6

1.1K 72 13
                                    

*Bu bölümü Bilgenin gözünden okuyacağız. İyi okumalar.*

Sabah alarmın sesine uyandım. Yerimden doğruldum. O anda düşünceler hücum etmeye başladı beynime. Nasıl gidecektim? Okul bana ceza verecek miydi? Sınıftaki kişiler ne diyecekti? Eftelyayı gördüğümde ne yapacaktım? O bana ne yapacaktı?

Oflayarak, ellerimle kulaklarımı kapattım. Sonra "İş işten geçti." diye düşündüm. Ne olacaksa olacaktı artık. Hazırlandığım gibi çıktım. Neredeyse üç gündür hiçbir şey yemiyordum. İştahım iyice kaçmıştı artık.

Erkenden gelmiştim okula. Boş amfiye girdim beklemeye başladım. Şu zamana kadar hâlâ kovulmamıştım ya da kimse beni çağırmamıştı. Aramamışlardı bile. Herkes görmüştü oysa yaptıklarımı, neler oluyordu? Bu sessizliğin beni memnun etmesi gerekirken daha da gerilmiştim. Bu saatten sonra Eftelya ne dese, ne yapsa bir şey diyemezdim. Hak etmiştim çünkü. Ama umarım okulla ilgili bir ceza almazdım. Eftelyanın yapacaklarını bir noktaya kadar kaldırabilirdim. Eşcinsel olduğumu aileme söylemediği müddetçe sıkıntı yoktu. Ama okulla ilgili bir ceza alırsam biterdim.

Sınıfa yavaş yavaş insanlar dolmaya başladı. Ders saati yanaştıkça kalabalık da artıyordu. Sınıfa girenlerden birisi de Barıştı. Ön sıralardan birine oturdu. Onu bir müddettir Eftelyanın yanında görmüyordum. Galiba ayrılmışlardı. Zaten o ikisinin kimyası hiç uyuşmuyordu. En azından Eftelya o çocuğun da başını yakmamıştı.

Oturduğum sıraya doğru birisi yanaşıyordu. Cerendi bu. Dün olanları da görmüştü kesin. Ne diyecektim şimdi ona?

Sakince yanıma geldi hafif bir tebessümle:

"Selam" dedi.

Ben de moralimin diplerde olmasına rağmen zorla da olsa suratıma hafif bir tebessüm yerleştirmeye çalışarak "Selam" diye karşılık verdim.

Yanıma oturarak, "Dün neler yaşandı öyle?" diye sordu. Sesinde gerçekten de neler olduğunu öğrenmek isteyen bir ton vardı.

"E-Eftelya, çok üstüme geldi dün. Ondan önce de benimle uğraşıp durmuşlardı. Sinirden kendimi kaybettim. Çok ileri gittim."

Gözlerimi mahcubiyet içinde yere diktim. Kızın yüzüne bakamıyordum resmen. Ancak iki kelam ettiğim birine böyleysem, Eftelya gelince ne yapacaktım acaba?

Sakince koluma elini koydu, ona baktığımda gözleri yere bakıyordu, "Anladım" dedi düşünceli bir halde. Sonra bakışlarını bana çevirdi, "Sana zorbalık yaptıklarını birilerine söylemelisin. Bu böyle olmaz." Dedi.

Söyleyemezdim ki, aileme eşcinsel olduğumu söylerdi, ve benim hayatım biterdi. "Boş ver, en nihayetinde bıkarlar. Öldürecek hâlleri yok ya." Diyip güldüm şakaya vurarak. Ceren ciddiyetini bozmadı, tek kaşını havaya kaldırarak:

"Seni bir şeyle mi tehdit ediyor?" diye sordu.

E oha ama, müneccim miydi bu kız?

"Yok öyle bir şey" diyebildim sadece.

"Bak eğer bir şey varsa bana söyleyebilirsin Bilge. Geçen sene bir arkadaşım vardı, öyle aşırı samimi değildik ama çok iyi bir kızdı. Bu Eftelya aynılarını ona da yaptı. Önce ufak tefek zorbalıklarla uğraşıyordu, sonra özel bir durumunu öğrendi ve tehdit etmeye başladı. Zorbalıkları daha da ağırlaştı, kız en sonunda okulu bırakmak zorunda kaldı. Geçen sene neden bilmiyorum ama hiçbir şey yapamadım. Belki cesaretim yoktu, belki bana da bulaşır diye korktum bilmiyorum. Ama bu sene de aynılarının yaşanmasına izin vermeyeceğim. Eğer elimden bir şey geliyorsa yanında olacağımı bil lütfen."

Ceren bunları söylerken bir an için değerliymişim gibi hissettim. Karanlığın içinden ufak bir ışık sızmıştı sanki. Şu ana kadar kimse bana bu kadar içten davranmamıştı. Birinin gerçekten beni umursadığı düşüncesi bana çok yabancıydı. Bir an durup her şeyi anlatsam mı diye düşündüm. Eşcinsel olduğumu, ailemin beni sadece aldığım notlar doğrultusunda sevdiğini, Eftelyanın beni tehdit ettiğini, çoğu zaman ölmek istediğimi, her şeyi ama her şeyi anlatmak istedim.

Okyanus|GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin