Jason'ın Gözünden
Bir süre; cılız kolları boynumda ve bacakları kalçalarımda sarılı bir şekilde durduk. Elimi poposunun altına koydum ve destek almak için onu duvara yasladım.
"Benden hoşlandığını düşünmemi sağlıyorsun, ama diğer bir saniye kafamı uçurmaya çalışıyorsun!"
Gözlerimi kapattım. Ona zarar verebileceğimi nasıl düşünür? Tamam, belki birkaç kez kafasına silah doğrultmuş olabilirim, ama o şekilde yapmadım! Ona zarar vermeyi düşünmedim. Onun hassas olması benim suçum değil. O hassas değil; sen sadece kahrolası delisin. Sinirle alt dudağımı dişledim.
Ben kahrolası deli değilim, hayır değilim, değilim!
"Ben deli değilim!" bağırdım ve sinirle duvara yumruk attım. Yavaşça soluklandım ve yere baktım. Belki gerçekten psikopatım? Ve ne olmuş yani! Zaten kimse bunu umursamıyor. Ama Christine umursuyormuş gibi gözüküyor.
"Biliyorum." Konuştu, yada pekala, fısıldadı.
Ona baktım. Bu sürtük beni sadece 2 haftadır tanıyor. Bir bok bildiği yok. Bunu yüzüne karşı söyleyemedim. Ona tokat atmayı, beni bildiğini söylememesi gerektiğini söylemek istedim.
İç çektim, "Beni tanımıyorsun, Christine. Sadece adımı biliyorsun hepsi bu."
Biraz hayal kırıklığına uğramışçasına baktı, ama sonuçta bu doğruydu. Birbirimizin hayatı hakkında hiçbirşey bilmiyorduk.
"Ama seni tanımamı istiyorsun? İstemiyor musun?" Dudaklarıma baktı ve sonrasında gözlerime.
Onu yerde yumruklamayı istemem ve aynı zamanda öpmeyi istemem arasındaki karışık hisler bedenimi ele geçirdi. Bu lanet olası şey de ne böyle? Normal insanlar "beni tanımayı istiyor blablabla." gibisinden şeyler söylemeye asla cesaret edemezler. Kimse beni tanımak istemez! İnsanlar benden nefret eder! Bunu hala anlamadı mı?
"Eğer seni tanımamı istemeseydin, muhtemelen beni kollarında tutmazdın." fısıldadı. Kanım kaynıyordu. Çok güçsüz hissettim. Bunu birine sahip çıkmak olarak mı adlandırıyorsunuz? Of! Bu histen nefret ediyorum. Ama şimdiye kadar biri için kavga etmem gerektiğini hissettirdi. Korumam gerektiğini. Oh sikeyim, gay sürtüklerine dönüyorum.
Dikkatlice, elini yanağıma koydu. Güvensizce bana gülümsedi, yavaşça başparmağıyla tenimi okşadı.
Bu kız büyücü müydü? Ben patlamak üzereyken ne yapılması gerektiğini biliyor muydu? Bilmiyorum. Ve sanırım hiçbir zaman bunu çözemeyeceğim. Ama ne olduğu umrumda değil, bunu sevdim.
Kafamı omzunda dinlendirirken yavaşça inledim.
Elini sırtıma koyarak, kıkırdadı. Saçlarımla oynamaya başlayınca sırtımdan aşağı terler akıttım. Bunun bitmesini hiç istemiyordum. Asla.
Ama sonrasında psikopat Jason bedenimi birkez daha ele geçirdi.
"Belki bunu sadece seni becermek istediğimden yapıyorum." Boynuna doğru mırıldandım.
Bunun doğru olmamasına rağmen uzak tutabildiğim kadar tutmaya çalışmalıydım. Adrenalin psikopat Jason'ı canlı tutuyordu.
Aslında beni ittirmesini bekliyordum. Bana bağırmasını. Siktiğim yardıma ihtiyacım olduğunu söylemesini ve onu vurmamı. Ama yapmadı.
"Hayır, yapmıyorsun." Dokunuşlarını yavaşlatarak iç çekti. Durmadı ama incindiğini söyleyebilirim.
Kafamı kaldırıp şaşkınlıkla ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Precious - Justin Bieber Fanfiction
Fanfic"BEN SENİN DEĞİLİM!" ittirerek nefesim tükenene kadar bağırdım. Beni şiddetle duvara geri ittirdi ve kulağıma doğru fısıldadı "Eğer ben sana sahip olamazsam, kimse olamaz." Herkes onun deli olduğunu düşünüyor, ama o biliyor.. O deli değil. O aşık.