Küçüklükten beri hayali olan öğretmenlik şuan onun mesleği idi. İlk görev yeri olan Hakkari'de 2 sene normal bir yaşam süren Nare, teröristler tarafından kaçırılarak günlerce esir kalmıştı.
Bütün umutları tükenmişken yetişen Gölge Timi, onun bu zam...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bismillah diyerek başlayalım çiğ köftelerimm. Başladığınız saati yazın ve kemerlerinizi takın efendim, Nare evrenine hoşgeldiniz!!
"Hazır mısınız lan?" Yavuz'un coşkulu sesi herşeyin iyi gittiğine işareti. Yıllardır kırmızı listede aranan bu piçler 2 gün önce 4 askerin daha şehit düşmesine sebep olmuştu. İşe Gölge timi el atınca kıskıvrak oldukları yerde sıkışmışlardı.
"Hazırız komutanım." dedi Eren.
"Valla hiç olmadığım kadar hazırım komutanım." derken sesi hırsla çıkmıştı Aslan'ın.
"Komutanım, 3 keskin nişancıları var." Ömer'in söyledikleri bir an timi huzursuzlandırsada şehadet şerbetini içmekten çekinmiyorlardı. "3 nedir ki komutanım siz elersiniz onları." Rıfat'ın sesi ile Gurur kahkaha attı. "Evet komutanım, siz Ömer Halisdemir'in vücut değiştirmiş halisiniz."
Ömer sessizce tebessüm etmekle yetindi. Tekrar karşıya odaklanınca kaşlarını çattı. "Komutanım gitmemiz imkansız, geleceğimizi biliyorlardı ki şuan arabalar geldi. Sayı olarak aşırı fazlalar." Ömer'in sesi neşeli timin bütün neşesini almıştı. Yavuz hiç bir şekilde pes etmeden "Güç sayıdan değil yürekten gelir." dedi. "Ama bu sözden dolayı şehit veremem, destek çağıracağım." dediği esnada yutkundu. Aklına Fatih geldi, destek isteyeceği esnada vurulan şehit Fatih Korkmaz.
Yutkundu Yavuz. "Ben çağıracağım." Timinde aklına aynı görüntüler gelince kimseden ses çıkmadı. Yavuz telsizi çalıştırdı. "Gölge timi, 01 orda mısın?"
"01 burada Gölge timi, birşey mi oldu?" Telsizin çektiğini görünce rahat bir nefes verdi. "Karşı taraf sayı olarak bizden oldukça fazlalar ekip istiyoruz."
Karşı taraftan gelen kadın sesi "Tamamdır, bulduğunuz bölgeye hava desteği gönderiyoruz. Siz kendinize dikkat edip keskin nişancılara odaklanın." dedi. Yavuz hadi canım demek istesede "Tamamdır 01." diyerek onay verdi.
Yavuz keskin nişancıların yerini tespit ederek "Gölge timi," dedi.
"Emredin komutanım." Barış silahına daha çok sarılarak komutanına kulak astı.
"Hava desteği alacağız, bize düşen tek şey etrafta ki leşleri bulmak ve keskin nişancıların işini bitirmek." Tim Yavuz'un söyledikleri üzerine yerlerine siper alarak sindiler. Öncelik olarak hava desteğini beklemek olacaktı.
"Komutanım bu bekleme işi ne kadar sürer?" diyerek huzursuzca yerinde kıpırdandı Aslan. Yavuz derin bir nefes alıp "Ne bileyim lan F16'ların götüne kamera mı taktım ben." dedi sinirle. Aslan komutanının verdiği cevaba sessiz kalıp yerine sindi.
Rıfat iç çekerek dağlara baktı. Ömrünü bu dağlara bu vatana adamış olmak onun için büyük şerefti. Tıpkı annesinin şefkatli kolları gibi sarıp sarmalardı dağlar onları. Burada ki tek tehlike soysuz köpeklerdi, yoksa dağlar yalnızların eviydi. Annesini yıllardır göremeyen Rıfat'ın acısı büyüyordu. Ölüm bir anlıktı, herkes bir anda gidebilirdi. En kısa sürede annesini ziyaret etmeliydi. Babasını 17 yaşındayken kaybetmişti, 17 yaşında olgun bir erkek olmak hayatın ona verdiği bir diğer imtihanıydı.