10: Hisler Çukuru

55 3 6
                                    

Gökhan Tepe – Yürü Yüreğim

Arsen Simra Çırağan
Huzur şu an hissettiğim şeyin adı mıydı? Bir çift kol nasıl olurda içimi dışımı bu kadar sarıp sarmalayabilirdi? Kafamın altındaki kalp atışları bana yaşadığımı kanıtlar nitelikteydi sanki. Yavaşça uzaklaştım ondan, yüzüme bakmasıyla yumruklarını sıktı. Onun yüzünden ağladığımı sanıyordu, oysaki ben son zamanlarda yaşadığım şeylere ağlıyordum. Hıçkırığımla ellerimle kapattığım yüzümü açmaya çalıştı.

"Neden ağlıyorsun? Ağlayacağını bilseydim dokunmazdım bile sana, lütfen bak çekildim geri ağlama." Gözyaşlarımı ellerimin tersiyle silip ona baktım. Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Hayatım koca bir yalanmış Mehran Feza, benden tam 22 yılımı çalmışlar." Gözlerindeki hüznü gizlemeden elimi tuttu sıkı sıkı.

"Beni sevebilecek ailem varmış, abilerim..." Ağlamaktan kan çanağına döndüğüne emin olduğum gözlerimden gözlerini bir saniye bile ayırmıyordu. Sanki sessizce ben buradayım ağla, ağla ki rahatla boşalt içini dermiş gibiydi. Yüzümü tekrar avuçlarının içine aldı ve eğilip anlımı öptü hiçbir şey demedim o da kafamı göğsüne yaslamaktan başka bir şey yapmadı zaten.

****

Öyle ne kadar durduk bilmiyordum ama hala yorulmadan saçımı okşuyor olması uykumu getiriyordu. Hiçbir şey demesine gerek yoktu yaptığı hareketler onun için konuşuyor nitelikteydi. Onunla ilgili kaçtığım bütün duygular yine onun kıyısına çarpmıştı.
"Arsen geçmişini değiştiremem ama geleceğin için elimden gelen her şeyi yapabilirim. Ailene gelecek olursak kendin için onlara şans ver. İlerde pişman olmamak için."  Bakışlarım grilerine çıkarken başımı onayladım onu.

"Bende öyle düşündüm. Ama çok heyecanlıyım nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Senle bile şu halimize bak sadece birkaç kere göz göze gelmemizle ne hale geldik." Saçımın tepesini öpüp koklamasıyla tebessüm ettim.

"Ben o gün trafikte bir çift ela gözleri gördüğüm an anladım sonum olacağını. Sadece kadere bıraktım bizi. Biliyorum ki Allah nasip etmeyeceği şeyi hayal ettirmezmiş." Sarhoş olmuştum sanki onun karşısında. İçimdeki korkuları ona ilk baştan anlatmak iyi olacaktı.

"Ben bilmiyorum Mehran Feza sevmek, sevilmek nasıl bir şey, korkuyorum." Ellerini saçlarımda dolandırmaya hala devam ederken bir yandan da yüzümü inceliyordu. Utandığım için bakışlarımı ayaklarımıza indirdim.
"Öğreniriz birlikte." Çenemden tutup yüzümü kaldırdı, tekrar göz göze gelmemizle tedirginliğine bizzat şahit oldum. Derin bir nefes aldığımda kokusu beni mayıştırırken gözlerimi kapattım. Geri çekildim bir adım.

"Mehran ben hayatımda yenilgi istemiyorum. Ben uçurumdan aşağıya düşmek istemiyorum." Kaşlarını çattı ama sesini sakin tutmaya çalıştığını anlıyordum.

"Hayır. Bana böyle bakmışken, sarılmışken, kokunu solumuşken gidemezsin. Biz daha biz olamadan arkanı dönüp gidemezsin." Gözlerim dolarken keşke dedim keşke biraz cesaretli bir insan olabilseydim. Bir adım daha uzaklaştım hiçbir şeyi düşünmemek için buraya gelmişken en büyük kalp yangınımla karşılaşmıştım. Beni durdurmak ister gibi hızla konuşmaya başladı.
"Kafan çok karışık anlıyorum seni ama kaçmak çözüm değil. Senden hiçbir şey istemiyorum Arsen sadece yanında durmama izin ver."  Başımı olumsuz anlamda salladım kimseyi derdime ortak kılamazdım, derdimi geçtim ben onun gibi bakamazdım ki ona, kırar dökerdim.

"Sen doğru insan olabilirsin ama ben doğru insan değilim senin için."
"Bırak ta ona ben karar vereyim Arsen Simra." Sesini yükseltmemişi belki ama keşke bağırsaydı, vurup kırsaydı bir şeyleri keşke dedim. Ses tonu o kadar yıkılmış çıkmıştı ki kendimden bir kez daha utandım. En iyisi ona daha fazla zarar vermeden gitmekti. Yavaşça arkamı döndüm ona ve içimizdeki kavuşmayı bekleyen çocuklara. Birkaç adımda arabama vardığımda tam kapımı açacakken dedikleriyle elim havada kaldı.
"İzin vermeyeceğim duydun mu? Bu bana son arkanı dönüşün olacak. Benim senden başka yolum yok bunu bir an önce anlasan iyi olacak. Şimdilik kaç bakalım, ama şunu unutma nereye kaçarsan kaç tam sol tarafında kalbinde olacağım." Ona dönmeden arabamın kapısını açıp bindim. Kafamı kaldırdığımda olduğu yerden beni izliyordu. Yanağıma düşen bir damla göz yaşımı umursamadan arabayı çalıştırıp oradan uzaklaştım.  Yolda ilerlerken bir arabanın beni takip ettiğini fark ettiğimde gaza biraz daha bastım, fakat peşimi bırakmıyordu. Biraz daha gaza basdım ve direksiyonu kırıp arabayı döndürdüm. Arabayla burun buruna gelmemiz de o saniye içinde oldu. Direksiyon başında gördüğüm yüzle şaşkınlıkla kala kaldım. Ali Çırağan neden beni takip ediyordu ki? Göz göze gelmemizle şaşkınlığını arabanın içinden bile okuyabilmiştim. Arabadan inmesiyle bende indim.
"Sen ne yapmaya çalışıyorsun? Hadi bir şey olsaydı sana?"  Sinirle bana doğru yürümesiyle ben ise kaşlarımı çatıp olduğum yerde dimdik durdum.

KIRIK RUHLAR MELODİSİ "Gerçek Aile"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin