Bekleyen her şey bir gün solar ve ölür
Bu bir papatya da olabilir
Veyahut bir umut da..
•Sabahattin Ali🎼 Madrigal - Dip
Arsen Simra Doğulu
Hayatta her zaman 1- 0 önde başladığımı düşünüyorum. Acılarımın beni erken yaşta büyüttüğü için mutluydum. Ben çoğu acımı daha 10 yaşında, ailem tarafından yaşadığım için evet mutluyum. Öğrendiğim ilk şey kendi kanın da olsa canın yansın diye elinden geleni yapabilir, yaptılar da.. Olsun en azından dışarıdan yemedim darbeyi. Beni, canım bildiklerim enkaz haline getirdi. Ve en büyük yanlışım da, olsun canları sağ olsun dedim her darbelerinde, fakat durmak bilmediler hiç bir zaman. Zamanla, zamanın hiç bir şeyin düzelmeyeceğini anladım. Ailemin beni zamanla sevmesini beklemem de bunların içerisindeydi. Her beklentimden zamanla vazgeçtim.Hayatımda ilk kez geç uyanmıştım. Bu benim için kötü bir durumdu çünkü alışkanlıklarımı bozmaktan hep nefret ederdim.
Erken uyanmakta alışkanlıklarım listesinde en başta geliyordu, uyandıracak bir ailen olmayınca... Neyse alışkanlıklarımın olduğu liste İtiraf etmeliyim ki baya kabarık. Neden geç uyandığıma gelecek olursak, gri gözler rüyama girmişti ve ne kadar uyumaya çalışsam da gece saat 3:45 gibi uyuyabilmiştim. Uyudum diyorum ama yorgunluktan ve uykusuzluktan bayılmış da olabilirim.Şimdi ise yatağımı toparlamadan kalkmış dolabımdan kıyafet bakıyordum kırk dakika sonra çizimimin teslimi vardı! Derin bir nefes alma ihtiyacı hissettim, telaş yapmamaya çalışıyordum bir yandan da, yetişirdim kendimi biliyordum. Elimi hızlı tutup seçtiğim siyah yarım kollu, belden bağlamalı crop top ve siyah yüksek bel palazzo pantolon ile gün içinde gayet rahat edeceğimi biliyordum, aynı zamanda da resmi de duruyordu. Gerçi herkesin rahat giyim anlayışı farklıydı.
Ayakkabı olarak düz beyaz spor giymeye karar vermiştim.
İstanbul'un havasına güven olmadığı için de üzerime siyah kısa blazer ceket almaya karar verdim. Takı, saç, makyaj ve çanta işlerini de halledip yatak odamdan çıktım.
Şanslı olduğum konulardan biri de hızlı hazırlanmamdı ne giyeyim diye düşünmüyordum pek, bu yüzden hiç bir yere geç kalmadım şimdiye kadar.Çalışma odama geçtim, çizim-imi dosyanın içine düzgünce yerleştirip hızla çıktım evden. Maalesef kahvaltı yapacak vaktim yoktu, çizim-imi teslim ettikten sonra bir şeyler atıştırırdım. Arabama binip okula doğru sürmeye başladım. Kafamın dolu olmasını seviyordum çünkü duygusal düşüncelere kapılmamı engelliyordu, ve bu da benim işime geliyor. Düşünmeyi, hayaller kurmayı pek sevdiğim söylenemez.. Oysaki küçükken çok severdim.
🚥
Son dakika yetişmiştim ve hızla okula girdim, bizim fakülteye ilerledim hiç bir yere bakmakla uğraşmadan. Fakültedekilerin çoğu gün içinde okulun bahçesinde oturup sohbet ederlerdi ve sesli bir şekilde insanları eleştirirlerdi.
Yürürken bir yandan da düşünmeye başladım, kendimi ve hayatımı.
Fakülteden de, bölümümden de hiç arkadaşım yoktu ama yine de seviyordum burayı. En azından derslerimi ve hocalarımı. Evet arkadaş edinmekte zorlanan kişilerden bir tanesi de bendim...
Dışarıdan bakılınca soğuk, burnu havada, egolu birisi olarak anılıyordum farkındaydım fakat durup kimseye kendimi anlatmak da istemiyordum. Kimseye güler yüz göstermek zorunda değildim, kimsenin götünü sırf çevre kazanayım diye kaldırmam.
Bu arada soğuk veya egolu değildim, görmek isteyen öyle görüyordu sadece. Arkadaşım tabi ki olmuştu, fakat nefesleri yetene kadar değil menfaatleri bitene kadar hayatımda yer edindiler. İyi ki de menfaatleri bitti de gittiler dediğim zamanlar çok oldu.Toygar hocamın odasının önünde durup kapıyı yavaşça tıklattım. İçeriden gir sesini duymamla yavaşça içeriye girdim. Bakışlarını bilgisayardan kaldırıp kapıdan giren kişiye yani bana baktı ve göz göze gelince tebessüm etti hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK RUHLAR MELODİSİ "Gerçek Aile"
Teen Fiction"Bakma! Bakma bana lanet olsun bakma... Görmesin o grilerinde kaybolduğum gözlerin beni." Hızla vurdum yumruk yaptığım elimi kalbinin üzerine. "Neden..." Sessiz fısıltısındaki kocaman enkazı fark ettim. Sanki yüzüme yüzüme bağırsa bundan daha az etk...