2.6

3.6K 584 219
                                    

100 yorumm

***

Seungmin kendi evindeki odasında hırkasını giyerken çalan telefonunu hoparlöre almış, Minho'nun adı ile sırıtmıştı. "İki saatte bir arıyorsun, çok mu özledin beni?"

Ayakkabısının bağcığını bağlarken Minho iç çekti. "Belli değil mi? Dakika başı ararım da araya deneme atıyorum." Güldü. "Neyse, ne yapıyorsun?"

Seungmin sırıtıp telefonu hoparlörden çıkarmış, kulağına götürmüştü. Evden ayrılırken cevapladı. "Markete gidiyorum, canım sıkıldı evde. Bir şeyler alır yerim, sen?"

"Ara verdim az önce, dinleniyorum," dedi Minho, esneyip ayağa kalktı. O da salondan balkona çıkıp hafiften esen yaz rüzgarının ona vurmasını sağlamıştı. Ağlar gibi ses çıkarıp elini yanağına yasladı. "Of, çok sıkılıyorum! Seni çok özledim, ne zaman geleceksin?"

"Birkaç güne," dedi Seungmin, iç çekti. "Ben de seni çok özledim, ne yapacağız..."

"Bence ben size gelsem süper olur."

"Ya," deyip güldü, kabul o da çok özlemişti Minho'yu ama sınav yaklaşıyordu ve emindi ki Minho buraya gelirse çalışma rutinini bozardı. "Hayır, kal orada. Sınava iki hafta kaldı, düzen bozmak yok. Ben geleceğim birkaç güne. Tamam mı sevgilim?"

"Bilerek koz oynuyorsun."

Sırıttı. "Ne sandın?"  Ekledi. "Tüm yaz beraberiz, bak, son aylar hep Jeju için para biriktirdik, harcamadın değil mi?"

Yazın hep beraber Jeju adasına gitmeye karar vermişlerdi, Minho ve Seungmin kendi paraları olduğu için genel olarak ailelerinden istememişlerdi, diğerleri de ailelerine danışmış, plan yapmışlardı.

Otelde kalmak yerine ev kiralayacaklardı, hepsi böyle daha rahat olacaklarını düşünüyordu. Minho tabii parayı bol bulduğu için sürekli harcama girişimindeydi, iç çekti. "Yemin ederim harcamadım ya, tamam belki geçen gün biraz kenarından tırtıklamış olabilirim ama ev parasına karışmadım."

"Tamam canım, ona karışmadıkça harca."

"Sen bana ısmarlarsın," diyen Minho ile güldü. "Çok da bel bağlama ama bana."

"Kim Seungmin," dedi Minho, iç çekti. "Galiba artık beni sevmiyorsun."

Seungmin market raflarının arasında dolaşırken gülüşünü tutmaya çalıştı yoksa Minho yüzünden insanlar onu delirmiş sanabilirdi. "Yakalandım. Çok mu belli ettim ne?"

Minho güldü. "Yakalarım ben, neyse ya, görüntülü arayacağım dur."

Çat diye telefonu Seungmin'in yüzüne kapatmış, Seungmin tek kulaklığını takıp gelecek aramayı beklemişti. Aldığı şeyleri kasadan geçirirken Minho'dan gelen arama ile "Bir dakika," demiş, o kasadan geçirilen ürünleri beklerken Minho sırıtarak onu izlemişti.

Seungmin en son kasiyere teşekkür edip marketten çıktı ve telefona döndü. "Evet, şimdi konuşabiliriz, bir dakika saçlarını mı kısalttın sen?"

Kaşlarını çatıp daha dikkatli baktığında gerçekten de öyle olduğunu fark etmişti, dün Minho ile konuştuklarında saçları daha uzundu, hatırlıyordu. Minho güldü. "Evet, çok uzamıştı, ders çalışırken rahatsız ediyordu eski Minho'ya döndük bu sabah. Nasıl ama, çok yakışıklıyım değil mi?"

"Tatlım," dedi Seungmin keyifle. "Dehşet yakışıklısın, erkek arkadaşımı bırakıp sana geleceğim."

"Kesinlikle bana gelmelisin güzellik. Sen gel, beraber saçlarımızı boyarız."

youtiful, 2min ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin