15.BÖLÜM: KONAKTAKİ SIR

1.1K 76 42
                                    

Duyuruları ve alıntıları takip edebilmek için instagram hesabımı takip edin. @kewe.gozel

Başlamadan önce oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın.

Keyifli okumalar.

....

15.Bölüm

"Konaktaki Sır"

Êşa rihê min bedena min dikuje..

(Ruhumdaki acı bedenimi öldürüyor...)

....

"Aramızda..." dedi ve yutkundu Ronî. "Özel konuşuyorduk..."

Korkuyordu. Bilsin istemiyordu. Bilirse eğer bu cehennemde bir hiçe dönüşene kadar yanacaktı. Bir hiç olmadan benliğini yeniden kazanmak istiyordu. Duygularını geri istiyordu. Hayatında korkmaktan, tedirgin olmaktan, öfkelenmekten başka bir şey yapmıyordu. Hissettiği şeyler bunlardı ve hayatında hiç iyi bir şey olmuyordu. Buna alışmak istemiyordu. Hayatın anlamını söndürmek istemiyordu. Çünkü hâlâ bir umut vardı.

Umut seneler sonra gelse de vardı. Umut onu altı sene bekletse de vardı. Umudunu kendi elleriyle öldürse de yine de bir yerlerde onu bekliyordu. Biliyordu. Hissediyordu.

"Benim bilmediğim ne özelin olabilir Ronî?" diye sorgulayan Miran gözlerini kısmış karısının şüpheli hareketlerini izliyordu. Ronî o an kocasının bir şey duymadığını fark etti. Yalan söylemeyi pek beceremezdi ve denese de kocası hep anlardı.

Bu sefer hangi şekilde kurtulacağını bilmiyordu çünkü kocasının şüpheci bakışlarının üzerinde gezindiğini görüyordu. O an bütün marifetlerini denedi. En sahici ifadesine bürünüp kocasına yalan söyledi.

"Özel işte... Kadınlara özel..." dediğinde içten içe kendini yiyerek kocasının ona inanıp inanmadığını sorguluyordu.

Miran karısının yalan söylediğini biliyordu. Yalan söylerken daima parmaklarıyla oynardı ve şu an aynen de bunu yapıyordu. Ronî kocasının parmaklarına baktığını fark ettiğinde oynamayı bıraktı ve iki yanına indirdi. İçinden kendine bela okusa da duruşunu düzeltip gözlerini tek bir an bile ondan çekmedi. Göz teması kurmalı, sakin kalmalı ve düşünerek cevap vermeliydi. Ronî iradesini kontrol ediyordu.

"Karımsın sen benim, Ronî." dedi Miran. Ronî o an deli gibi bağırıp, ben artık senin karın değilim, olmayacağım, diyerek ortalığı ayağa kaldırmak istese de şu an bunun sırası olmadığının farkındaydı. Daha mühim bir mesele vardı. "Sağlığın ile ilgiliyse bilmeyi hak ediyorum."

Kocasının gerçeği öğrenene kadar direteceğini ve inadını sürdüreceğini biliyordu. O yüzden ona gerçeği söyleyecekti fakat eksik söyleyecekti. Sonuçta yalan söylemiş olmuyordu.

"Tamam Miran. Söyleyeceğim, daha sonra konuşuruz." Ronî eline birkaç şey alıp mutfağın çıkışına yöneldi. "Yemek hazır yemeğini ye. İlaç içeceksin."

Kocasını bilgilendirdi ve merdivenlere yönelirken ondan bir an önce kaçmak istiyordu. Dikkatlice ama hızlı bir şekilde merdivenleri aşıp oturma odasına girdi. Sofra hazırlanmış ve kadınlar çoktan oturmuştu bile. Elindekini siniye dizip o da kendi yerine oturdu ve Delal'in yemekleri dolduruşunu izledi.

Kazadan sonra ne Reşad Ağa ile ne de Azade Hanım ile konuşmamıştı. Konuşması mı gerekiyordu yoksa tavrını sürdürmesi mi gerekiyordu bilmiyordu. Belki de Reşad Ağa bir daha onu görmek istemeyecekti. Belki o da Nûjen gibi düşünüyordu.

KEFEN GİYDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin