21. Bölüm: Kontrolsüz Aşık - FİNAL

23 3 1
                                    


Yoongi'nin hep daha fazlasını isteme gibi bir huyu vardı, özellikle konu Seokjin olunca. Hiçbir şey ona yeterli gelmiyordu, elini hiçbir zaman onun teninde yeterince gezdiremiyor, onun yanında uyandığı tembel sabahlar ona asla yetmiyordu. Yoongi hep daha fazlasını istiyordu. Okuma odasında birbirlerine sokuldukları daha fazla gece, Seokjin oyun oynarken Yoongi'nin de kamerasıyla uğraştığı daha fazla akşam istiyordu. Bu kadar yıldan sonra, biraz olsun sakinleyeceğini düşünmüştü ancak aksine git gide daha da artmış, onu baştan başa tüketmişti.

Seokjin ona her zaman, kendisi de tıpkı onun gibi hissettiği için, en az onun kadar aptal bir aşık olduğu için şanslı olduğunu söylüyordu. Yoongi'ye göre ise bu şanstan daha da öte bir şeydi.

Ve doğal olarak, evliliklerinden üç sene sonra, ikisi de daha fazlasını istediğine karar verdi.

Yoongi bir zamanlar stüdyosu olan odaya yavaşça adımladı, odaya yaklaştıkça adımlarının sessizliğinden daha da emin olarak. Onun kaçıp gitmesine engel olan küçük plastik kapıdan başını uzattı ve hayatının ışığını dik bir pozisyona gelmek için debelenirken görünce, damaklarını gösterecek kadar kocaman bir biçimde gülümsedi.

"Merhaba bebeğim," dedi melodik bir biçimde, sesi içgüdüsel olarak birkaç oktav yüksek çıkmıştı. "Uyandın mı?"

Daeun heycandan çığlıklar atarken kalkmak için daha fazla çabalamış, minik ellerini yatağa daha sert bastırmıştı. Ayağa kalkmak için var gücü ile çabalarken bacakları garip bir plank pozisyonu almıştı.

Daeun'u evlat edinmek Seokjin ve Yoongi'nin verdiği en doğru karardı. O bu dünyadaki güzel ve masum olan her şeydi. Yoongi onu kollarının arasına ilk aldığı zaman, ilk adımında, ilk anında, her saatinde, gününde ve yılında onun yanında olacağına yemin etmişti.

Şimdi anlıyorum, diye düşündü, kendi ebeveynlerinin onu ne kadar derinden sevdiğini. Bu dünyadan ayrılmış olmaları bile bu sevginin ortadan kaybolması için yeterli değildi, şimdi anlıyordu Yoongi. Henüz tam anlamıyla olmasa da, Daeun ve Seokjin'le geçirdiği her anla birlikte, daha da yaklaşıyordu.

Yoongi bebek kapısını açarak içeri girdi ve kocaman açtığı kollarla direkt olarak Daeun'a yöneldi. Daeun ise ayağa kalkmaya pes edip emekleyerek babasıyla ortada buluşmaya karar verdi, dudaklarında neşeli bir kıkırdamayla.

"Ap!" dedi, appa demeye çalışarak.

Yoongi eğilip onu kollarına aldı ve yanaklarını öptü. O ise ciyaklayarak babasının yüzünü ve saçını patpatlıyordu minik eliyle.

"Ap!"

"Günaydın bebeğim. İyi uyudun mu?" diye sordu Yoongi kızını güvenli bir şekilde göğsüne bastırırken.

Daeun karşılık olarak Yoongi'nin yüzüne vurdu, Yoongi ise onun bu eylemini protesto eder gibi yüzünü buruşturdu, ancak Daeun her darbeden sonra daha artan bir şekilde kıkırdıyordu. Yoongi onun bu hıçkırık gibi olan gülüşünü Seokjin'den aldığına yemin edebilirdi.

"Aynı baban gibi gülüyorsun," dedi ve Seokjin'in bahsinin geçmesiyle birlikte Daeun'un gözleri kocaman oldu, sanki onun varlığını birden bire tekrar hatırlamış ve hatırladığına çok sevinmiş gibi.

Yoongi'nin kollarındayken bacaklarını sallamaya başlamış ve Yoongi'nin karnının yumuşak yerlerini tekmeleyerek kapıyı işaret etmişti.

"Babayı mı görmek istiyorsun?" diye sordu. "Benimle biraz vakit geçirmeye ne dersin?"

Yoongi dudaklarını büktü ancak Daeun kararlıydı. Daha hızlı salladı bacaklarını ve ısrarcı bir biçimde bir şeyler mırıldanmaya başladı.

Yoongi gülümsemesini bastırmaya çalışarak derin bir nefes verdi ve yatak odasına doğru ilerlemeye başladı. "Sende de suç yok. Sanırım bu huyunu benden aldın."

Seokjin henüz yarı uyanık, hala kocaman bir yorgan dağına gömülüydü. Onların odaya girdiğini duyunca tembel tembel gerinmekle meşguldü. Daeun bir kez daha heyecanlı bir biçimde çığlığı bastı ve Yoongi onu dikkatli bir biçimde yatağın üzerine indirdi, Seokjin'in göğsüne doğru ilerleyebilmesi için.

"Bebeğin uyandı hyung," dedi Yoongi hafifçe Seokjin'i omzundan sallarken.

Seokjin yorganların içinden kafasını kaldırıp yan yan baktı Yoongi'ye. "Görüyorum," dedi bakışlarını üzerine örtülü yorganı çekiştiren Daeun'a indirirken. "Görüyorum ki Daeunie de uyanmış."

Yoongi duyduğu şey üzerine kendine engel olamayıp burnundan güldü. Ama aynı zamanda yanakları da ısınmış, pembeleşmişti. Aradan kaç yıl geçerse geçsin Seokjin onu hala böyle heyecanlandırmayı başarıyordu bir şekilde.

Seokjin Daeun'u kaldırıp yanaklarını öpücüklere boğdu. "Günaydın pudingim." Daeun keyifli bir biçimde kıkırdayıp Seokjin'in yüzünü patpatladı, Yoongi'ye yaptığından çok daha kibar bir biçimde. Yoongi tek kaşını kaldırıp bunu aklının bir köşesine yazmıştı.

"Hyung," dedi Yoongi Daeun'un kıkırtılarının arasından.

Seokjin Daeun'u kucağında tutarak kalktı. "Hmm?"

Yoongi boğazını temizleyip hafifçe çenesini kaldırdı, bakışlarını Seokjin'le birleştirirken.

Seokjin bir an için kafası karışmış bir biçimde gözlerini kırpıştırdı ancak sonra kahkahalara boğuldu. Bir eliyle uzanıp Yoongi'nin uzun kollu tişörtünü çekiştirdi Yoongi'nin ona eğilmesini sağlamak için. Daha sonra uzanıp Yoongi'nin yanağına yumuşacık bir öpücük bıraktı.

Yoongi tatmin olmuş bir biçimde gülümsedi.

"Mutlu musun?" dedi Seokjin geri çekilirken.

"Hem de nasıl." diye yanıtladı Yoongi sırıtarak. Daha sonra eğilip Daeun'u Seokjin'in kucağından aldı. "Gel bakalım Min Bebek. Kahvaltı zamanı."

Daeun ise o sabahın en yüksek, en heyecanlı çığlığını attı ve Yoongi gülmeye başladı.

"Bu huyunu senden aldı." dedi Seokjin'e, merdivenlerden aşağı inerken.

Seokjin'in onları takip eden kahkahasını duyuyordu ve aklından geçen tek şey ne kadar şanslı olduğuydu. Onlar bir araya getiren, kader gibi bir şey olabilirdi, ancak her tuğlasını bir bir üst üste koydukları bir temel, bir aşk, birlikte bir hayat inşa etmelerini sağlayan yalnızca kendileriydi.

Birbirlerini bulup, birbirlerinin kalplerinde kendilerine ev yaptılar. Altın yaldızlı bir dünyanın sahte parıltısından değil, içi boş bir kalbi örtecek ince zenginlik katmanından değil, gerçek altından yapılmış bu yeri onlar buldular. Aşkın, mutluluğun ve umudun altın dünyasını. Ve Yoongi'nin bu dünyayı bırakmaya hiç niyeti yoktu.

Ç/N:

Epilog bölümleriyle geliyorum, beklemede kalın!

A Gilded World | YOONJIN (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin