Bölüm 12: Kayıp Düşler

194 12 83
                                    

Kış güneşi çok benzersizdi, hava soğuk ancak evdeysen ılık bir şekilde ısıtıyor, her şeye güzellik katıyordu. İçeri yavaş yavaş dolmaya başlayan güneş ışıkları pırıl pırıldı.

Chan bir fincan kahve eşliğinde bacak bacak üstüne atmış henüz gözlerini yakmayan turuncu güneşe odaklanmıştı, malum yaptıkları işten sonra söze neyle başlaması gerektiğini bilmiyordu. Duş alma, gömleği yırtıldığı için dolaptan kıyafet bakma telaşı, kırdıklarını toplamak derken sabah etmişlerdi. 

Seungmin gibi yumuşatıcı ve portakal çiçeği kokan oversize beyaz bir tişörtden memnun kalan Chan arada derin derin nefesler alıyor ve masum bir şekilde gülümsüyordu. Huzurlu hissetmesinin yanı sıra zaman ilerledikçe ne yaptığının daha da farkına varmaya başlamıştı. 

Artık kafasının içindekileri açmak için güzel anı bölmek zorunda kaldı, ama ilk gerginliği dağıtmak istedi.

"Biz sevişirken sen del beni mi dedin?"

Tam önünde poposunu devirerek oturan Seungmin için bu soru pek de kafasını açmış gibi değildi. "Bir dizide duydum bilinç altıma kazınmış olmalı."

"Neler izliyorsun sen?"

Seungmin arkasından fesat fesat gülen Chan'a döndü. "Fesatlanma hemen, çizgi diziydi. Aynı absürt duruma düşünce işte bir şekilde ağzımdan çıkmış olabilir. Ya da fantezilerim var sorgulama işte. Zaten cidden delindim, hiç yavaş yavaş gireyim demiyorsun ki hepsini birden çat diye yolladın, hani insan kabız olunca bile acı çeker ya düşünmedin mi?"

Chan son cümlesinden sonra kahkaha patlattı. "Çok üzgünüm, kendimi kontrol edemedim. Zaten sen ısrar ettin diye 5. turu yaptığımızda pek önemi kalmadı diye düşündüm."

"Tamam kabulleniyorum ne yapsan benim hoşuma gidiyor."

Sonunda biraz gerginliğinin kaybolduğunu hissedince derin bir nefes alıp kendini toparladı. "Biliyorsun birbirimizi tanımıyoruz, farklı yaşamlarımız var. Ya tanıştıkça birbirimizden nefret edersek?"

Seungmin Chan'a dönüp bacaklarını kucağına uzattı, keyifle arkasından vuran ışığın saç tellerine altından izler bırakışını seyretmeye karar vermişti. "Olacağı görüyorsun sinirlendiğin an beni sikersin"

"Dalga geçme ama, rahatsız hissetmiyor musun?"

"Gelecek kaygılarım var elbet ama hayatıma renk geldiği gerçeği var. Çekişmelerimiz, aramızdaki gerginlik, benim yaşamımı kendi çapında anlamaya çalışman, bazı anlar çok sevecen ve şaşkın olabilmen... Böyle kaos içinde kalalım biraz, sorun mu var?"

"Sende beni seviyorsun demek... Bir anlık vücudum için kullanıldığını sandım ama sadece bir anlık. Özür dilerim hiçbir şeyden emin değilim sanırım. Öyle biri değilsin biliyorum ne diyorum ben ya?" Seungmin kahkaha atınca kulakları iyice kızarmıştı. Şu an düşündüğü, hissettiği ve yaptığı her eylem kontrolünün dışında gidiyordu zaten, ne söylediğini bilmiyordu. "Neyse, unut gitsin. Evin güzelmiş. Çok temiz ve sıcak bir yer burası, komşun falan olsam yüzsüz gibi sürekli buraya gelirdim."

Seungmin gururla kendi yerleştirdiği salonuna baktı. "Zaten Felix ve Jeongin yüzsüz gibi kapımı çalarlar. Evimi tasarlamaya çok çaba harcamıştım."

"Ama balkon kısmını boş vermişsin. Hiçbir şey yok, bomboş ve kocaman."

"Taşınalı bir sene oldu ve oraya dokunmaya hiç cesaretim olmadı. Çok güzel tasarımlar vardı aklımda, pinterestten bakıp saçma sapan düzensiz tasarımlar yerine yerine adam gibi iç mimarlık araştırıp malzemelerini de almıştım. Ama sonra kötü olur, aklımdaki çıkmaz ve moralim bozulur diye korktum. Biraz mükemmeliyetçiyim."

hasbihal kafe |chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin