Evet, Autumn. Abartacak hiçbir şey yok. Sadece çocuklarla tanışacaksın. Yani ilk defa onlarla gerçek bir konuşacak olmanda heyecanlanacak hiçbir şey yok.
"Autumn. Sadece sakin ol." Ashton birkaç adım kala konuştu.
"Hey çocuklar." Ashton onlarla selamlaştığında bende sessizce onları izledim.
"Hey, Autumn." Michael bana selam verdiğinde bende ona sadece başımla selam verdim. Luke ve Calum'u da başımla selamladığımda hızla Ash'in gösterdiği sandalyeye oturdum.
"Bu zamana kadar bir Irwin ile aynı sınıftaymışım da haberim yokmuş. Kayıtlara geçsin baya akıllı bir Irwin." Michael konuştuğunda ona bakıp gülümsedim.
Şu an bu ortamda olmak yerine evde supernatural izlemeyi tercih ederdim.
"Autumn güzel isim. Öyle birini daha tanıyorum."
"Güzel." Dedim. Bu durumda ne denirdi ki?
"Sürekli Autumn'dan numara istemesini söylüyorum. WhatsApp'tan grup konuşması yapabiliriz. Ama istemiyor."
"Bunun olacağını hiç sanmıyorum." Diye mırıldandım. Kafamı kaldırdığımda Calum garip bir şekilde bakıyordu.
Ah hadi ama. Seninle aynı masada oturduğuma bile inanamıyorum. Bana o şekilde bakma.
"Bir ara saçlarımızı sarıya boyamalıyız."
"Ne?" Ashton bir anda sesini yükseltti.
"Sanmıyorum." Sarı saç ve ben yan yana bile gelemez.
"Basit bir sarıdan bahsetmiyorum. Limon sarısı olabilir." Ah.
"Bu harika olur." Sarı saç ve ben yan yana bile gelemeyiz derken bu sarıyı o cümleye katmamıştım.
"Ne?" Ashton tekrar sesini yükselttiğinde ona baktım. "Böyle bir şey olmayacak. Sırada mavi, pembe ve yeşil vardı." Gülerek konuştuğunda gülerek karşılık verdim.
Telefonumdan çıkan 'I won't mind' melodisiyle hızla çantamdan telefonumu çıkardım ve Avery'nin aramasını görmezden geldim.
"O nasıl bir arama sesi?" Oh!
"Bu ne cüret?" Ashton benim yerine konuştuğunda sinirle kafamı Calum'a çevirdim.
"Bu Zayn Malik. Genç kızların ilgi odağı olan ergen gruptan ayrılan ama hala onu seven hayranlara sahip olan biri. Peki ya sen?"
"Ben erkeğim. Genç kız değil. Fandom beni ilgilendirmez." Ah, sinirlerim bozuldu işte.
"O erkek beyninin bunu kaldırabileceğini sanmıyorum zaten." Derin bir nefes alıp yerimden kalktım. "Size 'erkek' konuşmasında başarılar. Onu da anlayacağını sanmıyorum." Dedim diğerlerine bakarak.
Hızla arkamı dönüp orayı terketmek için adımlarımı hızlandırdım. Arkadan gelen Calum ile dalga geçen ve gülen sesler tatmin olmama yetmişti.