11.BÖLÜM

3.3K 284 66
                                    


Ben toz kokar, postal kokarım. Sen pudralı, parfüm kokan erkeklerden hoşlanırsın ama ben toz kokar, postal kokarım.
Benim kolonyam ter, pudram tozdur.

-Cemal Borandağ

Bölüme başladığınız saat?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüme başladığınız saat?

Nihayet dersler bitmişti, büyük şükürler içerisinde kendime ödül vermek için pastaneye gidiyordum. Ahsen işinin olduğunu söylediği için şuan tektim. Hava soğuktu burnumun ucunun kızardığına emindim, aldırış etmeden montuma sarılarak en sevdiğim pastaneye gittim.

Buraya ilk geldiğim gün dün gibi aklımdaydı, Hakkari'ye ilk adım attığımda dinlenmek için burayı seçmiştim. Üstelik pastane sahibiyle çok iyi ahbap olmuştuk. Pastaneye girdiğimde gözlerim Şirin'i aradı, büyük ihtimalle arkada işlere yardım ediyordur diye düşünerek her zaman oturduğum o masaya ilerledim.

Boş olduğu için şuan ekstra sevinmiştim. Çantamdan telefonumu çıkartıp derste Yavuz'dan gelen ama bakmayı unuttuğum mesajıma baktım.

"Evet öğretirim ki asıl kadınlarının olması gereken yerde herkes olmasın."

Ne alakaydı şimdi, bu adam psikopat falandı sanırım. Altı üstü bir ön koltuk nasıl bir hobisi vardı da oraya karısından başkasının oturmasını istemiyordu anlamıyordum. Telefonumu kapatıp masaya koydum, bu ukala adama cevap vermek bile boştu. O yine bildiğini yapardı nede olsa.

Her ne kadar sinir olsamda o harika fiziği ve suratı aklımdan gitmiyordu. Yakışıklıydı, fazlasıyla ve benim bir erkekten kolayca etkilenmemi sağlayan en büyük etkende buydu. Karaktere değil ilk yüze bakardım bu yüzden 10 defa aldatılmıştım, ne yazık ki bu huyumdan nefret ediyordum.

O kumral teni, dalgalı saçları, kalemle çizilmiş gibi kalkık burnu, dolgun dudakları ve herşeyiyle uyumlu kahverengi gözleri. Normalde renkli gözü olan erkekler daha çok dikkatimi çekerdi ama bu adamın kahverengileri diğer tüm renkli gözleri sollardı.

Güldüğünde dudağının kenarında oluşan hafif çukur ve gözlerinin kısılması, tamam bu adamı fazla düşünüyordum. Kahretsin ki yakışıklıydı ve bu beni ona çekiyordu. Masama gelen garsonla düşüncelerim yarıda kaldı.

"Buyrun ne isterdiniz?" dedi gülümseyerek, buranında bu özelliğini seviyordum işte güleç yüzlülerdi. "Böğürtlenli pasta ve bir limonata rica edicektim." dediğimde tebessüm ederek dediklerimi not etti. "Hemen getiriyorum."

Garson masamdan ayrılınca bende telefonumu alıp birkaç fotoğraf çekindim, bu mekanın dekorasyonuda çok hoşuma gittiği için hep burada fotoğraf çekinirdim. Pastam ve limonatam gelince kendimden sonra onların fotoğrafını çektim. Çektiğim fotoğraflarımı whatsapp'da paylaştığım esnada masama birinin oturduğunu fark ederek kafamı kaldırdım.

NareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin