Bölüm 24: Chan'ın Mahallelisi Dedikoduya Bayılırken

106 5 1
                                    

(not: medyayı ben çizmedim tw'da göz göze gelince sempati duyup paylaştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(not: medyayı ben çizmedim tw'da göz göze gelince sempati duyup paylaştım. Siz de sempati duyabilirsiniz.)

Bahar aynı değişik bir mevsimdi, bir ara tatlı bir sıcak bastırırdı; şort terlik giyesi gelir insanın, akşam için ceket almayı unutuverir. Akşam üstü gelince ise bir bakarsın donuyorsun.

Chan uzun olmasına rağmen bacaklarının boyundan dolayı kısa duran şortla havanın açıldığını ilan eden sevgilisinin gelişini hayran hayran izliyordu ancak akşama donacağı gerçeği aklına geldi, Şişli soğuk olabiliyordu. 

Neyse ki ceketini giyinmeyi unutmaması da bir şeydi. 

Yerinde diklenip de sevgilisinin tiril tiril gelişini beklemeye dayanamadı, koşa koşa yanına gitti, tam sarılıp öpüp koklayacakken durdu. Seungmin de sevgilisi durunca ilk endişelendi, sonra neden durduğunu anlayabildi. 

"Kusura bakma, benim çocukluğum burada geçti. Mahalleden biri bizi sarmaş dolaş görürse yanlış anlarlar belki."

"Anlıyorum seni, sorun değil."

Chan sadece hafif acı bir gülümseme verebilirdi, buluşacakları Bim marketin önüne kadar yürüdüler. "İnce giyinmişsin biraz."

"Bu sefer hafif bir yaz kokusu geldi burnuma, ona aldandım."

"Nasıl oluyor o, yazın kokusu mu olur?"

"Her mevsimin kokusu olur. En sevmediğimki yaz. Hiçbir şeye benzemez, bazense kokusuz. Ancak yazlıkları hanımeli ıhlamur falan kokar. Ucuz yazlıklarsa zakkum. Onu biraz duyumsadım gibi olmuşum."

Chan hayretle dinlerken mevsimlerin bir kokusunun olduğu gerçeğini yeni anlamlandırıyordu, asla umurunda olmamıştı. Seungmin çevresini tüm duyularıyla duyunsuyor olmalıydı.

Yolun karşısından kendilerine yaklaşmakta olan arkadaşıyla selamlaştı. Markete aceleyle girmeye çalışan arkadaşı bir yandan nefes nefese konuşmaya çalışıyordu. "Ben abur cuburları alacağım, siz de yan taraftaki dükkandan çekirdekleri alın. Sitede buluşuruz."

"Jungkook'a haber verdin mi iki kişi geldiğimizi. Sandalyeleri ona göre yukarı taşısın."

"Hallettik reis."

Seungmin adam gözden kaybolunca merakla sordu. "O kimdi?"

"Şu an poposunda roket varmış gibi markete koşan arkadaşım Peniel."

Çekirdekleri dükkandan aldıktan sonra sözleştikleri gibi sitenin önündeki kapıda dikildiler, Chan o sırada Seungmin'i rahatlatmaya çalışıyordu. "Önceden anlattığım gibi arkadaşlarım bizim mahalleliye pek benzemez, gerçi bana da benzemezler. İstediğin her konuyu açabilirsin. Okumuş, görmüş insanlar."

hasbihal kafe |chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin