Hastaneden döndüklerinde dinlenmesi için Seungmin'i yatağa yatırmış sonrada hiç bitmeyen toplantıları için şirkete geri dönmüştü. Bir kaç saat olduğu için merak edip evi aradı.
" Nasıl? İyi mi?"
" Daha iyi efendim. Çoktan uyandı ama asla kimseyle doğru düzgün konuşmuyor. Sadece Han Jisung ile konuşmak istediğini söyledi bu yüzden az önce kendisi içeri girdi."
" Anladım. Gelirim birazdan."
" Peki efendim."
Telefonu kapattığında masanın üzerine koydu. Han Jisung ismini düşündü önce. Çalışanlarının isimlerini pek bilmediği için şuan aklında bir yüz belirmiyordu.
Ceketini alıp çıkacağı sırada sesli bir küfür edip tekrar telefonunu aldı eline. Maalesef ki yoğunluktan ve olanlardan dolayı ormandaki adamı unutmuştu.
" Sikeyim bir bu pislik eksikti ya."
Bir kaç çalışta telefon açıldı.
" Hemen ormana gidin. Çok uzak değil. Adam kabak gibi ortada zaten. Başımız yanmadan siz o adamı kesin yakın bir şey yapın yok edin anlayacağınız. Arabasını da aynı şekilde. Acele edin hemen."
" Anlaşıldı patron merak etmeyin."
Bu işi de hallettiğinde derin bir nefes alıp çıktı odasından.
Asansöre binmeden önce yanına Felix geldi koşarak.
" Felix? Ne işin var burada?"
Arkasında gelen çocuğu daha fark etmemişti.
" Hiç uğrayalım dedik."
" Uğrayalım?" O sırada gözleri arkadaki bedene kaydı.
" Seo Changbin?" Sırıttı kısa olan.
" Uzun zaman oldu Hwang."
" Görüşmediniz mi cidden uzun zamandır ya? Bi yemek mi yesek?"
Hyunjin sinirlendiğini belli etmek istemediği için zoraki bir gülümseme verdi.
" Yeni yedim. Aç değilim."
" O zaman kahve falan içeriz. Lütfen lütfen~" küçüğünün bu ısrarcı haline ne kadar kıyamasa da Changbin ile aynı ortama girmek istemiyordu.
" Felix, gerçekten çok yorgunum eve gitmek istiyorum."
" Ya Hyunjin zaten gittiğimiz yerde de oturacağız bir şey yapmayacağız ki orada dinlenirsin."
" Tamam güzelim ısrar etme istemiyor işte." Changbinin kullandığı kelime hoşuna gitmemiş olsa gerek ki sinirli bakışlarını anında ona çevirdi. Kısa süreli bir bakışmaya girmişti ikiside. Birbirlerini ezmek istercesine.
" Peki o z-"
" Geleceğim Felix. Gidelim hadi." Diyerek beklemeden açılan asansöre bindi. Felix, mutlulukla arkasından gelirken Changbin pek memnun gibi durmuyordu.
Bir kaç dakika sonrasında bir kafeye oturmuşlardı.
" E işler nasıl gidiyor bakalım?" Hyunjin Felixe karşı konuştu.
" Çok iyi! Changbin sayesinde şirket çok daha iyi bir yükselişe geçti."
Dudaklarına birbirine bastırarak gözlerini kaçırdı önce. Her seferinde Changbinden bashetmesi fazlasıyla canını sıkmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ғᴏʀᴇᴠᴇʀ |ʜʏᴜɴᴍɪɴ|
Teen Fiction" ͏O, ͏ç͏ö͏p ͏g͏i͏b͏i ͏h͏a͏y͏a͏t ͏i͏ç͏i͏n ͏d͏ö͏k͏t͏ü͏ğ͏ü͏n ͏ş͏u ͏g͏ö͏z ͏y͏a͏ş͏l͏a͏rı͏n͏a ͏b͏i͏r ͏b͏a͏k. ͏Ap͏t͏a͏l ͏mı͏sı͏n ͏s͏e͏n?" " ͏Çö͏p ͏g͏i͏b͏i ͏d͏e͏d͏i͏ğ͏i͏n ͏o ͏h͏a͏y͏a͏t ͏b͏e͏n͏i͏m ͏m͏u͏t͏l͏u͏l͏u͏ğ͏u͏m͏d͏u." ... #1-Hyunmin/13...