Öncelikle Avrupa Yakası izleyenleri umarım burada görebilirim 🙏✨🌀
Kurgu için ilham aldığım bir sürü içerik var bu dizide.
Daha önce hiç yazmadığım, yazmaktan nefret ettiğim ve çekindiğim şeyleri de deneyeceğim. İlerleyen bölümlerde her türlü şeyi bekleyin hani, söylemiş olayım.
İyi okumalar
"Evet, açtığımız kafe kıraathanenin yanındaki minik bir verandası olan beyaz bina. Gördün öyle değil mi, karşında kalıyor olmalı. Hah.. Veranda açık olduğu için hırsızlık mı olabilir? Ben icabına bakacağım bilhassa bu akşam tamirciler de gelip verandaya cam takacak sonra alarm taktıracağız. Ayrıca verandaya güzelce bir halı sereriz aynı Arap sarayları gibi olur. Konumu da pek güzel değil mi? İstanbul'un arnavut kaldırımlarının yolunu süslediği ve kainatın tüm yıldızlarının üzerine üzerine düştüğü bir yer resmen. Işık kirliliği yok, gökyüzü dupduru, yıldızlar sere serpe önümüzde dizilmiş... Aynen canım, şahane! Tekrardan elzem işi kabul ettiğin için ben teşekkür ederim, bekliyorum. Dikkatli gel aşkım, öptüm güzel gözlerinden."
Hyunjin dudaklarını büzüp öpücük sesi çıkarttıktan sonra kapaklı telefonunu havalı bir "çıkırt" sesiyle kapattı ve kahverengi kumaş çantasının içine atıverdi. Akıllı telefonu vardı ancak sırf göz zevkine hitap ettiğinden kapaklı telefon kullanmaya devam ediyordu.
Jisung hangi çağda yaşadığını çözemediği Hyunjin'den saklanır gibi Seungmin'in koluna daha sıkı yapıştı, kirpikleri hala ıslak olan göz kapaklarını ovuştururken iç çekişlerinin arasından kısık bir sesle fısıldıyordu. "Hala fikrimi değiştirmedim, gitmek istiyorum. Arkadaşın bir ucube gibi davranıyor."
Seungmin kuzeninin koluna minik bir çimdik attı, arkadaşının yanında çok saygısız davranıyordu bu sıpa. "Kapıya yaklaştığını gördüğüm anda o tasmana ipini bağlarım bir köşede öylece durursun."
Jisung'un kulakları kızarırken parmaklarındaki yüzüklerle oynamaya başlıyordu. "Tasma değil, choker boynumdaki seni embesil. Tasma demezsen sevinirim."
İster istemez büyükleri olarak Hyunjin lafa girme ihtiyacı hissetti.
"Ya siz niye böylesiniz bugün kuşlarım?""Her şeyi baştan alırsak..." diyerek kollarını birbirine bağlayıp ölümcül bakışlarını saniyeliğine Seungmin'e fırlatırken. "Evimde mutlu mutlu lol oynuyordum. Seungmin de iş çıkışı kendi evinde dinlenmek yerine evime kadar gelmiş, başımda vır vır ötmeye başlamıştı. En son sıkıldım, ne var diye bağırdım, başından beri görmezden gelindiğini fark edip sinirlendi ve bana emir verircesine "10 dakika içinde hazırlan, Hyunjingillere gidiyoruz." deyince gelmiyorum dedim. Duyduklarının üzerine fiziki şiddet kullanarak beni buraya gelmeye zorladı. Bende ağladım, o yüzden böyleyim."
Seungmin istemsizce kendini savunmak durumunda kalmıştı, ama kendilerini dinleyen Hyunjin'e karşı değil, Jisung'a karşı.
"Hayır, bir şey yapmadım. Sadece ayağından sürükledim çünkü o lanet bilgisayara sülük gibi yapışmıştın. Ve ayrıca gayet insaniyetliydim, senin hazırlanmanı bekledim ya hani?"
"Arabaya içeri girmem için ittirmeni saymadım, yüzüm cama yapışmıştı."
Jisung'un aksine Seungmin gayet sakin bir şekilde "Evet çünkü içeri girmemekte inatçıydın ve beni apar topar bir torbacıyı göz altına alan polis gibi davranmaya zorladın." dedi kuzeni için son sözünü sarf ederken.
"Eğer bir daha küfür edersem boynumdaki chokera ip takıp sürükleyeceğini söyledin, seni sapık kuzen."
Hyunjin gördüğü herkese teker teker "ben yaptım, boyadım, çiviledim." diye anlattığı masaya kalçasını yaslarken elini çenesine götürdü. "Bu tartışmaya kapalı konu gibi duruyor, akla mügayir biraz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hasbihal kafe |chanmin
Fanfiction!yetişkin içerik, yarı texting Farklı yaşantılar Nişantaşı'ndaki Hasbihal Kafe'de buluşur, masaya ne var ne yoksa dökerlermiş