Bölüm 19: Son Sefer

108 6 18
                                    

Güzel bir sene geçirin

Parti tüm gürültüsüyle devam ederken iki kişi kafenin bahçesinde gizli saklı bir iş çeviriyormuş gibi loş ağaçların gölgesinde buluşmuşlardı. Binadan dışarı doğru hafif müzik sesleri ve ışık vururken tüm o kalabalıktan soyutlanmışlardı.

Bulundukları yer ikisinin de canını sıkıyor ama en çok Felix sıkılmış gibi gelir gelmez hemen söze başladı. "Beni niye çağırdın?"

Jeongin kucağında taşıdığı kutuyu masaya bıraktı ve çok önemli bir şey açıklayacakmış gibi kendini hazırladı. "Seni görmek için geldim, bunu yapacağım için güçsüz ve kötü niyetli deme bana."

Felix'in gözleri kocaman açıldı ve Jeongin'in yaklaşmasına karşın bir adım geriye çekildi. "Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Jeongin geri çekilmesini pek umursamadı, yüzüne iyice yaklaştı, neredeyse burun buruna olduklarında duraksayıp sadece dudaklarını izledi. Bunu istiyor muydu ki? Bilmiyordu, sadece öğrenmek istiyordu. Dudaklarını bir süre hareketsizce dudaklarına yasladı ve son öpücüğüymüş gibi bıraktı. Fısıldayıp gözlerinin içine bakarken "Bunu" dedi.

Felix içinde büyük bir fırtına yaşasa da sakinliğini korumaya yeminli bir şekilde konuştu. "Seni kötü niyetli algılamıyorum ama biliyorsun sevgilim var zaten ve sana da imkansız şeyler daha cezbedici geliyor sanırım, anlıyorum. Umarım hevesini almışsındır."

Jeongin Felix'in eli kolu birbirine dolanmış bir şekilde kaçamak açıklamasını görmezden geldi. "Şimdi gitmem gerek ama istiyorsan kalırım."

Felix'in bu laf üzerine kalbi çarpmaya başladı, öyle donup kaldı. Bu çok adiyceydi. Kalbini yaralamış bir insan için arkadaşlarıyla arasını bozmuş, herkesi yoka saymıştı. En önemlisi de tüm bu haksızlığı herkesten çok değer verdiği arkadaşı Seungmin'e yapıyordu.

Felix'in boş bir suratla dalmakta olduğunu görünce uyandırmaya çalıştı. "Konuşacak mısın?"

Boş ifadesi ve ses tonu değişti, sert bir şekilde emir verir gibi sandalyeyi gösterdi. "Otur şuraya."

Karşılıklı oturdular, Felix Jeongin'in kendisini yanılgıya düşürebilecek bakışlarından ayrı uzun süre ne cevap verebileceğini düşündü taşındı. Her an onu kabul edeceğini hissediyor, yanlış yapacağını biliyordu.

"Kendine çeki düzen vermezsen sevdiklerini hayal kırıklığına uğratıp üzmeye devam edersin. Şu an ne yaptığını bilmediğimi görüyorum." Hiç istemeyerek, gözlerini kaçıra kaçıra berbat kararını söyledi. "O yüzden lütfen git."

Karşısındaki koyu gözlerde pek de hayal kırıklığı görünmemesi şaşırtıcıydı. Ya umurunda değildi o kadar ya da yeniden kullanıp atacaktı kendisini, öyle bir his oturdu kalbine. "Bu son görüşmemiz oluyor o zaman."

Felix sadece acı bir tebessümle karşılık verirken Jeongin elini Felix'in dizlerine koyup okşadı. Bu kadar gerilmesini istemiyordu, Felix haklıydı. "Sadece aklıma eseni yaptım, bir şey demek zorunda değilsin. Umarım mutlu olursun yeni yaşantında."

"Biz birbirimizin karanlığıyız Jeongin, ne zaman bir araya gelsek birbirimizi düşüreceğiz. O yüzden sen de benden uzakta mutlu olacağına dair söz ver."

Jeongin bu sefer düşünerek konuştu. "Söz. Mutlu olana kadar asla dönmeyeceğim."

*

"Kız, niye kaldırımlara tek başıma çökmüş oturuyorsun? Hüznün mekanı ettiniz şuraya çöke çöke." Sana arkasından gelen sese dönüp cevap vermek için göz yaşlarını hızlıca silerken Minho aniden bağırdı. "Yakaladın! Yakalandım!"

hasbihal kafe |chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin