Jimin & Taehyung
Onlara nasıl tanıştıklarını sorduğunuz zaman Taehyung her zaman "Jimin benim hayatımı kurtardı." diyerek başlar söze.
Jimin ise Taehyung'un bu sözüne hararetli bir biçimde karşı çıkarak hikayeyi ondan devralır. Yakın bir arkadaşlarının nişanında tanıştılar ve Jimin Taehyung'u düşmekten son dakika kurtardı. "Partide çocuk gibi oradan oraya koşuyordu." der Jimin, aşık bir biçimde gülümserken ve sesi Taehyung'a duyduğu hayranlıkla çatlarken. Taehyung, sanki Jimin'in kalbindeki yerinin ne kadar sağlam olduğunun bir göstergesi olan bu ses tonuna hiç dayanamazdı.
Ancak birgün, eve varıp, kıyafetlerinde kurtulup, çift pijamalarını giydikten sonra Jimin durup Taehyung'a baktı sanki bir şeyi çözmeye çalışıyormuş gibi. Taehyung sorgular bir biçimde başını kaldırdı ve Jimin'i söze başlaması için cesaretlendirecek bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. "Hmm?"
Jimin dudaklarını büktü, tıpkı söyleyeceği şeylerden emin olmadığı zaman yaptığı gibi. Taehyung ise sabırlı bir biçimde, sessizce, hala gülümseyerek bekledi. Jimin son zamanlarda, biraz üzerinde düşünse de söylemek istediği şeyi eninde sonunda saptırmadan kelimelere döküyordu. "Neden," diye başladı sonunda Jimin, "her seferinde ilk tanıştığımızda hayatını kurtardığımı söylüyorsun?"
Taehyung omuz silkti, "Çünkü kurtardın."
Jimin gülmeye başladı, gözlerinin köşeleri kırışırken, başını olumsuz anlamda sallıyordu. "Seni düşmekten kurtardım."
"Hayır," dedi Taehyung, sesinin tonu düşmüş, daha ciddi ve samimi bir hal almıştı.
Jimin kafası karışmış bir biçimde kırpıştırdı gözlerini. "Ne?"
"Beni düşmekten kurtarmadın sen."
Jimin şaşkın bir biçimde gülümsedi, "Hayır, çok net hatırlıyorum, tam düşecekken seni tuttum Tae."
Taehyung bir kez daha başını sağa sola salladı. "Hayır. Ben o gece düştüm. Ve o zamandan beri düşmeye devam ediyorum. Sana her seferinde daha ama daha sert düşüyorum." Gülümsedi. "Ama sen benim hayatımı kurtardın. O gece beni galaksilerdeki en parlak yıldızı bilmeyen bir hayattan kurtardın."
Jimin'in yanakları kıpkırmızı olurken, parıldayan gözleri kocaman oldu. Elleriyle yüzünü kapatarak Taehyung'un ne kadar utanç verici olduğunu mırıldandı avcuna. "Bunu nasıl dümdüz ciddi bir suratla söyleyebildin?" diye sızlandı, sesi yüzüne kapattığı elleri yüzünden kısılmıştı. Kendini yatağa atıp bacaklarını çırpmaya başladı.
Taehyung gülümsedi ve gökyüzündeki bütün yıldızlara Jimin'i bu dünyaya gönderdikleri ve o gün orada olup onu yakaladığı için teşekkür etti.
&&&
Seokjin & Yoongi
Seokjin'in Min Malikanesinde geçirdiği ikinci yılbaşında, kutlama oldukça abartılı, gürültülü ve yoğundu. Çok fazla yemek, müzik ve süs (dekorasyon) vardı. Taehyung'un ailesi Daegu'dan gelmiş, Jimin Busan'dan erken dönmüştü. Neredeyse bütün odalar doluydu ve her odada bir kargaşa vardı. Güzeldi, diye düşündü Seokjin. Bu evde daha önce yalnızca Mikyung ve Granny ile birlikte bulunduğu olmuştu, sessizliğin ağır yükünü omuzlarında hissetmiş, duvarlardaki mutsuzluğu tatmıştı. Ev doluyken, canlıyken ve sevgi ile taşarken çok güzeldi.
Jeongguk ve Granny Go turnuvasında üçüncü oyunlarını oynarken, Jimin Taehyung'un annesinin anlattığı bir şeye kahkahalarla güler, Taehyung yüzünde bir gülümseme ile suratı kıpkırmızı olurken Seokjin bu düşüncelerinden Mikyung'a bahsetmişti. Yoongi ortalarda görünmüyordu, Taehyung'un babası ile bir yerlere kaybolmuştu. Amcasının arabanın bagajında getirdiği havai fişeklerle ilgili olduğunu tahmin ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Gilded World | YOONJIN (Çeviri)
Fanfictionorijinal hikaye ao3'te @smiles tarafından yazılmıştır Jeon Seokjin'in genç kardeşinin yaklaşan, sevgisiz bir evliliğe gebe olan nişanını durdurmak için tam olarak dört haftası vardı. Buna bir son vermenin tek yolu ise Jeon ailesi için daha iyi, daha...