bölüm içinde geçen şarkılar to begin again ve we don't talk anymore
Yemek sonrası dilediğim gibi olmamıştı ne yazık ki. Gitmek istediğimde Luna kalmam için, en azından kahve içip gitmem için epey ısrar etmişti. Kabul etmiştim. Ama koltuğun köşesine oturup arkama yaslanmış, kollarımı da birbirine dolamış sessizce oturuyordum herkes Elliot'ın sahneden düştüğü an hakkında konuşurken.
Yeda ve Luna da bir yandan kahve hazırlıyor bir yandan da mutfaktan sohbete dahil oluyorlardı. Karnımda duran telefonum titrediğinde çözmüştüm anca kollarımı. Ekranı yüzüme doğru çevirdiğimde de abimin mesaj attığını gördüm.
Abim: Zayn'in sevgilisinin yemeğine mi gittin Bel?
Abime söylememiştim, Ellen biliyordu ama bir şekilde o da abime söylemişti demek ki. Mesajı açtım ama yazacak bir şey de bulamamıştım abime. Şu an onunla mesajlaşarak tartışmak istemiyordum ve tartışmak için yazdığını da adım gibi biliyordum.
Ona "Evde konuşuruz. Birazdan geliyorum." yazdıktan sonra telefonu koltuğa bıraktım ve kalktım oturduğum yerden. Mutfağın kapısına ulaşmadan hemen önce de Yeda'ya "Yardım edebileceğim bir şey var mı?" diye sormuştum. Şimdi de kapısı olmayan mutfağın kapısında dikiliyordum öylece.
Elime iki tane kupa tutuşturup "Kırmızı kupa Elliot'ın yeşil kupa Zayn'in." dediğinde de bir anda tutmak zorunda kaldığım kupalardaki bakışlarımı ona çevirdim. Bilerek yaptığı bir şey miydi bilmiyordum ama hoşuma gitmemişti. Hala öylece yüzüne bakmaya devam ederken de bana "Hadi versene kahveleri. Soğuyacaklar." dedi ve kolumdan tutup beni döndürmeye çalıştı.
Kupaların saplarını sıkıca tutarak arkamı döndüm ama dökerim diye çok yavaş hareket ediyordum çünkü sıcak bir şey taşımaktan korkardım dökülür diye. Bir tane yetmiyormuş gibi iki kupa taşıyordum bir de.
Kaplumbağa gibi ağır adımlar atarak koltuklara doğru yürürken de kupalara bakıyordum dökülüp dökülmediklerini ya da dökülecek kadar sallanıyorlar mı diye kontrol etmek için. Elimdeki kupalara biri uzandığında da uzanan kişinin Zayn olduğunu anlamam için de elindeki dövmeleri görmem yeterli oldu. Parmaklarının uçları kupaların kulplarını sıkıca kavrayan parmaklarıma değiyordu.
Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda o da kupalara bakıyordu ancak benim ona baktığımı fark edince başını kaldırıp bana baktı o da.
"Ver bana."
Elimdeki kupaları alınca sanki üzerimden ağır bir bulut kalkmış gibi hissetmiştim. Küçücük bir eylemin bende yarattığı hafifi ama ağır rahatsızlık üzerimden kalkınca da ne yapacağımı bilememeden olduğum yerde öylece kalakalmıştım. Terleyen avuçlarımınelbisemin eteklerine sürdükten sonra da parmaklarımla oynamaya başlamıştım birden. Gerilmiştim nedenini bilmediğim bir şekilde. Zayn taşıyamadığımı bildiği ve anladığı için almıştı elimden kupaları, biliyordum. Ve bu yüzden gerilmiştim zaten.
Yeşil olan kupayı Elliot'ya uzattığında da atılıp "Hayır, o senin. Kırmızı Elliot'ın." demiştim ve o da kupayı vermek için eğilmişken başını bana doğru çevirip bakmıştı.
"Ne fark eder?"
Omuz silktim. "Bilmiyorum. Yeda öyle dedi." dediğim sırada da Luna mutfaktan çıkmıştı ve Zayn'e "Hayatım seninki şekersiz." demişti. Elinde iki tane daha kupa vardı. Sarı olanı bana uzattı. "Bu seninki tatlım. Bol sütlü." Kupayı alırken teşekkür ettim. Bu kez bir tane olduğu için daha rahat hareket ederek az önce kalktığım koltuğa oturdum ama oturmadan hemen önce de kupayı sehpaya bırakmıştım.
Yeda ve Luna da salına döndüğünde Yeda yanıma oturmuş, onun yanındaki boş yere Elliot geçmiş, Luna da Zayn'in oturduğu tekli koltuğun kolçağına oturarak bir bacağını diğerinin üstüne atmış, kolunu da Zayn'in omuzlarına uzatmıştı. Elliot ve yerde oturan Ruth bir şarkının prodüksiyonun kalitesi hakkında tartışırken ilgiliymiş gibi onları dinliyorsu çatık kaşlarıyla. Ya da gerçekten ilgiliydi, bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
to begin again
Hayran KurguYeniden başlamak için başka günlerimiz olacak. Nasıl, neden bilmiyorum ama yeniden başlamak için deneyeceğimi biliyorum.