"Çok tuhaf... Kalbin; içine sevdiğimiz her şeyi koyduğumuz bir kutu olduğunu sanırdım hep."
/Şimdiki Zaman/
"Ne?" dedi Ali duyduklarının şokuyla.
Ani bir şekilde masadan kalktım ve hızlı adımlarla nezarete indim. Babamı gördüğümde içimdeki öfke daha da büyümüştü.
"SEN HAYATIMDA GÖRDÜĞÜM EN BÜYÜK OROSPU ÇOCUĞUSUN LAN! SENİN KIZIN OLDUĞUM İÇİN UTANIYORUM. SENDEN NEFRET EDİYORUM VE EĞER BİRİNİN SENİ İÇERİ TIKMASI GEREKECEKSE EMİN OL, O KİŞİ BEN OLACAĞIM."
Peşimden gelen Ali beni durdurdu. Kollarımdan tutup beni geriye çekti ve görüş açıma girdi.
"Gece, sakin ol n'olur!?"
"NASIL OLAYIM ALİ? BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUN? BU SİKİK ANNEMİ ÖLDÜRMÜŞ FARKINDA MISIN? VE SADECE BENİM ANNEMİ DE DEĞİL, ALLAH BİLİR KAÇ KİŞİNİN ANNESİNİ YA DA BABASINI ÖLDÜRMÜŞTÜR!"
"Biliyorum, haklısın. Bu yüzden hepimiz buradayız ya zaten. Halledeceğiz söz veriyorum."
Ellerimle saçlarımı karıştırdıktan sonra nezarethaneden uzaklaşıp karakolun dışına çıktım. Ali de peşime geldi. Olduğum yerde sinirle volta atarken gözyaşlarımı tutmaya ve bağırmamaya çalışıyordum. Ali'nin önümde dikildiğini fark etmediğim için yere çivilenmiş vücuduna çarptım. Çarptığım gibi de Ali bana sarıldı ve beni göğsüne bastırdı.
"Her şeyi birlikte aşacağız, söz veriyorum Gece. Ağlamak istiyorsan ağla ama benim yanımda ağla."
Ağlamayacaktım. Çünkü o iğrenç karakterdeki insanın bana acı vermesine izin vermeyecektim. Amaçladığı hiçbir şeye sahip olamayacaktı. Ve tam şu andan sonra karşılarında bambaşka bir Gece olacaktı.
🌑
Akşam olduğunda ve eve geldiğimizde Ali, babam dışındakileri içeri tıkacak kanıtlar arıyordu. Babamın suçlu olduğunu kanıtlamıştık, çünkü ismini değiştirmeden önce işlediği cinayetleri, onun işlediği net bir şekilde ortadaydı. Sorgu esnasında Aylin, babamın ismini değiştirdiğini kabul ettiği için de babamın içeri tıkılması çok basitleşmişti. Sadece birkaç sorunumuz vardı. Eğer babam bu cinayetleri isteyerek işlediyse ve bunların sorumlusu çoklu kişilik bozukluğuna sahip olması değilse daha ağır bir ceza alması gerekiyor, hastalığının cezasını hafifletmesine izin vermememiz gerekiyor. Ama eğer bu cinayetleri, Aylin ve Hayat'ın hatta belki de başka birileri babamı doldurularak ve hastalığına dayandırılacak bahaneyle kullanıldıysa bu sefer diğerlerinin babamın alacağı cezadan daha fazlasını almaları gerekiyordu. Biz de, bunu çözebilmek için öldürülen kişilerden tek tanıdığım kişi olan annemin, çevresinden birilerini bulup onlarla konuşmaya karar verdik.
Biraz zaman geçtiğinde teyzemin çalıştığı yeri bulduğum için hevesle oturduğum yerden kalktım.
"Ali çabuk bak! Teyzemin çalıştığı yeri buldum. Hem buraya da çok uzak değil."
"O zaman yarın sabah ilk işimiz, teyzenle görüşmek olsun ama okuldan sonra." dedi gülümseyerek.
"Hiç gitmek istemiyorum."
"Biliyorum güzelim ama gitmezsen polis olma süreni uzatırsın, gerek yok. Çünkü bence gayet iyi bir ikili olduk."
Ali'ye gülümsedikten sonra tekrar asıl konuya döndüm.
"Birilerine daha bakacak mıyız?"
"Sen uyu, ben de biraz daha kurcalayıp gelirim."
"İkili olamamış diye yorumladım." dedim üzülmüş gibi yaparak.
"Okulu bitirmeden tam olarak bir ikili olamayacağız zaten." dedi Ali'de gülümseyerek. "Ama bugünlük aynı anda uyuyabiliriz."
Ali elindeki dosyaları koltuğa bıraktıktan sonra kalktı ve beni başımdan öptüğünde ilk defa geri çekildim. Ali de ilk defa böyle bir şey olduğu için kaşlarını çatıp anlamlandırmaya çalıştı.
"N'oldu daha demin?" dedi hala kaşlarını çatılıyken.
"İçimdeki umudu tekrar öldüreceksen, içime yeni bir umut ekmeni istemiyorum."
Kendimi gülümsemeye zorladıktan sonra yatağa gidip olabildiği kadar kenara, kapıya sırtımı dönerek yattım.
"Gece, saçmalıyorsun bazenleri."
Ali'ye dönmedim, gözlerimi açmadım sadece Ali yanıma yattığında bile kendimi uyumaya zorladım ve sonunda başardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Aydınlığı
Teen FictionBazen en büyük karanlıklar, sizi en güzel aydınlıklara çıkarır. .. << "Ali ne yaptın sen?" "Ne yapmışım?" "Kızın babasının kolunu kırmışsın!" "O kıza, bir daha el kaldırırsa sadece kırmakla kalmam götüne bile sokarım!" >>