"Aşkolog seansına üç kişi gelmişsiniz. Üçlü mü takılıyorsunuz bakalım?"
Felix dörtlü masada karşı karşıya oturanların başlarına sandalye çekip oturmuş, sesi oldukça sakin olmasına rağmen gözleri intikamla parlıyor, sert bir şekilde gülümsüyordu.
Seungmin Felix'in ipleri kopardığını fark ettiğinde onun için endişelenmeye başlamıştı, Chan ise yavaştan kaşlarını kaldırıp Felix'e ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bakmaya başlarken Hyunjin Felix'i nasıl uzaklaştıracağını düşünüyordu. "Felix... gitsen mi minik kuşum? Üç kişiyiz çünkü Sana ile Seungmin bir konuda bozuşmuş önemli bir şey yok."
Felix bakışlarını Chan'dan ayırmadan Hyunjin'i yanıtladı. "Ben senin minik kuşun falan değilim."
Chan sonunda böyle gitmeyeceğini düşünerek kendisini açıklamasını istedi. "Çok özel olmazsa sana sorum olacak Felix."
"Tabii, dürüst olacağım. Her şeyi dökecektim zaten."
"Alt kattan sesler duyduk, bende bodruma indim ve birkaç uygunsuz şey duydum. Senin Jeongin ile ne tür ilişkin var? Yakın arkadaşsınız sanırım."
Felix aptala yatar gibi şaşkınca baktı "yakın arkadaş" sözünü duyunca. "Biz mi?"
"Arkadaş değil misiniz?"
"Daha fazlasıyız."
"Nasıl yani?"
"Sana söylemedi mi bu çocuk..."
"Neyi söylemedi?"
"Erkeklerden hoşlandığını, yani sizin deyiminizle ibne."
Hyunjin her ne kadar kendisini umursamayan Felix'e masa altından ayağına vursa da durduramıyordu. Seungmin neler döneceğini anlamasına rağmen hiçbir müdahalede bulunmadan sessizce izledi, ne susturma çabası ne de tepki hiçbir şey yoktu. Bir gün olacağını biliyordu bunun.
Chan olayı hızlıca anlamaya çalışıyordu ama beyni donup kalmıştı. "Ne? Nasıl yani Jeongin gay mi? İyi de hiç öyle durmuyor, hoşlandığı bir kız da var. Uydurma."
Felix en sonunda sakinliğini bozup asabi bir şekilde daha dün kendisini iyi göstermeye çalıştığı arkadaşının gözünün içine baka baka döktü her şeyi. "Ne uyduracağım be! Seungmin hiç söylemedin mi 7 senelik aptalca bir ilişkiniz olduğunu?"
"Sana bunun için hesap vermeli miyim Felix, aklım karıştı."
"Verme, sen böyle her olayda hayalet gibi bir köşene sin. Burada ne oldu bilmek ister misin?"
"Ne olduğu umurumda değil. Felix allah aşkına ne yapmalıyım söyler misin? Yetişkin ve aklı başında bir insan gibi tepki veriyorum şu an."
"Umurunda olmalı. Bodrum katında 7 senelik bakire meryemmiş gibi ilişki sürdüğüm sevgilimin bakireliğini en yakın arkadaşım almak üzere olsa mesela ben çok sinirlenirdim."
Chan kafasını Seungmin'e çevirdi. "Sen niye bana bir şey söylemedin Seungmin?"
Seungmin duydukları üzerine dikkatini toparlamakta güçlük çekiyordu, olduğu gibi terlediğini hissetmişti. "Kendisinden nefret edeceğini düşündüğünden anlatmamı istemedi."
Chan masadaki herkesin kendisine bakmakta olduğunu ve tepkisini merak ettiklerini anladığında kendisini açıklamaya çalıştı. "Yanlış anlamayın gaylik ile büyük bir derdim yok ama bu konuyu Jeongin ile konuşacağım."
Felix ayıplayan bir şekilde Chan'a bakarken ne kadar üzüldüğünü, hayal kırıklığı yaşadığını görüyordu, büyük ihtimal Jeongin ile asla konuşmazdı. Niyeti de buydu: bütün engelleri tek tek ortadan kaldırmak. "Siktir git Chan, dünyanın en bencil yaratıklarısınız hepiniz. Ben gidiyorum Jeongin'in yanına ne halin varsa gör."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hasbihal kafe |chanmin
Fanfiction!yetişkin içerik, yarı texting Farklı yaşantılar Nişantaşı'ndaki Hasbihal Kafe'de buluşur, masaya ne var ne yoksa dökerlermiş