9.BÖLÜM: VAZGEÇİŞ

1.3K 88 71
                                    

Duyuruları ve alıntıları takip edebilmek için instagram hesabımı takip edin. @kewe.gozel

Başlamadan önce oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın.

Keyifli okumalar.

....

9.Bölüm

"Vazgeçiş"

Gava hizkirin derew be, çûyîn hesanîye...

(Sevmeler yalan olunca, gitmeler kolay olur...)

....

Bir karar verirken, bir seçim yaparken kimin hayatını ne şekilde etkileyeceğimizi hiçbir zaman bilemezdik. Kendimiz için en doğru gelen başkalarının en yanlışı olabilirdi. Reşad Ağa'ya doğru gelen, soyun devamlılığı için başka bir kadını getirmekti. Reşad Ağa'nın doğrusu Ronî'nin sadece hayatına değil, hayallerine de mâl olmuştu.

Sevdiği adamdan bir bebeği olsun istemiş, hem kendini hem kocasını mutlu etmek istemişti. Evliliklerinin ilk yılları olur diyerek sabırla beklerken bu yıllar katlanmıştı. Ronî'nin bir zamanlar hayal diye kurdukları şimdi onun ölüm sebebi olacaktı.

Ronî mezarlıktan dayısını da kayınvalidesini ve kocasını da arkasında bırakarak çıkmıştı. Yüksekova halkı üzerine kuma getirilen bir kadının başkaldırışına şahit olmuştu. Ronî gibi cesaret bulupta sesini çıkaramayan daha birçok kadın vardı. Fakat bu konuşmadan sonra cesareti olmayanlar da büyük bir özgüven kazanmıştı. Çünkü kimse kalkıpta sen yanlış yapıyorsun dememişlerdi. Buna haklarının da, hadlerinin de olmadığını biliyorlardı. Bu konuşma en çok kumalığı kabul edenleri etkilemiş, cenaze boyunca başlarını yerden kaldıramamışlardı.

Ronî mezarlığın dışında arabanın yanında bekleyen Çeto'yu gördüğünde hızlı adımlarını yanına yönlendirdi. Çeto kendisine doğru gelen Ronî'yi gördüğünde yaslandığı arabadan doğruldu ve saygıyla ceketini düzeltti.

"Anahtarı ver." diyen Ronî'ye bakakalan Çeto mezarlığın girişindeki Miran Ağa'ya çevirdi gözlerini.

"Hanımağam ben istediğiniz yere götüreyim si-"

"Arabanın anahtarını ver Çeto." diyerek ikazda bulunan kadın ellerini uzatmış ve anahtarı vermesini beklemişti. Çeto tekrar Miran Ağa'ya bakarken ondan bir işaret bekliyordu. Ronî Çeto'nun kime baktığını iyi bildiğinden onun dalgınlığını fırsat bilip elinden anahtarı çekip almıştı. Yanından sıyrılıp arabaya geçen Ronî kapıyı sertçe kapatmış ve Çeto açmasın diye de hemen kilitlemişti. Arabayı çalıştırdı ve gazı kökleyip mezarlıktan uzaklaştı Ronî. Miran'ın bakışlarını görmemiş değildi.

Hâlâ dayısının da Azade Hanım'ın da utanmadığını, başlarını eğipte yaptıklarından kendilerini sorumlu tutmadığını gördükçe onlara olan öfkesi katlanıyor, saygılarını da yitiriyordu. Gerçi artık ne gram sevgisi ne de saygısı kalmıştı. Reşad Şahinoğlu artık Ronî için bir yabancıdan ibaretti.

Midesinin birden karıştığını hisseden Ronî aniden frenleyip arabayı durdurmuş ve hızlıca arabadan çıkmıştı. Yediği az buz bir şeyi de öğürerek çıkarmış ve derman kalmayan bedenini arabaya yaslamıştı. Sağlığı da gittikçe bozuluyordu Ronî'nin. Kusmaları da mide bulantısı da bir türlü kesilmiyordu. Boyuna uygun ideal kilosu vardı fakat bir deri bir kemik kalmış gibiydi. Yiyemiyor, yediğini de çıkarıyordu. İştahı kalmamıştı.

Arabaya tekrar yerleşen Ronî yoluna devam etmişti. Gidiyordu gitmesine ama gidecek sığınacak kimsesi kalmamış gibi hissediyordu. Sevdiği adamın da ondan gittiğini hisseden Ronî sanki ondan herkes gitmiş gibi hissediyordu. Ailem dedikleri hep arkasında kalmış ve ilk fırsatta ihanet hançerini yemişti. Yedi senedir her türlü duygularını yaşadığı o evde onların gerçek yüzünü görememiş olması Ronî için kendi adına büyük bir hayal kırıklığıydı. Nasıl görememişti canavara dönüşeceklerini? Nasıl görememişti ilk fırsatta sırtından vuracaklarını? Nasıl görememişti hiç acımayıp onu ateşe atacaklarını? Defalarca kez kendine sorduğu sorularda her defasında kendine olan öfkesi artıyordu.

KEFEN GİYDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin