Media: Akatsuki
Akşam kamp ateşini söndürdükten sonra herkes kendi çadırına geri döndü. İçeri girmemizle yağmur başladı. Yağmur damlaları çadırla temas edince rahatlatıcı bir ses çıkarıyordu. Gök gürültüsü ve şimşekle beraber harika bir simfoni oluşturmuştu. "Ahh bu çok huzurlu" dedim kendimi geri atarken. Chibi de bir köşede kıvranmıştı "tabii ne demezsin" dedi göz devirirken. "Senin huzurunu bozduğum için mi asık suratsın yoksa şimşekten mi korkuyorsun?" diye sordum onunla uğraşmak istercesine. "Hiç biri seni ilgilendirmiyor kapa çeneni ve uyu" dedi uzanırken. Omuzlarımız arasında bir kaç santim vardı. "Neden bana karşı bu kadar kabasın? Akademik rakibinim sonuçta biraz saygı duysan?" diye sordum "çünki ailen seni fazlasıyla şımarık yetiştirmiş. Kendini herkesden yüksek görüyorsun. Gereksiz egoya sahipsin" dedi tüm kinini kusarken. Yaptığı gözlemlemeye kaşlarımı kaldırmakla tepki verdim. "Bir cevabın yok mu?" diye sordu alayla "doğru lafa ne denir ki" dedim tebessüm ederken. Yan yatarak arkamı ona döndüm böylece Chibi'ye sarıla bilirdim "iyi geceler" "sana da"
-Tobirama Senju-
Fazla sert mi konuştum sanki? Göz ucuyla ona baktığımda arkasını dönüp kediye sarılmıştı. Göz devirdim ben de arkamı ona dönerken.
Genişlik hissedince gözlerimi açtım yanıma baktığımda yoktu. Chibi buradaydı. Nereye kayboldu bu? Yağmur devam ediyordu. Çadırdan dışarıya baktığımda kütüğün üzerinde uzandığını gördüm. Ceketimi başıma atıp dışarı çıktım "kafayı mı yedin sonunda?" diye sordum yanına giderken sırıl sıklamdı. "Neden sordun?" diye sordu "üşüteceksin" "ne zamandan beri beni umursar oldun?" "umursamıyorum" dedim arkamı dönerken.
Sabah olmuştu. Huzurlu bir uyku çekmiştim. Yana baktığımda yine yoktu. Dışarı çıktığımda diğerlerinin onun etrafında olduğunu gördüm. Dikkat çekmek için herşeyi yapıyor. "Sırıl sıklamsın Rei! Hastalanacaksın" dedi Obito "ne diye dışarıda uyudun?" diye sordu Kakashi "Tobirama'ya rahatsızlık vermek istemedim" dedi tebessüm ederken. "Gece korkmadın mı? Ya ayı falan saldırırsa?" diye sordu Sakura "birşey olmadı gördüğün gibi" dedim "git üstünü değiştir üşüteceksin" dedi Obito "yedek kiyafetim yok diğerleri kurumadı ki" dedi "bende var vere bilirim istersen" dedi Itachi.
-Freida Tsugikuni-
"Bende var vere bilirim istersen" dedi Itachi "ah teşekkürler fena olmazdı" dedim gülümserken "gel benimle" dedi çadıra giderken. Çadırları genişti. Çantasını karıştırmaya başladı "keşke dışarıda uyumasaydın birimizi çağıra bilirdin" dedi "bir bakıma bu benim suçum çünkü çadır getirmedim. Hem dışarıda yağmurda uyumak keyifliydi" dedim. Siyah hoddie ve siyah eşofmanaltı vermişti. "Saçlarını da kuruta bilirsin" dedi pil ile çalışan saç kurutma makinesini verirken. "Bu çok iyi pil ile mi çalışıyor?" dedim incelerken. Başıyla beni onaylamıştı. Önce saçlarımı kuruttum. "Yardım ede bilirim tabi eğer istersen" dedi bakışlarını kaçırırken. Bu utangaç haline tebessüm ettim "bitirdim. Saçlarım küçücük zaten" dedim savururken. Beni onaylayıp giyinmen için çıkmıştı. Islak kiyafetlerimi çıkarıp kuruları giyindim. Bir kaç tık oversize olmuştu ama güzeldi. Kendi kiyafetlerimi alıp dışarı çıktım. Kollarımı yukarı çekince iyi olmuştu. "Yakışmış" dedi Hinata. Ona tebessüm ettim. "Pekala yağmurlu hava durumu yüzünden yakındaki köyde konaklayacağız" dedi Toshiro sensei. Tobirama'nın çadırından sırt çantamı aldım. Motorumun yanına gelip silip temizledim "bizimle gelmeyecek misin?" diye sordu Obito "hayır arkanızdan gelirim" dedim kaskımı silerken. "Freida-san bu biraz tehlikeli ola bilir çamurlu yolda motor sürmek" dedi Kisame. "Benim için endişelenmeniz hoş ama gerek yok" dedim kaskımı takarken. Bu sırada otobüs de gelmişti. Herkes otobüse bindikten sonra motoru çalıştırdım. Haraket ettikten biraz sonra peşlerine takıldım.
