|14|

298 48 70
                                    

  Son dokunuşları da yaptığında artık hazırdı Seungmin. Geriye kalan tek şey ise Hyunjin'in gelmesini beklemekti.

Yatağına oturdu yavaşça ve düşmüş suratı ile etrafı süzdü.

" Neredeyse hiç bir şeye sahip değildim. Ama en azından mutluydum."

Çoktan dolmuş olan gözlerini yere indirdi. Artık ağlamak istemiyordu.

İstemeden de olsa bir damla düştüğünde işaret parmağıyla sildi.

Derin bir nefes alarak beklemeye devam etti. Çok geçmeden kapısı açılmıştı.

" Hazır mısın?"

Başıyla onayladı Hyunjin'i. gel işareti yaptığında arkasından giderek onu takip etti.

Arabaya binip yola koyuldular.

Arabaya çarpan yağmur damlaları dışında ses çıkmıyordu kimseden. Seungmin camda süzülen damlaları izlerken hyunjin arada göz ucuyla sözde sevgilisine bakıyordu.

' Ağlamış gibi.'

Sesli bir nefes alıp virajı döndü.

Seungmin'in nefes sesini bile zor duyuyordu.

Boğazını temizleyip seungmin'e baktı.

" Heyecanlanmaman gerektiğini söylememe gerek yok sanırım?"

Hyunjin'e dönmeden kafasıyla onayladı sadece.

Bu gün neden bu kadar sakin olduğunu düşündü kendi kendine. Sonra da boşverdi.

" Güzel."

" D-dedem...seni sevmiş. Neşeli ve saygılı olduğunu söyledi bana. Ve.."

Devam etmediğinde kafasını uzun saçlıya çevirdi Seungmin.

"Ve?"

" Seni bırakmamamı."

Küçük olan tekrar sadece onaylayıp yönünü çevirdi.

Kendi kendine güldüğünde hyunjin anlayamayarak kaşlarını çattı.

" Ne gülüyorsun?"

" Felix'e aşık olduğundan haberi yok tabi."

" Sen...ne? Nerden biliyorsun?"

Yüzündeki gülümsemeyle hyunjin'e döndü.

" Çok belli ediyorsun çünkü. Eminim ki o da bunun farkındadır."

Direksiyonu daha da sıktı Hyunjin. Gözlerindeki öfke ve hayal kırıklığı belli ediyordu kendini.

" Farkında değil ama."

" Nerden biliyorsun?"

" Farkında olsaydı.."

" Arkadaşım demezdi."

" Her neyse! Kapat konuyu." Sessiz kaldı küçük olan. Sonra da tekrar yağmur damlalarına döndü.

Hyunjin'in öfkeli suratı yavaşça üzgün bir hal almıştı.

Bir kaç dakikalık sessiz bir yolculuk sonrası  eve varabilmişlerdi.

Kapıda onları güler yüzüyle karşılamıştı yaşlı adam.

" Çağırmasam geleceğiniz yok. Özletiyorsunuz kendinizi."

" Meşgul olduğumu biliyorsun dede. Yoksa ihmal eder miyim seni?"

ғᴏʀᴇᴠᴇʀ |ʜʏᴜɴᴍɪɴ|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin