(Bölüm şarkımız Raperîn & Seyda Perinçek - Gava Tu Çû. Benim için yeri apayrıdır. Sizden ricam bu bölümdeki duygu geçişlerini daha iyi hissetmek için bu şarkıyı bölümü okurken sonuna kadar dinleyin. Özellikle de bir kısımda...🥲 O yer geldiğinde belirteceğim zaten.)
Duyuruları ve alıntıları takip edebilmek için instagram hesabımı takip edin. @kewe.gozel
Başlamadan önce oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın.✨
Keyifli okumalar.
....
12.Bölüm
"Harabe"
Ên ku min dikuşt xeyalên te bûn. Min ji ku zanîbû te min kuştiye?
(Beni öldüren senin hayalindi. Nerden bilebilirdim ki beni senin öldürdüğünü?)
....
Hayatımızda keşke dediğimiz çok an olabiliyordu. Bir şeyi yaparken, bir seçim yaparken ya da bir olayın içine kendimizi atarken sonunda pişman olacağımızı ya da keşke diyeceğimizi bilmeden atılıyorduk. Başta mükemmel gelen şey en berbat hale geliyordu. Keşke dediklerimiz en büyük pişmanlığımız oluyordu.
Ronî, Miran Şahinoğlu'nu severken, onunla evlenirken bir rüyada olduğunu sanıyordu fakat şimdi her şeyin bir kabustan ibaret olmasını dileyecek hale gelmişti. Ona güvenmiş, onun kollarının arasına sığınmış, ona inanmış ve onu sevmişti. Ronî onun tarafından sevildiğini sanmıştı. Fakat sevgi böyle olamazdı. Bu kadar basit olamazdı. Belli ki gözü kapalı güvenebileceği Miran Şahinoğlu bile yalandı. Diğer her şey gibi.
Gözü kararmış ve Ronî o an kimseyi görmez olmuştu. Ona seslenenleri bile duyamıyordu. Yedi senenin yıkılıp yok oluşunun bir ispatıydı o hali. İçindeki her şeyi öldürmüştü. İçinde iyi ne varsa öldürmüştü o an. Ona kimse iyi olmamıştı ki. Dayısı da, kocası da, ailem dediği kim varsa kalleş çıkmış, sırtından bıçaklamıştı. Şimdi konuşmalar yaptığı kuması dahi yalancı çıkmış, kurtulmak istediğini söylerken aslında kocasından çocuk yapmıştı.
Ronî arabaya gidecekken kumasının yanından geçerken sertçe ona çarptı. Zêrav şaşkınlıkla bakakalırken kasten yaptığını fark etmişti. "Sen..."
Ronî sesine dahi tahammül edemediği kadının elindeki poşeti sertçe elinin tersiyle fırlatırken tükürürcesine konuştu. "Senin de Allah belanı versin! Kocan olacak o adamın da!"
Zêrav ne olduğunu anlamadan elinden fırlatılan poşete bakarken ardından şaşkınlıkla başını kaldırıp karşısındaki öfkeli kadına döndü. Neye öfkelenmişti durup dururken? Sesleri duyan ve iki kadını gören herkes durup onları izlerken Delal ve Zelal'de sesler üzerine dışarı çıkmıştı. İkisini de karşılıklı birbirlerine ölümcül bir öfkeyle bakarken görmüşlerdi. Daha doğrusu ölümcül bakış Ronî'nin gözlerinde, şaşkın bakışlar Zêrav'ın gözlerinde yer edinmişti. Delal iki kadının yanına gidip aralarına girmeye çalıştı.
"Ronî?" diyerek kaşlarını çatmış bir şekilde kadına bakarken tartışmanın ve öfkesinin nedenini anlamaya çalışıyordu. Elbette bir gün bu tartışmayı veya iki kadın arasındaki bu çekişmeyi bekliyordu. Beklemedikleri bir şey değildi. Ronî'nin elbette bir gün patlayacağından emindi ama o günün bu kadar erken olması bekledikleri bir şey değildi. "Neler oluyor?"
Ronî gözlerini kumasından çekmeden, "Sen onu karşımdaki utanmaza sor!" dediğinde herkes şaşkınlıkla öfkeli kadına bakıyordu.
Herkes kuma kadın ile ilk kadının kavgasına şahit oluyordu. Bu, bu coğrafyada olası bir durumdu. Hiçbir ilk kadın kumasıyla anlaşamazdı çünkü o kadınlar kumayı kabul etmezdi. Kabul edenede kadın denmezdi. Direnirlerdi, direnişin aslında en büyük sembolleriydiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEFEN GİYDİM
Ficção GeralKararlar neticesinde hiç istenmeyen hayatlara mahkûm edilmiş üç insan. Ronî, Miran ve Zêrav. Yedi yıllık evliliklerinde çocuk olması için çabalayan Miran ve Ronî'nin nasibine bu tohum düşmemiş, bunun üzerine acımasızca bir karar verilmişti. Bir ka...