Ağır bir uykudan uyandığımda etraf sessizdi. Yavaşça doğruldum ve arkama doğru yaslandım. Bir süre etrafa baktığımda gözlerim laptop'umu aradı. Ama yoktu. Telefonum bile yoktu. Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda koridorun boş olduğunu gördüm. Rüya içinde olduğumdan şüphe ettim bir süre. Aşağı kata inip kimi bulabilirim diye etrafa bakındım. Salonda kimse yoktu. Mutfağa gittiğimde Ash ve Avery'nin waffle yaptığını gördüm.
Ash beni görünce gözleri kocaman açıldı. "Yatağında olmalıydın."
"Ben iyiyim" diye inledim.
"Abla?" Avery konuştuğunda ona bakmadan Ash'in yanına ilerledim.
"Avery sadece sus." Avery oturduğu yerden kalkıp hemen odasına çıktı.
"Autumn sakin ol."
"Laptop ve telefonum yok. Nerede?"
"Kendini düzeltene kadar sana laptop ve telefon yok."
"Saçmalıyorsun, Ash"
"Ben senin abinim. Unutma."
"Unutmama izin vermiyorsun zaten."