*Bilgenin gözünden okuyoruz, iyi okumalar.*
Bugün yeni haftanın ilk günüydü. Sakat halimle ölüm gibi geçen bir otobüs macerasının ardından zor da olsa okula gelmeyi başarmıştım.
Bir elimde koltuk değneği, bir elim askıda, gerçekten rezil görünüyordum. Sınıfa girdiğimde gözlerim tek bir kişiyi aradı. Ama yoktu. Hep geç gelirdi...
Bulduğum ilk yere oturdum. Beklemeye başladım. Şundan bir hafta önce dersi bekleyen ben şimdi onu bekliyordum. Gelince ne olacaktı sanki. Muhtemelen bana zorbalık yapmaya devam edecekti. Ya da belki de o kadar kötü davranmazdı. Sonuçta haftasonu beraberdik ve bana yardım etmişti.
Aradan geçen zaman arttıkça kalp atışım da artıyordu. Sonunda içeri giren bedenle kalp atışlarım daha da hızlandı. Arkadaş grubuyla beraber ilerlemeye başladı. Ve gözleri benim gözlerimle buluştu. O güzel gözleri, önceden de bu kadar güzel miydi? Bakışlarını bir müddet sonra benden çekti ve arka sıraya geçti. Hiç bir şey dememişti, ben de dememiştim. Arkadaşları da onun yanına ve bir arkaya dağıldılar.
Ben uzaklara dalmış onu düşünürken bir anda yanıma oturan bedenle irkildim. Bir anlığına Eftelya olmasını umarak döndüm, değildi. Cerendi. Yüzümdeki hafif hayal kırıklığını belli etmemeye çalışarak gülümsedim:
"Günaydın."
"Günaydınn, beklediğin kişi değilim herhalde." Dedi gülüp göz kırparak.
Omzuna vurdum hafifçe. İmali bakışlar attım. Eftelya hemen arkada oturuyordu, duyabilirdi.
"Tamam tamam, anlamaz yani ama öyle olsun, susalım bakalım." Dedi tekrar gülüp ellerini havaya kaldırarak.
Aaa deliydi gerçekten, ben burada kalp krizi geçirecektim, o benimle uğraşıyordu.
"Nasılsın, ne yapıyorsun?" Diye sordum.
"İyiyim ya ne yapayım. İkinci ders asacağım dersi maalesef.
"Aa neden?"
"Küçük erkek kardeşim üşütmüş, bizimkiler çalışıyor. Onu doktora götürme işi bana kaldı. Bir sonraki derse girmeden gideceğim, ilk dersi kaçırmayayım bari diye geldim."
"Anladım, geçmiş olsun. Kardeşin olduğunu bilmiyordum kaç yaşında?"
"Murat on yaşında. Bir de ablam var Tuğçe, o da yirmi altı yaşında."
"Sen ortanca çocuksun o zaman."
"Aynen, en kötüsü ya, ablam ilk göz ağrısı, murat bizimkilerin küçük prensi, ben de ortada mal değneği." Dedi gülerek.
Cerenden beklemediğim bu söz karşısında kahkahamı tutamamıştım. Gözlerim Eftelyaya kaydığında bana bakıyordu. Sinirli bir şekilde. Aynı öfkeli bakışlarını Cerene yolladıktan sonra tekrar bana dönmüştü. Yine neye sinirlenmişti?
Sonra hoca geldi, dersini bitirdikten sonra mola verdi. Toparlanan Ceren:
"Bana müsaade o zaman." Diyerek yerinden kalktı. Sınıftan çıktıktan sonra arkamdaki gruptan birini duydum. Duymam için bilerek yüksek sesle söylemişti:
"Bizim ezik arkadaş bulmuş gibi duruyor." Eftelyanın yanındaki kızlardan biri demişti bunu. Sonra diğerleri de devam etti:
"Sevgili yapmıştır belki, kızın aklını çelmiştir iki günde pis sapık."
"Hahaha doğru, iki ezik birbirlerine bu kadar uyamazdı."
Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Ne saçmalıyordu bunlar? Öfkeyle arkamı dönüp sinirli bir şekilde onlara baktığımda aralarından bir erkek:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus|GxG
General Fiction|TAMAMLANDI| Bir okyanustayım, boğuluyorum... Hayatındaki boşluk ve anlamsızlık hisleriyle boğuşan Bilge, ailesine ve okuldaki zorbasına karşı da mücadele vermektedir. Nefret ettiği zorbasına karşı yavaşça değişecek olan hisleri, Bilgeyi dibine çeki...