını koymuş, uyuyordu. Dışarıya bakarken gözleri dolmuş, gözlerini kapatmıştı.

Saçlarında bir el hissettiğinde ağladığı için kafasını çevirmedi, Changbin olabilirdi, Felix olabilirdi, Jisung olabilirdi, dönmedi. Sadece gözlerini kapatmış, sessizce gözyaşlarının dökülmesini beklerken el uzaklaştı, Seungmin tamamen uyuduğunda.

youtiful, 2min ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin