15 -

204 24 5
                                    

Annem çatalındaki yemeği ağzına götürdü. "Bana yeme diyeceğine bir tabak da kendine doldur da otur karşıma kızım," diye mırıldandı. "Kendim yaptım diye söylemiyorum çok güzel olmuş. Kaçırıyorsun bak."

"Ben Araz'larda biraz atıştırdım anne." Bir iskemleyi geri çekip, masada annemin karşısında oturdum.

"Ece'cim bu arada cinayet birimindeki arkadaşlardan duydum. Son zamanlarda, Anadolu yakasında peş peşe gerçekleşen şu cinayetler var ya hani..."

"Eee ne olmuş anne?"

"Cinayet mahallerinde hem kurt ile uyumlu ayak izlerine rastlanmış, hem de bir insanın çıplak ayak izlerine. Oldukça tuhaf, değil mi?"

Annemin dedikleri, cinayet faalinin kurtadam olabileceğini düşündürüyordu. Önce kurt şeklinde insanı parçalamış, sonra da kurttan insana dönerek çıplak ayak izi bırakmış olabilirdi. Araz da zaten kendi gruplarının dışında başka bir kurt sürüsünün bu cinayetleri gerçekleştiriyor olabileceğini söylemişti bana. Araz ve arkadaşlarının aksine, bazı sürüler vejeteryan takılmıyordu.

"İnşallah katil yakalanır," dedim düşüncelere dalmışken.

Annem oturduğu yerden bana göz kırpıp, "Onu boşver de okuldaki çocuklarla ilgili ne diyorsun Ece?" diye sordu. "İlgini çeken yok mu?"

Gözlerimi devirdim. "Biliyor musun anne... Kararımı değiştirdim, tabağındaki eti yemeni istiyorum artık." Uzanıp onun çatalını aldığım gibi, tabağından biraz yemek alıp, onun ağzına götürdüm. "En azından ağzın doluyken böyle boş boş konuşamazsın. O açıdan yani." Epey büyük ebattaki lokma onun yanaklarını şişirmişti. "Bak işte oldu!"

Annem lokmasını mideye indirdikten sonra, "Ya şu Araz? Onunla geçinemiyor musunuz halen?" diye sordu.

"Anne! Cidden bunu mu konuşacağız şimdi?"

"Sanırım hayır." Annem keyifsizce gözlerini indirdi. "Sadece... sen fazla yalnız takılıyormuşsun gibi hissediyorum kızım. Etrafında insanlar olmalı."

"Bugün Araz'lara gidip sosyalleştim ya annecim."

"Ya ne demezsin! Senede bir güncük..."

Annem benim için endişeleniyordu. Onu teselli etmek için kalkıp yanına gittim ve yanındaki iskemleye oturdum. Kollarımı boynuna doladığımda, başımı omuzuna yatırmıştım. "Ben yalnız olmaktan yana şikayet etmem. Yani bu açıdan sana benziyorum biraz annecim. Üstelik sen hep yanımdasın bir tanecik annem. Yalnız değilim yani." Yanağına kocaman bir yağcılık öpücüğü kondurdum.

"Daima yanında olacağım canım kızım."

Annem kot pantolonuma, bacağımın üzerine avucunu iki kez nazikçe vurarak sevgisini belli etti. Ama Araz kurt halindeyken kısmen üzerime yattığında bacağımı öylesine ezmiş ve morartmıştı ki annemin dokunduğu yer acıdı ve istemsizce "Ah!" diye inledim. Elimi bacağıma götürdüm.

"İyi misin kızım? Bacağına ne oldu?"

"Sadece küçük bir ezilme annecim. Senin elin de oraya denk gelince acıdı biraz. O kadar."

"Nasıl oldu ki bu ezilme?"

"Oldu işte..."

Ben ayağa kalktığımda, dedektifliğe soyunan annem de hemen peşimden ayağa kalktı. Odama gitmek için hareketlendiğimde yolumu kesmişti.

"Ece Demirhan!" dedi ikaz eder bir ses tonuyla. "Ben senin annenim ve benden bir şey sakladığında anlarım. Şimdi anlat bakalım. Ne oldu bacağına kızım?"

Annem tam karşımda durmuş gözlerini gözlerime dikmişti. Ve bir cevap almadan yolumdan çekilmeyecek gibiydi.

Ona olanlarla ilgili bir şey söylemeliydim. Kurt adam sevgilimin eli biraz ağır, oramı buramı çürütüyor, tırmalıyor diyemezdim tabii. Yüreğine iner oracıkta giderdi kadıncağız. Ama yalan söylemeyi de sevmiyordum. 'Bir müslüman farklı farklı günahlar işleyebilir tövbe eder, ama asla yalan söylemez, yalanı iman etmeyen kimse uydurur,' şeklinde bir hadis hatırlıyordum.

Dürüst cevap verecektim ama belki sınırlı bir bilgi paylaşımı yaparak durumu kurtarabilirdim.

"Araz..." diye mırıldandım saçlarımla oynarken. "Şey oldu... Üzerime ağırlığını çok verince işte-."

Annemin gözleri irileşti. Flört hayatımı öğrenmek için az önce yırtınan ama duvarıma toslayan annem, bu itiraflarımı duyunca doğal olarak define bulmuş gibi sevinmişti.

Bir kikirdeme sesi çıkardıktan sonra, "Tamam anlatmana gerek yok kızım," dedi beni daha fazla utandırmamak için. Muhtemelen dediğimi fesat yorumlamıştı ve seks sırasında Araz'ın sert tutumu sonucu oramın buramın morardığını düşünüyordu.

Annem çok keyiflenmiş gözüküyordu. İnsan kızının bir erkekle zina ettiğini düşününce nasıl sevinirdi yahu? Bu konularda bana göre çok genişti. Onunla çok zıt kafadaydık.

"Peki," deyip odama geçmek için hareketlendim.

Mutfaktan çıktığımda annem de peşimden geldi. Koridorda yürüdüğüm sırada da peşimdeydi. Odama girerken omuzumun üzerinden bakınca yine hemen arkamda olduğunu gördüm annemin. Odama girdiğimde artık dayanamayıp sordum. "Bacağımın morarma meselesinin peşini bırakmayacaksın değil mi anne?"

"E meraklı bir anneyim ben ne yapayım." Sevimli bir surat yaptı. Odama girmişti.

Bıkkınca nefesimi üfleyip yüzüme düşen saç tutamlarımın uçuşmasına yol açtım. "Düşündüğün gibi değil anne!"

"Ya tabii ki öyledir," dedi inanmayarak.

"Odamdan çıkmayacak mısın? Geç oldu ve uyumak istiyorum."

"Çıkacağım kızım. Ama bacağındaki morluğun durumunu gördükten sonra."

Annemin iflah olmaz merakı karşısında ağzım bir karış açıldı. "Ciddi olamazsın anne ya!"

"Anneler merak eder."

"E peki madem." Pantolonumun düğmelerini çözdüm. Pantolonumu çıkarıp yatağımın üzerine bırakırken annem moraran bacağıma dikkatle bakıyordu.

"Tamam mı şimdi anne?"

Annem bana doğru yanaşıp hafif eğilerek acıklı gözlerle bacağıma baktı. Bugün daha ne kadar utanabilirdim acaba? Şu anki yaşadığım his, Araz'ın yemek yemiş olduğumu söyleyerek Rüya'ya karşı pot kırışıyla yarışıyordu utanç seviyesi olarak.

"Araz bacağını fena morartmış bebeğim," dedi annem. "O çocuk kaç kilo ki acaba? Damperli kamyon gibi üstünden geçmiş mübarek!"

"Anne ya! Düşündüğün gibi bir şey olmadı."

"Orası belli. Hiç de düşündüğüm gibi olmamış yani. Çünkü çocuk işini bilse seni böyle çürüğe çıkarmazdı."

"Ben yatıyorum anne," dedim artık ona laf anlatamayınca. "İster odamda sabahla, ister çık. Artık ilgilenmiyorum." Üzerimdeki hırkayı çıkarıp, duvar askılığına iliştirdim. Yatağıma doğru hareketlendiğim sırada annem, "Ooo," diye bir şaşkınlık sesi çıkardı. "Bakıyorum da, cicişlerin özgürlüğün keyfini çıkarıyor küçük hanım," dedi annem göğüslerimi kaş gözle işaret ederek. "Araz'ın yanında unuttuğun sütyenine bakılırsa, dediğinin aksine beyefendiyle bir şeyler olmuş."

Gözlerimi indirip göğüslerime baktım. Lanet girsin! Hırkamı çıkarınca, Derin'in bana vermiş olduğu dar tişörtün altından çıplak göğüslerim belli olmuştu. Ah Araz ah! Sütyenimi pençeleyip parçalamasa olmazdı sanki!

Bu noktadan sonra artık mümkün değil annemi inandıramazdım Araz'la sevişmediğime. Aleyhimde çok fazla delil vardı. Bu yüzden derdimi anlatmak yerine yatağıma uzandım. "İyi geceler anne. Çıkarken ışığı kaparsan sevinirim." Ses gelmemişti... Ben de bu yüzden ekledim. "Çıkarken ışığı kapat derken, odamdan çıkmanı istiyorum annecim anla artık da!"

Gözlerim yumulu haldeyken annemin yanağıma bıraktığı öpücüğü hissettim. "İyi geceler kızım."

Nihayet beni rahat bırakmıştı. Çok şükür...

KALP TUTULMASI - Alacakaranlık(Bella❤️Jacob versiyonu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin