Selaam oldukça uzun bir zamandır bölüm atamadım çünkü ders çalışmam lazımdı ama geri bölüm yazabilecek aralığı bulunca yükledim .
++
Ali ile sessiz bir yolculuk geçirmiştik. Ben camdan yolları ve binaları izlemiştim Ali de olduğu yerde sinirli sinirli kudurup araba sürmüştü. Şehrin biraz dışında olduğunuz için yarım saati bulmuştu çarşıya gelmemiz.
Ali arabayı durdurduğunda onun inmesini beklemeden direkt indim . Güler bir yüzle etrafa bakarken Ali de arabayı kilitleyip yanıma gelmişti bu sırada . Onun yönlendirmesiyle çarşı içinde ilerlerken küçük bir çocuk gibi her yere ışıldayan gözlerle bakıyordum.
"Gel kıyafet alalım önce."
Ali kolumu hafifçe tutup ileride bir kıyafet dükkanına ilerletti. İçeriye girdiğimizde gördüğüm kıyafetler ile gözlerim parladı. Hemen gözüme kestirdim kırmızı elbiseye koştum. Elbiseyi elime aldığımda koluma atıp diğer elbiselere yöneldim.
+
Ali'nin müsaade etmesinden cesaret alarak çarşıyı turlamıştım. Ali de beni şaşırtarak hiç şikayet etmemiş nereye gidersem sessizce uyumuştu. Elimde pantolanlar , üst giyim , elbise ve bir sürü takı vardı bir kaç tane de ayakkabı almıştı Ali bana.
Şimdiyse Ali'nin koluna sarılmış yanağımı koluna yaslayarak yürüyorduk. Biraz şehri görelim istemişti . Biraz yorulmuştum aslında bu da biraz rahatsızlık vermişti sızlanamıyordum da yoruldum diye . O kadar gezdirdim hala şikayetçisin diyerek kızar diye korkuyordum.
Dudak büzüp etrafa bakmaya devam ettim. Ali'nin telefonu çalınca durduk ikimizde , telefondaki ismi gördüğünde dudakları hafif kırılmıştı. Hoşuna giden bir kız mi arıyordu yoksa? Birde utanmadan yanımda başka kızla mı konuşacaktı? Yanımda iltifat da ederdi şimdi. Bu kadar haysiyetsiz karaktersiz olunmaz ki ama!
Düşündükçe çatılan kaşlarım ile sinirli bir soluk ile dik dik yüzüne baktım. Ali'de telefonu açmış kulağına koymuştu. Biraz daha yumuşak bakarsa da o da bana sinirlenir demeden girişecektim .
"İyiyim sen... Hiç Züleya ile çarşıda geçiyoruz."
Dudaklarını dişledi bende o sırada tekrar koluna yapılmıştım. Kendime düğünde annesini kaybetmemek için eteğine yapışmış çocuk gibi hissediyordum.
"Sizde mi dışarıdasınız... Olabilir açıkmıştım bende,"
Telefonu indirip bana döndü "Aç mısın?"dedi. Sorusuyla hemen kafamı salladım , o da telefonu kulağına geri götürdü . Hayvan herif sabah da yedirtmemişti kahvaltıyı birde soruyor açmısın diye.
"TAmam geliyoruz biz iki dakikaya ordayız." dedi telefonu da kapatıp geri cebine koydu .
"Kim ki o?"
"Arkadaşım Cemal . Dışarıdaymış karısıyla bir haftadır falan görüşmüyorduk özlemiş."son kelimeyi söylerken yarım ağız yandan yandan gülümsemiştı. Arkadaşı Cemali sevdiği belli oluyordu.
Birde biraz fazla kafada kurmuştum galiba . Ama o da böyle yapsa şaşırmazdım. Yine de içimden aşırı utandım sevgilisi arıyor sandım arkadaşı çıkmıştı. Üstüne karısıyla berabermişte .
"Tamam gidelim."
Kafasını sallayıp elimi tuttu. Ellerimize baktığımda avucunda kaybolmuştu ellerim. Uzun ve yapılıydı zaten . Göğsüne geliyordum , o yapılı ben zayıf olunca da baya fark var gibi duruyordu aramızda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜLEYA(Töre)
Teen Fiction!!ESKİ ZAMAN DA GEÇEN BİR HİKAYEDİR!! Şanlıurfanın ileri gelen ailelerinden birinin en büyük çocuğu olan Ali Karasalan ve fakir bir ailede üç erkek çocuğun arasında büyümüş Züleyha Kılıç. Züleyha yanlızca abisinin suçunun bedeli olarak verildi zaten...