Chapter 20

59 7 4
                                    

Media: Freida Tsugikuni reference

~1 hafta sonra~

-üçüncü kişiden-

1 hafta önce Konoha akademisi Freida Tsugikuni için polise başvurdu. Polis genç kız için kayıp ilanı verdi. Tobirama Senju ise kendi yöntemleri ile kızı aramaya koyuldu. Yamaha denen adam yeraltı dünyasında baya ünlü birisi. Güçlü dövüşçülere yatırım yapıyordu ve bahislerden sorumlu kişi oydu. Kendisi de söylentilere göre eski dövüşcü. Freida'nın bu kadar yetenekli olmasına şaşmamalı.

Tobirama Yamaha denen adamın gözüne girmek için tüm dövüşlerini kazandı. Böylece adamları Yamaha'ya ondan bahsettiler. O da iki gün sonra onu evine davet etme kararı verdi.

Diğer yandan Freida oradan kaçmanın bir yolunu arıyordu. Bir kaç başarısız girişimi olmuştu. Lanet olası güvenlik kamerasından kurtulmazsa uzun bir süre orada kalacak gibiydi.

-Tobirama Senju-

Buluşma noktasına varmıştım. Beni buradan bu saatte alacaklarını söylemişlerdi. Bir kaç dakika sonra önümde siyah bir araç durdu. "Tobirama Senji değil mi?" diye sordu ön koltuktaki siyah gözlüklü adam. "Evet" dedim. Arka kapı açılınca araca bindim. Siyah takım elbiseli ve silahlı adamlardı. "Patron seni çok sevmiş gibi. Seni bizzat kendi evinde ağırlayacak" dedi sürücü. Başımla onaylamakla yetindim. Acaba orada mıdır? Küçük bir işaret bile olsa onu alıp kaçmanın bir yolunu düşüne bilirdim. Ama emin olamadan harakete geçmek riskli olurdu. Soğukkanlı olmalıyım.

Ormanlık alanda 4 katlı bir malikaneye gelmiştik. Evin etrafında daha çok koruma vardı. Arabadan indik. Onlar önden ben arkalarından gidiyorduk. Merdivenlerin yanından geçerken yukarıya küçük bir bakış attım. Bunun dışında merdiven yoktu. Ne de bu katta bir oda da yoktu. Büyük bir salona gelmiştik. Abartılı mobilyalarla kaplıydı. Umarım beni hatırlamazdı. Yoksa plan iptal olurdu. "Beyaz kaplan da geldi!" dedi ayağa kalkarken "şanslı sen patron seni ayakta karşılıyor" diye fısıldadı yanımdaki. "Merhaba efendim. Hakkınızda çok duydum. Sizinle tanışmaktan onur duyarım" dedim zar zor baş eğerken. "Ne kadar da terbiyeli. Geç otur şöyle" dedi oturup karşı koltuğu gösterirken. "İtiraf etmeliyim ki genelde müşterilerimi evimde uğurlamam. Ama sen tamamen farklısın. Hatta sana uygulayacağım şartlar da biraz farklı" dedi sigarasını yakarken. Şartlar mı? Ne şartlar! "Şöyle ki kısa açıklama vereyim. Normalde birisini işe alıyorsam onu bir teste sokarım en iyi 10 dövüşçüm ile dövüş ayarlarım 7/10 yaparsa onunla anlaşma yapar ve dövüşcü olarak işe alırım. Ama sende konular biraz farklı. 10 kişiye bedel bir kişi ile dövüşeceksin onu knock out ede bilirsen işe alındın tebrik ederim. Yok kaybedersen dövüş klübünden ban yersin" dedi. 10 kişiye bedel birisi mi? "Bana uyar" dedim. Ne olursa olsun kazanmak zorundaydım. "Hiç tereddüt bile etmedin etkileyici!" dedi gülerken. "Dövüş yarın akşam olacak. Bizimkiler seni aldıkları yere geri götürecek. Gidip iyice dinlen ve enerji topla ihtiyacın olacak" dedi "teşekkürler Yamaha-san" dedim kalkarken. Beni getiren adamlarla birlikte az önceki arabaya geri bindik. O kişi hakkında bilgi toplamam lazımdı "Yamaha-san'nın bahsettiği 10 kişiye bedel olan dövüşçüyü tanıyor musunuz?" diye sordum. "Onu Yamaha-san dışında kimse tanımıyor. Ne de klüpte hiç olmamış birisi. Bizim için de süpriz olacak" dedi sürücü "belki de kendisidir" dedi diğeri "o kazadan sonra kendisi dövüşmüyor. Adamın kalp yetmezliği var. Kalbine darbe alırsa ölür" "kalbine darbe ala bilir mi sence?" dedi diğeri de. İçimden göz devirdim. Freida'yı bir an önce kurtarmam gerekiyordu. Pis zihniyyetli insanlarla kaplıydı orası.

-Freida Tsugikuni-

Yatağımda uzanmış elimdeki topu bir atıyor bir tutuyordum. Kapım tıklanınca umursamaz bakışlarım tavandan kapıya döndü. Gördüğüm yüzle göz devirdim. "Sana bir teklifim var" dedi kapı direğine yaslanırken "tekliflerini alıp bir yerine soka bilirsin. İlgilenmiyorum" dedim topu incelerken "işin ucunda özgürlüğün var. Başarırsan seni rahat bırakırım" dedi "ne adam falan mı öldürmemi isteyeceksin?" dedim "hayır. Sadece dövüşmek 1 kişi ile. Onu knock out edersen seni evine kadar bırakırım bir de yüzümü görmezsin" dedi "buna inanmam için 3 iq falan olmam lazım" dedim "öyle kolayca yene bileceğin birisi değil zaten. Başarırsan gide bilirsin başarısız olursan burada hapsolmaya devam edeceksin. Ne diyorsun?" diye sordu. Şansımı denemeli miydim? Belki kaçmam için bir fırsat yaranırdı. İç çektim "varım" dedim "ah harika! Sana bir iyilik. Üst kattaki spor salonunu kullana bilirsin. 24 saatin var sadece. Yarın akşam olacak dövüşün" dedi çıkarken. Ona bir cevap vermedim "spor salonuna götür beni" dedim adama. Hiç biri benden hazzetmiyordu. Gözlerini kısıp biraz baktıktan sonra kolumdan tutarak beni üst kata götürmüştü. İçeri ittikten sonra kapıyı kapatmıştı. Büyük ve gösterişli bir spor salonuydu. Ama bana sadece kum torbası gerekliydi. Bayılana kadar o kum torbasını yumruklayacaktım. Tüm öfkem tazelenene kadar.

~Dövüş günü~

-Tobirama Senju-

Klüpte normalden daha çok insan vardı. Bazıları Yamaha gibi insanlardı. Takım elbiseli ve silahlı. Tişörtümü çıkardıktan sonra el sargılarımı sardım. Hakem birşeyler zırvalamaya başladı. "Bugün Yamaha-san'nın özel bir davetinde bulunuyoruz. Buraların beyaz kaplanı Tobirama Senju'ya karşı kendisinin ölüm meleği olarak tanımladığı Shinigamisi!" dedi. Uzun ipek beyaz kapoşonlu bornozlu birisi gelmeye başladı. Yüzünü göremiyordum ama fazla cüsseli sayılmazdı da. Yine de gardımı indirmeyecektim. Kapuşonu indirdiğinde gördüğüm yüzle kas katı kesildim. "Ölüm meleği dediği kızmıymış?" "Bir kız mı!" diye sesler yükselmişti. "Tobirama!" dedi beni görür görmez. Ona karşı mı! "Ben bunu y-yapamam!" dedi hakeme. Hakemin de kafası karışmış gibiydi. Onu gökte ararken yerde bulmuştum ve ne yapacağımı bilemiyordum. Hakem Yamaha'ya döndü "anlaşmamızı unuttun mu? Onu yenmezsen özgür olamazsın. Ve de Tobirama-kun sen de onu yenemezsen yine özgür olamaz" "hey bu yaptığın bir sonuç vermeyecek!" dedi Freida "benim sorunum değil artık o" dedi geri yaslanırken. Kalabalıktan yuhlamalar ve ıslıklar yükseliyordu "ben pes ediyorum" dedim elimi kaldırırken "öyle bir seçenek yok! Kız diye yumuşak davranamazsın!" dedi birisi.O sıradan bir kız değil ki! O, O benim- O benim hayranlık duyup değer verdiğim birisi! O benim evdiğim birisi... "Tobirama-kun pes edersen bile Freida birşey kazanmadı ve gücünü göstermedi diye kaybetmiş sayılacak. Böylece onu geri götürmek zorunda kalacağım. Ve gördüğün gibi öyle birşey olmasını istemiyor" dedi Yamaha pisliği. "Tobirama başka seçenek yok. Dövüş benimle" dedi sakince. Derin bir nefes alarak eldivenlerini çıkarıp kenara fırlattı. Sargıları dişleri ile iyice sıktıktan sonra ısınmak için olduğu yerde zıpladı sonra ise yumruklarını yüz hizasına getirdi "herşeyinle gel bana! Senju!" diye bağırdı. Derin nefesimi üfledikten sonra savunma pozisyonu aldım. Başlama işareti gelir gelmez bir birimize girdik.

💠Yamaha piç nasıl planladı böyle birşeyi! Pis köpek umarım ölürsün. Son bölümlerde yorum görmüyorum bu da beni yeni bölüm yazmak için motive etmiyor o yüzden bol yorum daha çabuk bölüm^^ oy vermeyi unutmayın. Sevgiyle kalın<3

Academic Rival | Tobirama Senju x OC (Modern AU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin