4: Haksızlıklara Rağmen

52 3 2
                                    

"Haksızlığa uğramak, haksızlık yapmaktan iyidir."
•Sokrates

🎼 Ka-Re: Yarala Meni

⏳🧭⏳

Elimdeki kutuyla pencereden ana sokağa bakıyordum. Tanıdık araçlar dışında yabancı araba dahi yoktu. Tabi bir yandan da arabamı kontrol ediyordum, ne olur ne olmaz.. Gelen geçen yoktu sokak hayvanları bile bugün terk etmişti sanki burayı. Koskoca sokak bomboş ve zifiri karanlıktı.

Kim neden kapıma kutu bırakırdı ki?

Sokağa bakmaktan vazgeçip Leo'yla koltuğa geçtim. Elimdeki kutunun dış yüzeyini incelemekten artık vazgeçip açmaya karar verdim. Fakat içimde korku vardı ister istemez. Kapağı kaldırdığımda üzerime siyah kağıt parçası düştü. Yavaşça dizlerimin üzerindeki kağıdı aldım. Açtığımda güzel ve okunur bir el yazısıyla yazılmış bir kaç cümleyle karşılaştım.

"KaraDemir'den Leo'ya minik bir hatıra.."

Nottan çektim zorlukla gözlerimi kutunun içindeki gümüş halkların iç içe geçmesiyle birleşen ve ucunda da kedi kafasının olduğu ve üzerinde de Leo yazılıydı ve minik de bir kedi patisi sembolü çiziliydi. Halkaların içinin birisinde küçük bir nazar boncuğu birisinin içinde de zil vardı. Çok hoş ve sade duruyordu.

Fakat kimden geldiğini bilmediğim bu hediye hem hoşuma giderken hem de beni korkutuyordu. Aklımda hiç bir isim yoktu, ailem desem bana bir çöp almamışlarken böyle bir ince düşünce imkansızdı. Aslan desem ezeli rakibine böyle bir harekette bulunmaz. Aklıma gelen düşünceyle duraksadım.
Gri gözlerin böyle bir hediye gönderebileceği düşüncesi...
Olabilir miydi böyle bir şey? Adını bile bilmediğim adam benim evimi, kedimin adını nasıl bilebilirdi? Aklımdan bir sürü senaryo geçerken Leo'nun tasmayı kokladığını gördüm. Gülümsedim ister istemez sevmiş olmalıydı ki yalamaya başlamıştı tasmayı. Elime aldığım tasmayı yavaşça başından geçirip taktım yakışmıştı beyaz tüylerine. Veteriner de banyo da yaptırmışlardı bu yüzden beyaz tüyleri göz kamaştırıyordu.

Elimdeki kutuya tekrar kaydı gözlerim aklımı kurcalayıp beni daha fazla meşgul etmesine izin vermemek için kağıdı içine koyup sehpanın üzerine bıraktım kutuyu. Zamanı geldiğinde illaki öğrenirim diye düşündüm ve evham yapmayı bıraktım.

Yatak odasına geçip yatağa uzandığımda aklımdan bu günkü bütün anılar geçti bir bir. Hepsinden sıyrılıp zorla gözlerimi kapattım.

••••

"Sende bizim gibisin Arsen Simra. Kaçtığın ailenden yani bizden hiç bir farkın yok!" Başımı hızla iki yana salladım. Ben onlar gibi kötü kalpli bir insan değildim.

"Hayır! Ben sizin gibi değilim.." Üzerime gelmeye başladıklarında geri geri kaçtım annem ve babamdan. Gözlerim yaşlardan dolayı bulanıklaşırken yerdeki taşı göremediğimden ayağım takılıp dizlerimin üzerine düştüm.

"Evet Arsen Simra sende tam bizim gibisin.. Kapkara bir kalbe sahipsin, kimseyi sevemezsin sen buna gri gözlü adam ve Leo da dahil. Sen karalar içinde yalnızlıktan ölüp gideceksin!" Hayır! hayır! ben böyle bir insan değilim, ben onlar gibi değilim. Son gücümle ayağa kalkıp itiraz ettim.

"Hayır! Ben sizin gibi değilim! Olmayacağım da!" Yüzlerindeki nefretin yansıması bir gülümsemeyle üzerime yürümeye başladılar tekrardan. Neden hala bana acı çektirmeye çalışıyorlar?
Ayağımın boşluğa gelmesiyle dengemi korumaya çalıştım kafamı arkaya çevirip baktığımda uçurumun ucunda olduğumu anladım.. Kalbim göğsümü yaracak kadar hızlanırken korkudan titremeye başladım. Aileme dönüp son bir umut, baktığımda aslında onların benim hiç bir zaman gerçek ailem olmadığını anladım. Aile kan bağıyla olan demek değilmiş. Annemin omzumdan itmesiyle kendimi tamamen boşlukta hissettim ve koca bir çığlık kaçtı boğazımdan.

KIRIK RUHLAR MELODİSİ "Gerçek Aile"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin