Chapter 15

57 6 11
                                    

Media: Tobirama Senju \\\><\\\

-Tobirama Senju-

Yemek sonrası oturma odasındaydık hepimiz. Izuna ve Freida mangaları etraflarına dizmiş onları tartışıyordu. İkisi de çocuklar gibi heyecanla konuşuyorlardı. "Hatta sana bir hediyye vereyim!" dedi Izuna kalkarken. "Hediyye mi!" dedi o da heyecanla. Normalde onu bu kadar hevesli ve konuşkan görmemiştim açıkçası. İçine kapanık biridir kendisi. Ama Freida ile çok rahat. Bir kaç dakika sonra elinde Jujutsu Kaisen'den chibi Gojo Satoru figürü ile gelmişti. "Bu senin için" dedi ona uzatırken. Gözleri parlamıştı "bu çok tatlı! Ben büyük bir Gojo hayranıyım. Teşekkürler Izuna!" dedi ona sarılırken. Izuna da kollarını ona sardı. Ne bu samimiyyet arkadaş. "Bana Izu diye bilirsin" dedi ayrılırken "bana da Hashi diye bilirsin" dedi Hashirama "eğer benle antreman yaparsan bana da Dara diye bilirsin" dedi Madara da. "Çok tatlı kısaltmalarınız var. Madem öyle bana Rei demekte serbestsiniz o zaman. Sana da Tobi diyeyim mi?" diye sordu bana dönerken "hayır" dedim düz şekilde. Yüzü düşmüştü anında. "Tobirama!" dedi Hashirama beni azarlamak için "herneyse hadi kalk proje ödevi ile ilgilenelim bu kadar oynamak yeter" dedim koltuktan kalkarken "yorgun değil misin?" diye sordu "hayır. Sen yorgunsan o başka" dedim odama doğru giderken "hayır değilim" dedi anında kalkıp peşimden gelirken. Herşeyi rekabete çevirmekte üstüne yok. Acaba benden önce kime karşı böyleydi? İçeri girince ardından kapıyı kapatmıştı. "Cigarettes After Sex mi dinliyorsun?" dedi postere bakarken "evet" dedim laptopumu açarken. Odamı dikkatlice inceliyordu. "Ders için fazla yorgunum" dedi yatağın yanına gelirken "otura bilir miyim?" diye sordu. Bu kadar düşünceli birisi olduğunu düşünmemiştim açıkcası "evet" dedim onu onaylarken "sohbet edelim. Başka hangi sanatçıları grupları dinliyorsun?" dedi ayaklarını sallarken. "Sohbet etmek istiyorsan aşağıda kalmalıydın" dedim ona dönerken. "Izuna video oyunu oynuyor. Hashirama ve Madara da, ahem. Onlar sevgili mi?" dedi kıkırdarken. Göz devirdim "ne yazık ki" dedim "tatlı bir çift" dedi tebessüm ederken "ne demezsin" dedim nefesimin altından. Duymuş olacak ki kıkırdadı. "Rammstein de mi dinliyorsun!" dedi ayağa kalkarken. Diğer posteri görmüş olmalı "evet" dedim gözümü ekrandan ayırmayarken. "Was ist dein Lieblingslied von ihnen?" diye birşey dedi. Almanca demiş olmalı "almanca bilmiyorum" dedim. Almanca çok iyi konuşuyordu. Kıskanmadım değil. "Onlardan favori şarkın hangisi diye sordum" dedi odada turlarken. Neden tek bir yerde durmuyor dikkatimi dağıtıyor gezinmekle. "Mutter" "benimki Sonne" dedi. Masama yaslanırken sonra ise laptopu kapattı "ne halt ediyorsun!" dedim sinirle "ders ile sonra uğraşırız. Bana kendinden bahset. Seni yakından tanımak istiyorum" dedi biraz yaklaşırken. Yüzü çok yakındı! Bir kadının yüzü bana çok yakındı! Nasıl bu kadar rahat ola biliyor?! "Ne bilmek istiyorsun?" diye sordum bıkkınca. Geçip yatakta oturdu yeniden "doğum günün ne zaman?" diye sordu "19 şubat" "ıy kova burcusun. Buz gibi tavırlarına şaşmamalı" dedi suratı garip bir şekil alırken "öyle saçmalıklara inanmıyorum ben" dedim ona dönerken. Burçlara kim niye inansın ki! "Ben koç burcuyum. Rekabetçi ve inatçı biriyim" dedi sırıtırken. "Ve de çok konuşuyorsun" dedim