Armageddon

5| "Bir İblis Asla Yanılmaz! "

" Tanrım! Burası fazla ıssız değil mi? Sırf kestirme diye bu yolu kullandığımıza inanamıyorum. "

D: " Boşa telaş etme Diaspro, ben buradayım. Hem sana bir şey olursa ailen beni yaşatmaz, beni tanıyorsun. "

Ds: "Tanıyorum, bencil herif! "

D: "Yine mi bu konu, bencil değilim. "

Ds: "Hadi ama kimi kandırıyorsun sen?! Sen yüzün çizilmesin diye biricik nişanlın beni kurban bile edersin Bay Vacate. "

Bir süre susmuş yürümeye devam etmişlerdi. Sırıtarak konuştu Darth;
" 40'ın çıkmadan evlenirim belki. Değsin o çizilmeyen yüzüme değil mi Diasprocuğum. "

Gülmeye başladılar. Diaspro, Darth'ın söylediklerine hiç alınmıyordu. Birbirlerinden pek haz etmeseler de dostlardı, nişanlanacak kadar.

Ds: "Bizimkiler beni diriltir yine de evlendirir bizi. Dünür olmak için bırakmazlar yakanı benden söylemesi! "

Gülüyor şakalaşmaya devam ediyorlardı. Çalılardan ses duydu Diaspro:
"O seste de ne öyle? " Dedi kısık bir sesle.

D: "Shh! Sakın konuşma ve ani hareket yapma. " Darth'ın içi kötü olmuştu. Hiç iyi şeyler olmayacağını seziyordu. Diaspro'nun kolunu sıkıca tuttu ve kendine yaklaştırdı.
Gelen çalı çırpı sesleri iblislerin ortaya çıkması ile son bulmuştu. İblisler çoğu zaman bir yere kaos çıkarmak için gelirlerdi. Darth amaçlarını anlamıştı. Diaspro'yu alıp götürecek ve belki de öldüreceklerdi.
İblisler genç adamın üzerine hücum etmeye başlamıştı, Darth ise kılıcıyla karşılık verip iblisleri geri püskürtüyordu. Lakin sayıları oldukça fazlaydı. İblisler Darth'ı oyalarken birkaç iblis birden Diaspro'yu kolundan tutmuş götürmeye çalışıyordu. Diğer kolunu da Darth tutmuştu Diaspro'nun. Bir iblis bu fırsatı değerlendirip genç adamın elinden kılıcı aldığı gibi yüzüne savurdu. Tam gözüne geleceği sırada Darth kendini geri attı. Böylece kolayca Diaspro'yu alıp götürdü iblis. Darth çığlıklar atıp bağırıyordu. Diğer iblislerde onlar gidene kadar Darth'ın etrafına dizilip hırpalamışlardı genç adamı. Sonra hepsi Diaspro'yu kaçıran iblisin gittiği yerden gitmeye başladılar. Son iblis Darth'a dönüp konuşmaya başlamıştı.
" Hiçbir şey tesadüf değil. Yanlış yerdesiniz, sen ve diğerleri! Hepiniz! "

"HAYIR! Diaspro! "

Kan ter içinde uyanmıştı genç adam. Koyu saçları oluşan terden dolayı daha da koyulaşmıştı.
Sık ve kısa nefesler alıp verdi. Etrafı kontrol ederken gözü saate takılmıştı. Kahvaltı saatine 45 dakika ve ilk dersin başlamasına da yaklaşık 2 saat vardı. Alarm'a gerek kalmadan uyanmasına sevinememiş, üzerine çöken ağırlığı atmak suretiyle hemen duşa girmişti.
Çıktığında saçlarını gelişigüzel tarayıp kuruttu. Dünden hazırladığı okul üniformasını giyinip telefonundan dersini ve sınıfını kontrol etti. Son hazırlıklarını yapıp odasından çıktı. Takım arkadaşlarını beklemeyip sakin adımlarla kantine ilerledi. Öğrencilerin çoğu henüz gelmemişti. Saatine baktı, 15 dakika kalmıştı kahvaltı saatine. Kafasını rahatlatmak, gördüğü kabusu unutmak için etrafa bakındı. Otomatları fark etti, gidip kendine bir içeçek seçti. Sade süt. Hiç sevmezdi. Masaya geri oturup dünü hatırladı. Fabiola'nın çoğu şeyi bilmesi, kırıcı konuşmaları, Rhea'nın ağlaması, Vexana'nın tuhaf sayılabilecek sözleri ve yalan söylediğine dair süpheli hareketleri üzerine düşünmeye başladı.

V: "Erkencisin! "

Yerinden sıçradı genç adam, ürkmüştü.

V: "Korkma canım~ yamyam değilim sandiviç yemek için geldim. "

D: "Ben korkak sen komik, aynen. " Deyip iç çekti genç adam.

V: "Of kurt gibi açım, diğerleri nerede kaldı? "