"Zalimlikle öldüm, merhametle doğacağım "
Vivian Dumchestier.
Arganie İmparatorluğunun Arşidükü ile imaparatorun isteği üzerine evlendi, kendi isteği dışında evlenmiş olmayı gururuna yediremedi ve tüm kibrini nefretle evliliklerine kustu.
Kocasını...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan gizler mi kendini alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
-Hüseyin Nihal Atsız/ Geri Gelen Mektup-
Araba saraydan ayrılıp dönüş yoluna girdiğinde bir süredir kasılmakta olan bedenimi arkaya yaslanarak rahatlatmaya çalıştım. Tam karşımda Leonard ve babasının omzuna başını yaslayarak uyuklayan Julian bulunuyordu.
"İyi misin?" Yoldan gelen sokak ışıklarının aydınlattığı arabada Leonard'ın yüzünü daha iyi görmek için bakışlarımı kıstım. Yemek güzel geçmiş olsa da hala endişeleniyor gibiydi.
"İyiyim ama yorgunum, sarayın insana ağırlık veren bir havası var." Dediğimde başını salladı. Bakışlarım Julian'a kayarken gülümsedim.
"O kadar tatlı yedikten sonra hareketli olmasını beklersin ama ona uyku bastırdı." Onun duyabileceğini bildiğim bir tonda konuşmuştum, çocuğu uyandırmak istemiyordum.
"Yemek yedikten sonra uykusu gelir her zaman böyleydi, en azından küçükken olduğu gibi bana yaslanarak hala uyuya kalabildiğini öğrenmiş oldum." Oğluyla ilgili konuşurken sesi yumuşayıp akışkan bir hal almıştı.
İyi baba olmanın çekici bir özellik olduğunu bu hayatımda fark ediyordum, Leonard'a babalık yakışıyordu.
"Prensin enerjisi de onu yormuş olabilir." Hafifçe güldü.
"Eric bu yönden babasına benziyor, küçükken Julian'ın yerinde olan bendim." Ona dikkatle baktım.
"Oğlunun sana benzediğini söyleyebiliriz o zaman." Dediğimde içerisi aydınlık olmasa da gözlerini bana diktiğini hissediyordum, içeriye bir ışık girdiğinde ilk onun açık mavi gözlerini aydınlatıyordu.