düz şekilde "o da doğru eheh" dedi boynunu kaşırken. "Kişilik tipini tahmin edeyim dur. İçine kapanık, mantıkla düşünen, sağduyulu ve yargılayan. Tam bir ISTJ" dedi. Aslında dedikleri bir takıma doğruydu. Nasıl bildi merak etmiyor değilim. "Seninki ne peki?" diye sordum merakımdan "dışa dönük, sezgilerini kullanan, mantıkla düşünen ve kavrayan yani ENTP" dedi. "Peki bu harf birleşimleri bana ne katıyor?" diye sordum gözümü kısarken "seninle aynı karakterden olan kişiler olaylar durumlar ve saire hakkınta bilgi toplaya bilirsin" dedi açıklayarak "mesela?" "Freud, Washington, Robert De Niro gibi insanlar senin gibi düşünmüş kişiler. Anime mangadan da Bleach'den Ishida" "peki ya sen?" "Da Vinci, Tarantino, Sokatres, Benjamin Franklin. Bleach'den de birisini söylersem bu Mayuri olurdu" dedi gülerken. Bu kadar manyak olmasına şaşmamalı artık. Derin bir nefes alıp yatakta oturdum. Merakla bana bakıyordu. "Lafın tam anlamıyla birşey yapmıyorum, neden bu kadar merakla bakıyorsun bana? Yüzüm de birşey mi var?" diye sordum "aklından neler geçiyor merak ediyorum" "bilmek ister misin?" dedim ona yaklaşırken. Kızarmıştı ama yine de kendisini kaybetmedi ve sırıttı "evet?" dedi cevabımı beklerken. "Bence sen çok konuşuyorsun ve uyumalısın" dedim suratından yatağa ittirirken. Gülerek karşılık vermişti. Kalkıp kapıya doğru gittim açmak istediğimde kilitliydi. Anahtar dışarda olmalı. Bu gerizekalılar bizi bir odaya kilitlemedi değil mi? Telefonumu arasam da bulamamıştım "bir sorun mu var?" dedi yatakta bağdaş kurarken. "Sen bi telefonunu versene" dedim. Etrafına göz attı ama birşey bulamamıştı "salonda bırakmış olmalıyım gidip alayım" dedi kalkarken "zahmet etme kapı kilitli" dedim sinirle gülerken "kilitli mi?" "Şu gerizekalılar bizi kilitledi" dedim burun kemerimi sıkarken. "İyi de neden" diye sordu merakla. Dahi denilecek kadar zeki ama o kadar da saf ve gerizekalı bu kız. "Boş ver" dedim yanında yeniden otururken. "Ahh anladım! İçlerinde bekar olan sensin ve seni bana ayarlamaya çalışıyorlar dimi?" dedi gülerken. Yok o kadar da gerizekalı değilmiş. "Bir takıma öyle" dedim. "Hmm. Neden onlara istediklerini vermiyoruz?" dedi sinsi şekilde gülerken. "ne?" dedim panik yapmamaya çalışırken. "Öyle değil gerizekalı. Aramızda birşeyin geçtiğini düşünmelerini sağlayalım!" dedi. Kesinlikle olmaz! "Öyle birşey yapmayacağım" dedi "niye korkuyor musun?" dedi elini omuzuma yerleştirip yaklaşırken. Ne yapmaya çalışıyor bu! "Mesafeni korumanı öneririm" "yoksa?" diye sordu biraz da yaklaşırken. Oyun mu oynuyor? Peki tamam ayak uydurayım sana. Bileklerinden kavradım ve yatağa yatırdım onu. "Ee bu kadar mı?" dedi sırıtarak. Bir kıza göre fazla cesur. Aslında fazla ileri gidebileceğimden emin değildim. Ahlaki değerlerim izin vermiyordu. Ayaklarını belimin etrafına sardı "sana nasıl yapılır göstereyim" dedi ve güç uyguladı. Bunu yapmasıyla yataktan sırt üstü düştüm. Şimdiyse o üstteydi.Eğilerek biraz da yaklaştı. Lanet olası kızarmaktan başka hiç bir tepki veremiyorum! Kalp ritmim hızlanıyordu "bakir olduğun ne kadar da belli. Bir kadınla nasıl davranılır hiç bilmiyorsun" diye fısıldadı kulağıma. Tüylerim diken diken olmuştu. Kendimi kontrol edemiyordum. Hissetmiş olmalı ki yüz ifadesi değişti. Bu çok utanç verici! Kızarmıştı paniklerken "hiç ben de bilmiyorum" dedi gergin şekilde gülerken. Sonra ise ayağa kalktı. "Odanda ağırladığın için t-teşekkürler şimdiyse ben gideyim" dedi kapıya doğru giderken. Kalbim çok hızlı atıyordu. Gözüm aşağıya kayınca daha da kızarmıştım. Böyle birşey ilk kez başıma geliyor. "Kapı kilitli sivri zeka" dedim yatakta otururken. "Kırayım?" dedi gergin şekilde gülerken. Cesur tavırları buraya kadarmış galiba. Filmlerde gördükleri ile gerçek hayatı aynı sanıyor olmalı. Bunu kullanacağım. Kalkıp tam arkasında durdum. "Acelen ne?" diye fısıldadım kulağına. "C-chibi'yi beslemem gerek" dedi kapı kolunu biraz daha zorlarken. "Senin de kapın kilitli" dedim elimi kapıya yaslarken. Onunla temas etmemeye de dikkat ediyordum. "Onu da kırarım" diyince aklıma gelen şeyle piç şekilde sırıttım "yatağı kırmaya ne dersin?" diyince karnımda hissettiğim acıyla bir kaç adım gerilemiştim. Dirseğini geçirmişti. Yüzüne baktığımda domatesten farksızdı. "Ne oldu az önceki tavırlarına?" diye sordum gülerek "hah! Beni baştan çıkara bileceğini mi sanıyorsun? Acınası. Aynı matematik ve dövüş becerilerin gibi" dedi yine lafı dolandırıp matematiğe getirirken. Bu konuda yanıldığını ona ıspatlayacağım. Tshirtümü çıkardım. "N-ne yapıyorsun?" dedi bakışlarını kaçırırken. Yanına gidince kenara çekilmişti "gelme üstüme" dedi geri geri giderken. Sırtı duvarla buluşunca yüzünü sola çevirdi. Gelip karşısında durdum ve çenesinden tutup bana bakmasını sağladım. "Sorun nedir? Utanıyor musun?" diye sordum onun yüz hizasına gelirken. Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Sonra gözlerini açtı ama bu sefer çekingen şekilde bakımıyordu. "Yo" dedi ve karnıma dokundu. Elektrik çarpmış gibi oldum. Kas katı kesilmiştim. "Sence utanan birisi böyle birşey yapa bilir mi?" dedi ve elini aşağı karın kaslarıma doğru indirmeye başladı. Sesli şekilde yutkundum. Hayır buna devam edemeyecektim "ah tamam sen kazandın!" dedim iki adım geri giderken. Kahkahalara boğulmuştu. Yerde duran tshirtümü aldım. Çok utançvericiydi. Neden havalara girdim ki ben de! "Fazla hentai izliyorsun, Tobi-chan" dedi daha da gülerken. Kendimi pencereden atmak istiyordum. "Sana bana öyle seslenmemeni söylemiştim" "beni yenemeyen bir ezik olduğun için sana Tobi diyeceğim alışsan iyi edersin" dedi yatağa giderken. Hızla yorganın altına girmiş ve burnuna kadar çekmişti. "Şey için de üzgünüm" dedim bakışlarımı kaçırırken "sorun değil, aslında sorun ama yani gayet normal bir sorun dert etme kız arkadaşın olunca libidon sadece ona yükselicek" dedi açık açık "sana libidom falan yükselmedi benim!" dedim hızla ayağa kalkarken "benim yerimde başka bir kız olsaydı yine aynı şey olacaktı. Erkek olursa ne olurdu onu bilmem artık" dedi gülerken. Şimdiyse ben onun gibi kızarmıştım. Yastığı bana fırlattı. "Uyu ve dinlen" dedi kendisini yorgana sararken. "İyi geceler" dedim "sana da" dedi esnerken.

💠tek olaylık ama uzun bir bölüm! Bana biraz saçma geldi ama önemli olan TobiRei moments✨ Umarım hoşunuza gitmiştir! Bol bol yorumlarınızı bekliyorum^^ Sevgiyle kalın<3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


💠tek olaylık ama uzun bir bölüm! Bana biraz saçma geldi ama önemli olan TobiRei moments✨ Umarım hoşunuza gitmiştir! Bol bol yorumlarınızı bekliyorum^^ Sevgiyle kalın<3

Academic Rival | Tobirama Senju x OC (Modern AU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin