İyi okumalar.
++
Hala çöktüğüm yerde korkuyla karnıma bakıyordum. İstemiyordum , böyle bir şey istemiyordum. Az önce odada bana cehennemi yaşatmıştı , istemediğimi söylediğim halde elimi kolumu bağlamış bana dokunmuştu. Şimdi gidip kardeşi Elif'in yanında abimin ne kadar şerefsiz olduğundan bahsetmeye devam edecekti. Ben onun karısı olduğum için mi kendini abim ile aynı kefeye koymayacaktı?
Hamile olma düşüncesi bile beni korkutuyordu. İçimden elleri kolları olan bir canlıyı nasıl çıkaracaktım ben . Kaldıramazdım da aylarca içimde büyütmeyi beceremezdim . Ben bir çocuk bakmasını bile tam bilmezken nasıl kendi çocuğumu taşıyabilirdim ki . Üstelik Ali'nin çocuğunu taşıma düşüncesi bile kötüydü.
Canımda hâla çok acıyordu , tokat atmıştı bana saçımı çekmişti. Yanağımı hala hissetmiyordum hiç acımamıştı bana . Aylarca beraberdim dizinin dibindeydim bunun bile mi hatrı yoktu da yarım yamalak duydukları ile bana bunları yaşatmıştı. Gözyaşlarım daha hızlı akmaya başlamıştı.
Oturduğum yerden kalkamıyordum , içeriye girip onunla aynı yatakta yatamazdım. Hiç takmamıştı beni öylece ruhumu emip yana yatmıştı belki de şuan huzurlu uykusunda kaçıncı rüyasını görüyordu. Bir hıçkırık daha kaçtı dudaklarımdan.
Bir anda açılan kapı ile korkuyla başımı kaldırdım , dudaklarımı sesim çıkmasın diye birbirine bastırdım. Ali altına eşofman , üstüne de siyah tişört giymişti . Sinirli durmuyordu hoş zaten sinirini çok güzel atmıştı içinden . Bana doğru yürüyüp yanıma geldiğinde benim gibi yere çöktü.
Biraz gerilemeye çalıştım. Elimi kucağımda birleştirmiştim parmaklarımla oynuyordum , kafamı eğdim ellerine baktım.
Elini öne düşen saçlarıma uzattığında kafamı hemen çektim.
"Dokunma.."
Derin bir iç çekme sesi geldi. Neydi pişman mı olmuştu şimdi de? Yine de çenemden tutup kaldırdı kafamı. Az önce attığı o sert tokadın aksine yumuşacıktı ne bekliyordu nazik olunca çiçekler mi açacaktı vurduğu yerde. Yüzüme bakıp rafta duran peçeteye uzandı biraz koparıp elini ağzıma doğru uzattı.
"Ne yapacaksın."
Gözlerime bakmadan cevapladı.
"Kusmuşsun , temizleyeceğim."
"İstemiyorum."
"Çok hafif kenarına süreceğim."
Hayır demeden eli ile hızlıca ağzımın üstünden iki kere geçirdi peçeteyi . Gözlerimi yumdum illa kendi istediğini yapacaktı. Gözlerimi geri açtığımda bakışlarından pişman durduğunu görüyordum ama , ama bu hiçbir şey geçirmeyecekti bunu bilmiyor muydu ?
Elini kaldırıp tokat attığı yerin üstünden geçirdi dudağını birbirine bastırmıştı. Bir kaç kere vurduğu yerin üstünden dokundurdu elini. Haberi olsun şuan acımı geçirdiği yoktu. Gözlerini çok iz kalmış boynumda gezdirdi . Elleri ile sıktığı morarmış kollarımda açıkta kalmış kızarmış bacaklarımda gezdirdi . Derin bir iç çekti yine .
Kafasını benim gibi eğip kucağımda ki ellerime ellerini uzattı hemen geri çekip arkama sakladım. Kendimden de nefret ediyordum şuan bana bunu neden yaptın diye bağıramadığım için hesap sormak yerine karşımda pişman durup kendi vicdanını rahatlatmasına izin verdiğim için bir ömür ailem tarafından beş aydır onun tarafından bastırılmama izin verdiğim için kendimden nefret ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜLEYA(Töre)
Teen Fiction!!ESKİ ZAMAN DA GEÇEN BİR HİKAYEDİR!! Şanlıurfanın ileri gelen ailelerinden birinin en büyük çocuğu olan Ali Karasalan ve fakir bir ailede üç erkek çocuğun arasında büyümüş Züleyha Kılıç. Züleyha yanlızca abisinin suçunun bedeli olarak verildi zaten...