"Hyung," dedi Yoongi okuma köşesine adımlarken. Seokjin'in Yoongi'nin dudaklarını büktüğünü görmek için başını kaldırmasına gerek yoktu, sesinin somurtkan tonundan belliydi.
"Hmm?" dedi Seokjin, odağı hala okuduğu rapordayken. Yoongi'nin dizini dürttüğünü hissettiğinde koltukta ona da yer açmak için yana doğru kaydı.
"New York'taki toplantıyı ertelememi istiyorlar." dedi mutsuz bir biçimde, Seokjin'in yanına yerleşirken.
"Tamam," dedi Seokjin, bu haberin neden bu kadar kötü olduğunu anlamazken.
"İki hafta sonraya." diye ekledi Yoongi.
"Tamam."
"Hyung."
Seokjin en sonunda Yoongi'ye bakmak için başını kaldırdı. "Efendim?"
Yoongi inanılmaz bıkkın görünüyordu. "Eğer iki hafta sonra gidersem, yirmi üçüne kadar dönmemiş olacağım."
Seokjin en sonunda Yoongi'nin ne demek istediğini anlayınca burnundan gülüp tekrar önündeki rapora döndü. "Benim bildiğim kadarıyla, Kasım'ın yirmi dördü, yirmi üçünden bir gün sonra."
"Ya eğer bir aksilik çıkarsa?"
Seokjin bir elini Yoongi'nin dizine koyup güven vermek istercesine sıktı. Direkt olarak gözlerinin içine baktı ve içten bir biçimde gülümsedi. "Her şey yolunda gidecek. Ertele gitsin. Hoseok'ların villasına geçerim Jeongguk'la birlikte yirmi ikisinde, sen de Seul'e geldikten sonra bize katılırsın." tatlı bir biçimde yana eğdi başını. "Hmm? Ne dersin?"
Yoongi ikna olmamış görünüyordu hala büktüğü dudaklarıyla. "Hoseok'un kayak partisine gitmek zorunda mıyız gerçekten?"
"Çoktan geleceğiz dedik."
"Sen dedin. Ben bilinçli bir biçimde bu konudan habersiz bırakıldım."
"Hoseok'a yirmi dördünün neden özel bir gün olduğunu birden söyleyecek halim yok, değil mi?" dedi Seokjin hızlıca. "Hem Jeongguk da çok heyecanlı. İptal ettiğimizi mi söyleyeceksin ona?"
Yoongi'nin omuzları yenilgi ile çöktü. "Söylemeyeceğimi biliyorsun." dedi bakışlarını boşluğa çevirirken. "Yine de yirmi dördü özel bir gün."
"Ve bu özel günü snowboard yaparak geçirmek çok güzel bir fikir," diyerek son noktayı koydu Seokjin. Gülümsemesi kocaman oldu. "Ayrıca, bence atkılarla ve berelerle paketlenince çok tatlı olacaksın."
Yoongi'nin yanakları pembeleşince Seokjin zafer kazanmış bir eda ile gülümsedi. Yoongi ise derin bir nefes alıp Seokjin'in omzuna yaslandı. "Peki."
"Şimdi New York'taki toplantıyı erteleyecek misin?" diye sordu Seokjin, çoktan raporuna geri dönerken.
"Ya bir şey olur da uçuş ertelenirse?"
"Bir sorun olmayacak. Her şey yolunda gidecek," dedi Seokjin oldukça fazla bir özgüvenle. Tabii ki bir şeyler yanlış gidecekti.
&&&
Kar yağışı kötüye gidiyordu, diye geçirdi aklından Seokjin, camdan bembeyaz bir çarşafla kaplanmış gibi görünen dışarıyı izlerken. Hoseok'un dağ evinin önündeki geniş çimenlik, görüş mesafesi birkaç metreye inerken neredeyse tamamen kaybolmuştu. Hava durumu hafif kar yağışı olacağını bildirmişti. Böyle bir kar fırtınasını değil.
Seokjin derin bir nefes verdi. Önündeki cam verdiği nefesin etkisiyle buğulanmış, görüşünü daha da aza düşürmüştü. Hoş, bu durum çok da bir şeyi değiştirmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Gilded World | YOONJIN (Çeviri)
Fanfictionorijinal hikaye ao3'te @smiles tarafından yazılmıştır Jeon Seokjin'in genç kardeşinin yaklaşan, sevgisiz bir evliliğe gebe olan nişanını durdurmak için tam olarak dört haftası vardı. Buna bir son vermenin tek yolu ise Jeon ailesi için daha iyi, daha...