5. Bölüm: En Büyük Evlilik

79 14 63
                                    

Seokjin derin bir nefes üfledi ve parmaklarını tuttuğu kutunun etrafına daha sıkı sardı. Büyük bir mesele değildi. Sadece bazı eşyalarını Yoongi'nin dairesine taşıyacaktı, önümüzdeki yıl boyunca yaşayacağı dairesine. Yoongi'nin de orada olacağı, olduğu gerçeği büyük bir mesele değildi. Yoongi'nin gezinen elleri ve sıcak dudakları ve dili-

Seokjin gözlerini kırpıştırarak keskin bir nefes çekti dişlerinin arasından. Sadece bir öpücüktü, diye hatırlattı kendine. Bir yıl boyunca paylaşacakları onca öpücükten yalnızca biri. Bütün bu sahte evlilik anlaşmasının bir parçasıydı. İşin gerektirdiği bir şeydi. Seokjin bir oyuncu gibiydi bu noktada. Ayrıca, muhtemelen sadece kafasında büyütüyordu bunu. Yoongi'nin de bundan etkilendiği falan yoktu. Belki de Seokjin'in son öpüşmesinin üzerinden uzun zaman geçmişti. Başını salladı, kendi hipotezine katılırken omuzlarındaki gerginliğin bu rahatlamayla birlikte yavaşça çözüldüğünü hissetti. Evet, sadece en son ne zaman öpüştüğünü bile hatırlamıyordu ve Yoongi uzun zaman sonra onu doğru düzgün - gerçekten, gerçekten doğru düzgün - öpen ilk kişiydi ve o yüzden duyguları geçici olarak biraz karışmıştı.

Bir sonraki sefer Yoongi onu öptüğünde - doğru düzgün, eller, dudaklar ve diliyle - Seokjin bununla daha farklı bir şekilde başa çıkacaktı ateş yanaklarına kadar çıkmadan ve göğsünde deli gibi atan bir kalp olmadan.

Kendini daha özgüvenli hissederek Seokjin duruşunu dikleştirdi ve elindeki kutuyu düzelterek bir parmağıyla Yoongi'nin kapı ziline uzandı.

Kapı açılmadan ve Seokjin'e daha önce hiç görmediği bir Yoongi'yi sunmadan önce arkasında bir hışırtı duydu Seokjin. Yoongi'nin başında siyah bir bere vardı aşağı doğru çekilmiş, saçlarının çoğunu gizliyordu bu şapka ve geriye yalnızca birkaç siyah tutam kalıyordu. Ellerini siyah sweatshirtünün önündeki cebe sokmuş, omuzlarını ise girişteki soğuktan korunmak ister gibi yukarı kaldırmıştı. Seokjin'in gözleri kısaca yırtık pantolonuna doğru döndü ve hızlıca tekrar Yoongi'nin yüzüne çevirdi bakışlarını, pantolonun bacaklarına ne kadar güzel bir şekilde sarıldığını görmesine gerek yoktu. Yoongi, eğer Seokjin bunu düşünmeye cüret ederse, yumuşak, rahat, cana yakın görünüyordu.

Yoongi çok giyilmiş bir sweatshirt ve rahat terliklerin içinde, tıpkı özel dikim takımlar ve marka saatlerin içerisinde olduğu kadar rahat görünüyordu. Bu durum Seokjin'in içinde bir şeyleri kıpırdatmış, ona artık düşünmemeye çalıştığı bir dünyayı hatırlatmıştı. Para değil de ballı portakal çayı ve yumuşatıcı kokan bir dünyayı.

Bu düşünceleri başından attı ve gülümseyip selam verir gibi başını eğdi. "Merhaba," dedi.

Yoongi gözlerini kırpıştırdı, yüzünde boş bir kayıtsız ifadeden oluşan maske vardı. "Selam," diye cevap verdi, geriye doğru adımlayarak Seokjin'in çatı katı dairesine girmesine izin verdi. "Tüm getirdiklerin bu mu?"

Seokjin başını iki yana salladı, ellerindeki kutuyu kaydırdı tutuşunu iyileştirebilmek için. "Hayır, aşağıda arabada birkaç kutu daha var. Eşyalarımı içeri yığmadan önce evi bir dolaşırım diye düşündüm."

Yoongi hmmladı ve kapıyı kapattı. Seokjin'in önüne geçti, terlikli ayakları ahşap zeminde ilerliyordu. "Odan bu tarafta," dedi, arkasına bakmadı.

"Aa, dur," dedi Seokjin, hızlıca ayakkabılarını çıkardı ve Yoongi'nin arkasından ilerledi. Evin içinde ilerledikçe bakışlarını etrafta gezdiriyor, klasik dekorasyonu içine çekiyordu. Çatı katının açık bir planı vardı, mutfak ve yemek odası oturma odasına akıyor, yerden tavana camlar doğal güneş ışığının içeriyi aydınlatmasını sağlıyordu. Seokjin kenarda küçük bir okuma alanı gördüğünü sanmıştı. Maun mobilyalar ve zevkli bir halı akla pahalı kelimesini getiriyordu ve Seokjin buna hiç şaşırmamıştı. Ancak gözüne takılan şey, üst kata çıkan ve demir korkulukları olan nefes kesici spiral merdivenlerdi.

A Gilded World | YOONJIN (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin