8: Geç Kalınmışlık
🎼 Deeperise - Raf ft. Jabbar
Arsen Simra Çırağan
Takside daha fazla durmak istemediğimden sahile yakın bir yerde durdurdum. Parasını ödeyip indiğim taksi hızla şehrin kalabalık trafiğine karışırken bense düşüncelerimin trafiğinde ilerlemeye çalışıyordum.
Sahile oturduğumda mutluluktan gülümsedim ister istemez. Fakat aynı anda da gözyaşlarım gülümsememe bulaşıp çeneme doğru yol çiziyordu. Bu yaşananlar film gibiydi. Ama bu gerçekleri, acıları insanlar bir yerlerde yaşıyor. Hepimiz farklı farklı acılarla savaşıyoruz ve bazen düşüyoruz dizlerimizin üzerine. Acı değil de pes etmek öldürüyor insanı. Onlar bana el uzatmışken sırtımı dönemezdim fakat onlara bir anda alışamazdım da.
"Benim bir ailem var." Sessizce mırıldandım yüzümdeki oluşan şapşal gülümsemeyle.
Denizden gelen soğuk yüzümü yakarken burnum sızladı. Ama bu havaları severdim, kış insanıydım ben. Acaba onlar nasıl havalar severdi? Adlarını bile doğru düzgün bilmiyordum ki. Yüzümü buruşturdum bu gerçekle. Canım hiç yanmıyormuş gibi biraz daha yandı. Kalktım oturduğum banktan yer yüzüne sığamıyordum sanki. Yavaşça evime doğru yürümeye başladım, aklım karmakarışık, kalbim ise umut tohumları ekiyordu bedenime.****
Kapıyı açarken içeriden Leo'nun miyavlamasını işittiğimde gülümsedim. Oğlum kapıda beni bekliyordu demek, ve kapı açılır açılmaz onun o güzel yüzünü gördüm. Kucağıma alıp içeriye geçtim, beyefendi hemen yüzünü boynuma sokmuş sakince duruyordu. Kabanımı zorla askıya asmıştım Leo sayesinde. Yüzünü yüzüme yaslamasıyla olduğum yerde durdum.
"Benim sabırsız oğlum biraz dursan da şu eşyalarımı çıkarayım sonra doya doya öperim seni." Sanki beni anlıyormuş gibi konuşmam salakça gelebilirdi belki ama anlamasa da varlığı iyi geliyordu. Çantamı da bırakıp içeriye girdim koltuğa oturduğumda Leo yüzünü kaldırıp bana baktı sanki anlat dinliyorum dermiş gibi geldi o an bana...
"Leo benim gerçek bir ailem varmış biliyor musun? İnanamıyorum, varlıkları bir anda yok olacakmış gibi..." Sustuğumda sakince beni dinleyen kedimi öptüm.Orada ne kadar oturduğumu bilmiyordum ama kalkmam gerekiyordu artık. Kucağımda oturan kedimi yavaşça koltuğa bıraktım. Mırın kırın etse de yatmaya devam etti bu haline tebessüm ettim. Önce onun mamasını ve suyunu koyup odama geçtim. Kıyafetlerimi çıkartıp şort ve tişört geçirdim üzerime. Kendime yiyecek bir şeyler hazırlamaya geçmeden önce banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım. Aynadan kendime baktığımda gözlerimin altının çöktüğünü gördüm ruh halimi bir türlü toparlayamıyorum. Ben böyle olmak istemiyordum ki, elimden gelen bir şey yoktu. Banyodan çıktıktan sonra yarın herhangi bir işimin olup olmadığını düşünüyordum bir yandan da. Aysima hanımı kahveye çağırmayı düşünüyordum. Bu kararı vermek benim için de zordu ama onlar bana çok iyi yaklaşırken arama mesafe koymak istemiyordum. Yarın sabah dersim dışında hiçbir işim olmadığına karar verdikten sonra Aysima hanıma yazma kararı aldım.
Siz: Aysima hanım merhaba.
Telefonu mutfak masasına koyup başında beklemeye başladım. Heyecanlanmıştım ilk okul çocuğu gibi. Ama hoşuma da gidiyordu bu durum. İlk kez çocuksu duygular hissediyordum bunu düşünmek yerine keyfini çıkarmak istiyorum. Mesaj sesiyle hızla elime aldım telefonumu.
Aysima Hanım: Merhaba kızım, iyisin demi bir problem yok?
Siz: İyiyim, telaşlandırdıysam özür dilerim. Ben sadece eğer yarın müsaitseniz sizle buluşmak istemiştim.
Aysima Hanım: Tabi ki müsaittim nerede buluşalım? İstersen bizim eve gel?
Siz: Ben aslında sizi benim evime davet edecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK RUHLAR MELODİSİ "Gerçek Aile"
Teen Fiction"Bakma! Bakma bana lanet olsun bakma... Görmesin o grilerinde kaybolduğum gözlerin beni." Hızla vurdum yumruk yaptığım elimi kalbinin üzerine. "Neden..." Sessiz fısıltısındaki kocaman enkazı fark ettim. Sanki yüzüme yüzüme bağırsa bundan daha az etk...