"İfade edilmemiş duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde ortaya çıkar."
-Sigmund Freud-
Tam olarak ne yaptığımı ve hangi durumun içinde bulunduğumu sakinleştiğimde fark ettim.
Düşüncelerim rayına otururken sarıldığım yapılı vücudu ve belime dolanıp sırtımı tutan ellerin farkına vardım.
Kaçıncı hayatın olursa olsun rezil olmaya devam edeceksin Vivian.
Başımı yavaşça gömdüğüm omuzdan uzaklaştırdım ve yutkunarak akşam karanlığında ay ışığının aydınlattığı yüze baktım.
Leonard'ın kıvırcık saçları dağılmıştı, ifadesi gergindi. Göz göze geldiğimizde tek kaşını kaldırdı, ağaçtan atlayan ben olmama rağmen gergin olanın o olması canımı sıkmıştı.
İşte o zaman yalnız olmadığımızı hatırladım.
"Ah, tanrım." Hızlıca Leonard'ın göğsünü ittirirken tutunduğum bacaklarımı serbest bırakarak üstünden indim.
Bakışlarım burada olması gereken çocuğu aradığında onun biraz daha geride balkon kapısının önünde olduğunu gördüm, sırtı bizim olduğumuz tarafa dönüktü.
Leonard'da benimle aynı tarafa baktıktan sonra gözlerini üzerime dikti ve hafifçe boğazını temizleyerek gözleriyle üstümü işaret etti.
Ona anlamayarak baktım.
"Ne oldu?"
Dük iç çekti ve eliyle bir saniyeliğine yüzünü kapatıp tekrar bana döndü.
"Alttan bir esinti hissetmiyor musun düşes?"
Sözleriyle birlikte kafama şimşekler çakarken aceleyle düğüm yaptığım elbiseyi çözdüm. Leonard'ı burada görmenin şokunu henüz atlatamadığım için görünüşüm tamamen aklımdan çıkmıştı.
"Julian arkanı dönebilirsin, demin ki tuhaf sahne için özür dilerim."
Küçük çocuk bedenini döndürmeden başını hafifçe çevirip yandan bir bakış attı ardından mesafeli mavi gözleriyle bizi süzerken iç çekti.
"Bence siz içeri girebilirsiniz madam, hava soğuk. Neden balkonumda olduğunuzu merak etsem de içeride de öğrenebilirim."
Sözlerinin ardından hiçbir şey demeden içeri giren çocuğa karşı ağzım bir an açık kaldı.
"Açıklamanı bende duymak istiyorum düşes, özellikle girmenin tamamen yasak olduğu bir yere gizlice girmeye çalıştığın için. Bu defa sincapları işin içine katmasan iyi edersin."
Gözlerimi devirmemek için kendimi tuttum, kriz anında söyleyebileceğim en olası şeyi söylemiştim.
"Kapıyı ben istemeden açmayın o bana yeter dük."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞES GERİ DÖNDÜ
Historical Fiction"Zalimlikle öldüm, merhametle doğacağım " Vivian Dumchestier. Arganie İmparatorluğunun Arşidükü ile imaparatorun isteği üzerine evlendi, kendi isteği dışında evlenmiş olmayı gururuna yediremedi ve tüm kibrini nefretle evliliklerine kustu. Kocasını...