3.Bölüm:İkilem

6.4K 629 85
                                    

İyi okumalar💗

"Tecrübe çok acımasız bir öğretmen; önce sınavı yapıyor, dersi sonra öğretiyor."

-Vern Law-

Yaptığım cesur başlangıca rağmen kahvaltıyı takip eden günümü endişeye bulanmış bir halde odamda düşünerek geçirdim.

Aniden beyaz bir sayfa açmanın kolay olmayacağının farkındaydım ama Leonard ile olan konuşmadan sonra zorluğunun boyutunu daha iyi anlıyordum. Kocaman adam, ona yaptıklarım karşısında böyleyken şu sıralar küçük bir çocuk olan Julian ile olan karşılaşmada beni nelerin beklediğini görmek bile istemiyordum.

Yatağımdan kalkarak odamdaki beyaz perdeleri açtığımda tenime değen güneş ışığının kemiklerime dek işlediğini hissettim.

Bahçede oturmak için güzel bir sabahtı, belki Julian benimle sıcak bir çayı paylaşmak isterdi?

Kesinlikle geçtiğimiz aylarda onu manastıra gönderen üvey annesiyle oturup çay içmek isterdi Vivian, haklısın...

Sahi onu neden göndermiştim ki?

Yirmi üç yaşında öfke nöbetleri geçiren Vivian için bu çok mantıklı olsa da otuzlarını geçmiş bir ruha sahip olan bana göre tamamen saçmalıktan ibaretti.

Ben, bu aile için istemediğim bir hayat yaşıyorsam onlarında istemedikleri şeyler yaşamalarını istemiştim. Şu an baktığımda tamamen acımasızlık.

Hiç anne olmamıştım, Leonard ile evliliğimizin ikinci yılında benim isteğimle odaları ayırmıştık sadece ayda bir kez beraber kalıyor ve bu evliliğin vazifelerini yerine getirdiğimizi gözlere ve kulaklara gösteriyorduk. Açıkçası gizlice korunduğum için hamilelik ihtimalim hep düşüktü.

Ellerimi düz olan karnımda gezdirdim, ölmeden önce bu kararımdan pişmanlık duymuştum fakat artık çok geçti. Leonard ile ayda bir olan birlikteliğimiz bile ilerleyen yıllarda son bulmuştu ve gururum çocuk isteğimin önünde bir engeldi.

Julian'a yaptıklarımdan sonra ikiyüzlü gibi nasıl çıkar bir çocuğu büyütmek istiyorum derdim?

Bir kaç yıl sonra ben bu evde kimsenin istemediği yalnız düşes olacaktım. Derin nefesler alırken düşüncelerimi dağıtmak için odanın içerisinde yürümeye başladım.

Tekrar aynı olayların olmasına izin verirsem darağacında verdiğim o son nefesin bir anlamı kalmazdı.

Tekrar yaşamak hala gerçek dışı geliyordu. Yaşanmış bu zamanlar garip ama tanıdık geliyordu. Kenarlarına kılıç işlenmiş gümüşle süslenmiş boy aynamın önünde durdum.

Kahverengi kestane rengi saçlarım sırtıma doğru kıvrılmıştı ve kehribar gözlerim bana bakıyordu. Açıkçası bendim. Benim gözlerim, yüz ifadelerim ve vücudum, hafızamda kendimle ilgili hatırladıklarımdan biraz farklı, yine de insanın tekrardan gençliğine geri dönmesi mutluluk veriyordu.

Beyaz teller ilk kez saçlarımın arasından bana merhaba dediğinde günlerce bu durumu kendime yedirememiştim. Ben mutlu olamazken zaman nasıl geçer ve beni yıpratır aklım almıyordu.

Ah, sadece bir yığın aptal düşünce.

Geçen zamanıma üzülmüştüm ama ölürken aklımda elimden alınan zamanlar ve tonlarca pişmanlık vardı.

Masamın üzerindeki çanı salladığımda dakikalar içinde Norma odaya girmişti.

"Günaydın madam, beni aradınız."

DÜŞES GERİ DÖNDÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin