100 yorumm
***
"Siz hâlâ sevgili olmadınız mı?"
Seonghwa'dan gelen soru ile Seungmin kafa salladı. "Küçük bir kiss dışında flört ediyoruz hâlâ aslında," demiş, kasadan ayrılıp yerini arkadaşına teslim etmişti. Sipariş almış, geri dönecekken Minho'nun bir masaya ilerlediğini görmüştü.
Annesi olduğunu fark ederken Minho eğilip annesini ve arkadaşını selamlamıştı ki "Oppa!" diyen kızla Seungmin duraksarken kız ilerleyip hızla Minho'ya sarılmıştı. Minho'nun da hafiften ona sarıldığını görürken Hwa, Seungmin'in yanına geldi. "Bu kim be?"
"Tanımıyorum," deyip boğazını temizledi Seungmin, gerçekten de tanımıyordu. Hafiften duyduğu konuşmalarla Minho'nun annesinin arkadaşının kızı olduğunu öğrenirken az önce siparişini aldığı kahveleri teslim etmişti, gözleri hâlâ o tarafta orayı izlerken tezgaha geçtiği sırada Minho karşısına geçti.
"İki limonlu ve bir tane frambuazlı cheesecake verir misin?"
Seungmin ona baktı. "Tabii ki oppası."
"Hayda."
Mutfak tarafına geçip iki kapıyı da yüzüne kapatan Seungmin ile söylenmiş, Seungmin siparişleri alıp geri gelmişti. Hwa da kahveleri teslim ederken Seungmin cheesecakeleri, Minho kahveleri almış, masaya ilerlemişti.
"Aa, Seungmin, nasılsın?" diyen kadınla gülümsedi. Minho'nun annesi onu tanıyordu. "İyiyim efendim, siz?"
Bu sırada eğilip sırayla tabakları bırakırken "Oppa, iki gün sonra doğum günüm, gelecek misin?" diyen kızla Minho Seungmin ile göz göze gelmiş, oldukça masum gülümsemenin altındaki ima ile boğazını temizlemişti. "Bunun için söz veremem Sarang," demişti. "Ama bakarım."
"Ya ama tüm arkadaşlarıma senin de geleceğini söyledim, lütfen, lütfen, hem bir kavalyem olması lazım!"
Seungmin öksürerek arkasını döndü, eline bir bez alıp tezgahı silmeye başlamıştı. Gözleri Minho'da iken "Öldüreceğim bu çocuğu," diye konuştu. "Birdi on oldu."
"Ne yaptı yine?"
Hwa'ya baktı. "Bu yüzle doğdu, en büyük suçu işte. Şuna bak ya, kavalye olarak gidecekmiş doğum gününe."
"Hiç yakıştıramadım," diyerek sırıtan Hwa arkadaşının kıskanç haline bakarken Seungmin iç çekip personel odasına geçmiş, çok geçmeden de kapı açılmıştı. İçeri Minho girerken "Yemin ederim onun geleceğinden haberim yoktu!" demişti.
"Haberin yoktu ama göğsün yol geçen hanı gibi herkese açık, her sarılana bir anda karşılık veriyor musun ya?"
"Göğsüm mü?"
Seungmin ayağa kalktı. "Doğum gününde de tüm arkadaşlarının önünde sarılırsınız artık. Oppası!"
"Ya Seungmin aramızda iki yaş var, ne deseydi!"
"Bizim de aramızda iki yaş var hyung?"
"Başlatma hyunguna," diyen Minho bir anda onu omuzundan itip koltuğa düşürmüş, tek elini koltuğun sırt kısmına koyup üstüne eğilmişti. "Yine başlamayalım tamam mı güzelim?"
"Sus, git." deyip hafifçe onu itti Seungmin. "Oho, sen böyle her sarılana karşılık vereceksen işimiz yaş."
"Tamam," diyerek uslu bir çocuk gibi başını salladı Minho. "Bundan sonra kesinlikle emin olabilirsin göğsümü koruyacağıma. Hadi asma suratını, gitmeyeceğim zaten doğum günü partisine. Bana danışmadan herkese söz verdiği için beni ilgilendirmiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
youtiful, 2min ✓
Fanfiction"baktığın yerdeyim... gözlerinde göz bağı var." | friends to lovers