Bir kaç saat sonra kasaba gibi bir yere gelmiştik. Önden gidip U dönüğü yapıp frene bastım. Otobüsler durunca kaskımı çıkardım. "Pekala müdürle konuştuk 1 ev 20 kişi tutuyor. Evde 10 yatak odası var 2 kişilik. Gerekli eşyalar hepsi var banyo çamaşır ve kurutma makinesi buz dolabı filan" dedi Sarutobi sensei. Karşıdaki eve direkt ilerledim. Ayakkabılarım çamurluydu bu yüzden kapıda çıkardım. Çoraplarıma kadar ıslanmıştım. Çoraplarımı da çıkarıp elime aldım. Yukarı çıkıp ilk odaya eşyalarımı yerleştirdim. Dolaplarda havlu falan vardı. Sıcak bir duşla kendimi rahatlata bilirim. Islak kiyafetlerimi kurutma makinesine attım öncelikle. Onlar kuruyunca giyinirdim. Itachi'nin kiyafetlerini de geri verirdim. Kurutma makinesinin başında dikilirken diğerleri de odalarında yerleşmeye başladı. Bina iki katlıydı üst katta yatak odaları alt katta salon mutfak ve banyo vardı.
Kurutma makinesi durduktan sonra kiyafetlerimi aldım. Yukarı çıktığımda Kisame ve Itachi'yi gördüm. "Bir sorun mu var?" diye sordum odamın kapısında durarken. "Itachi'ye oda yok" dedi Kisame "benimle kala bilirsin oda arkadaşım yok henüz" dedim gülerken "yok ben rahatsızlık vermek istemiyorum sana zaten dün gece de normal uyumamışsın" dedi "benim için sorun yok ne zaman istersen kapımı tıklatman yeterli" dedim içeri girerken. Temiz kiyafetlerimi katladım ve giyeceklerimi aldım. Kapıyı açınca eli havada kalan Itachi ile karşılaştım "demek fikrini değiştirdin" dedim gülümserken "içeri geç" dedim çıkarken "nereye gidiyorsun?" diye sordu "duş alacağım" dedim merdivenlerden inerken. Banyonun kapısını açacakken "ben gireceğim" dedi Tobirama "ama önce ben geldim bu yüzden benden sonra gire bilirsin" dedim kiyafetlerimi içeri bırakırken "hayır ben bu yüzden aşağıdaydım" dedim "bana ne girseydin önce" içeri girip kapıyı kapatacakken durdurdu "ben gireceğim dedim sana" diyince sol yan tekmemi göğüsünün ortasına geçirdim. Bir kaç adım geriye düşmüştü. "Oi oi ne yapıyorsunuz siz" dedi Naruto "kaybol şimdi" dedim kapıyı kilitlerken. Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirdim. Suyun sıcaklığını ayarladıktan sonra üstümü çıkarıp suya girdim. Sıcak su buz gibi bedenimle temas edince rahatlamıştım. Tüm kaslarım gevşemiş ve üstümdeki gerginlik suyla beraber akıp gitmişti. Şampuanlara baktığımda şeftali olanı vardı. Bu yüzden saçlarımı da yıkadım.
İşimi bitirdikten sonra kurulandım. Temiz kiyafetlerimi giyinip Itachi'nin kiyafetlerini alıp katladım. Kapıyı açıp dışarı çıkınca sinirli bir Tobirama ile karşılaştım. "Gire bilirsin şimdi" "az önce yaptığın yanına kalır mı sanıyorsun?" dedi göğüsünü gösterirken "ne? hiç mi bir kızdan kalbine dayak almadın?" "O anlamda değil" "rövanş istiyorsan tavsiye etmem. Hidan'a neler olduğunu gördün" dedim merdivenlere ilerlerken.
Kapıyı tıklattım onay alınca içeri girdim "kiyafetlerini çamaşır makinesine atmamı ister misin?" diye sordum "yok gerek yok evde yıkarım teşekkürler" dedi benden alınca. Onu onaylayıp aynanın karşısına geçip saçlarımı taradım.
-Itachi Uchiha-
Kesinlikle onları yıkamayacaktım. Aynanın karşısına geçip saçlarını taramaya başladı. Sonra ise fön makinesini çalıştırıp kısacık saçlarını kuruttu. Saçlarından yayılan şeftali kokusu bütün odaya yayılmıştı. Rutin şeyleri yapması bile bende ilgi uyandırıyordu. Kuruttuktan sonra ayağa kalktı "aşağı inelim mi?" diye sordu "yorgun değil misin?" diye sordum. Burada ikimiz kalalım istiyordum. "Yok direkt aşkam kesintisiz bir uyku çekmek istiyorum. Umarım uyurken fazla haraket etmiyorsundur" dedi gülerken. Yatağın iki kişilik olduğu az önce dank etmişti. Ben nasıl uyurdum ki onla aynı yatakta. Uyuyamazdım. "Yok rahat ol sen" "ben sana fazla sorun çıkarmayacağım zaten haraket etmeden uyurum orada olduğumu hissetmeyeceksin bile" dedi gülerken. Gülerken çok tatlı oluyordu.
💠Uzun zaman sonra yb geldi. Bir türlü zaman bulamıyordum yazmak için. Umarım hoşunuza gitmiştir. Bol bol yorum yapın^^ Sevgiyle kalın<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Academic Rival | Tobirama Senju x OC (Modern AU)
Fanfiction"Şu gümüş saçlı piç benden daha iyi olduğunu mu sanıyor?" "Onun ukala ve kendini beğenmiş davranışları kendimi öldürmek istememe sebep oluyor" Academic rivals to lovers <3 Tüm karakter hakları Kishimoto-san'a aittir. Tüm görseller kendi yaratıcıla...