|21|

285 57 67
                                    

Hyunjin'in dışarı çıkmasına izin verdiği andan beri bahçede tavşanlar ile oynuyordu. Buradaki sevdiği nadir şeylerden biriydi. İlk geldiği günlerde bu minik tavşanları görmüş ve hayatında ilk defa bir tavşana dokunacağı hissi onu çok mutlu etmişti.

Beyaz ve en büyük olanı birden kucağına zıpladığında irkilmişti fakat bu görüntü fazla hoşuna gittiği için kıkırdamış ve yumuşak tüyleri sevmeye başlamıştı.

" Nasıl bu kadar güzel olabilirsin?"

Yüzündeki gülümsemeyle sevmeye devam ederken ilerde merdivenlerden inen Hyunjin'i gördü.  Kulağındaki telefon ile hararetle biriyle konuşuyordu.

Kucağındaki tavşanı yavaşça kavrayıp diğerlerinin yanına bıraktı. Uzun süredir oturduğu çimenlerin üstünden zorla kalktıktan sonra minik adımlarla hala deli gibi bağıran gence doğru ilerledi.

Evet, bu yaptığı tamda bir deli cesareti ve aynı zamanda bir aptallıktı ama merakına yenik düşmüştü küçük olan.

Aralarında bir kaç metre kalmışken duvarın arkasına geçip izlemeye devam etti.

" O orospu kadının sadece bize sulanmak için bu projeye dahil olmak istediğini çok iyi biliyorsun."

" Bana yükselmekten bahsetme!"

" Ona ihtiyacımız mı var sence Sejun?"

"Hayır, Changbin ve Felix de olmaz."

" Siktir et. Herkesin kendi planları var. Daha fazla da bu konuyu açma ben diyeceğimi dedim. "

Karşı tarafın bir şey demesine fırsat vermeden telefonu kapatmıştı. Sinirliydi. Şirketin bu projeye çok ihtiyacı vardı,biliyordu. Ama herkese o kadar sinirliydi ki batmayı göze alabilirdi.

Öylece durup bir kaç saniye düşünmeye verdi kendini. Bir taraftan Seungmin hala onu izliyordu. Zorlandığının farkındaydı. İster istemez üzülmüştü.

" Beni izlemeyi kes ve yanıma gel." Peş peşe duyduğu kelimelerle gözlerini büyüttü. Basbaya yakalanmıştı.

O yerinde dikilirken Hyunjin arkasına döndü.

" Ne duruyorsun hala?"

" Şey g-geliyorum." Zaten sinirli olan genci daha fazla sinirlendirmemek için hızlı adımlarla yanına ilerledi.

" Otur." Hyunjin'in komutuyla onu taklit edip çimenlerin üzerine oturdu.

Bir süre sessiz kaldılar.

Ve ortamın bu sessizliği Seungmin'i fazlasıyla geriyordu.

" Ne tür danslar ediyorsun?"

Ani gelen soru Seungmin'i şaşırtmıştı.

" Ben mi?"

" Yok. Kendime soruyorum."

Göz devirdi Hyunjin.

" Evet, sen Seungmin."

" Ha şey ben aslında her türlü dansı severim."

" Taemin?"

" Çok severim! Dansları o kadar iyi ki hep onun gibi etmek istemişimdir!" Aniden heyecanlanan genç Hyunjin'i gülümsetmişti. Konu dans olduğunda nasıl bir hal aldığını biliyordu artık.

" Biliyor musun danslarını?"

" Tabi ki de!"

"Hmm..." Olduğu yerde bacaklarını uzatıp kollarıyla destek aldı.

ғᴏʀᴇᴠᴇʀ |ʜʏᴜɴᴍɪɴ|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin