"Güvenin şartı samimiyettir, kayıtsız şartsız samimiyet."
-Amok Koşucusu/Stefan Zweig
/Şimdiki Zaman/
"Gece bana bak!" dedi Ali ben gitmeden hemen önce. "Seni tanıyorum, öleceğini anlayana kadar arayıp haber vermezsin. Beni, en ufak şeyde bile arayacağına söz vermeni istiyorum."
"En ufak şeyde arayacağıma söz veremem ama gerçekten işlerin mahvolduğunu anladığım an arayacağım, söz veriyorum."
"Ben eve bile gidemem, buradayım. Bağırdığın an duyar gelirim."
"Ali merak etme, baş edemeyeceğim büyüklükte olmadığına eminim."
"Dalga mı geçiyorsun benimle? Adam katil."
"Biliyorum yüzüme yüzüme söyleme."
"Özür dilerim ama çok korkuyorum."
"Ali! Bana söz verdin ve benim için geri döndün. Sana söz veriyorum ve senin için geri döneceğim."
Ali'ye sarıldıktan sonra derin bir nefes alıp verdim ve küçük bavulumla evin önüne geçtim. Zile bastıktan sonra bu sefer sakince beklemeye başladım. Kapı açıldığında dümdüz suratıyla sıfır mimik bir şekilde babam önümde dikildi.
"Gece?"
"Artık seninle yaşayacağım diye konuşmuştuk."
"Evet, biliyorum. Söyledi."
Söyledi? Neyin içine giriyordum, gerçekten çok tuhaf.
"Geçebilirsin." dedi. Ben içeri geçtiğimde salondaki koltukların birine oturdu ve bacak bacak üstüne atarak gazete okumaya başladı.
Bir süre ne yaptığını izledikten sonra konuştum.
"Odam-"
"Yukarda sağdan ikinci kapı."
"Teşekkürler."
Sakin adımlarla yukarı kata çıkıp sağdan ikinci kapıdan içeri girdim. Oda mükemmel derece güzel dekore edilmişti. Çok sade ve tatlı bir odaydı. İki kişilik yatak, odanın giriş kapısının tam karşısındaki duvarın ortasındaydı. Sağ tarafında küçük ve beyaz bir komodin vardı. Sol tarafındaki duvarda odaya özel bir tuvalet ve sağ tarafındaki duvardaysa giyinme odası vardı. Giyinme odasının kapısının yanında tatlı bir çalışma masası, giriş kapısının sol tarafında küçük bir kitap okuma mekanı vardı. Birkaç tatlı peluş oyuncak odanın kitaplığının yanındaki kocaman boydan boya camın yanında duruyordu. Burasının babamın evi olmadığını bilsem huzura kavuşabilirdim ama benim için huzur, nerede olursak olalım Ali'nin yanıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Aydınlığı
Novela JuvenilBazen en büyük karanlıklar, sizi en güzel aydınlıklara çıkarır. .. << "Ali ne yaptın sen?" "Ne yapmışım?" "Kızın babasının kolunu kırmışsın!" "O kıza, bir daha el kaldırırsa sadece kırmakla kalmam götüne bile sokarım!" >>