" Tamam o zaman yine haberleşiriz. Ben sevdim bu üçlüyü." Mavi saçlı gülerek yanındaki ikiliye baktığında pek iç açıcı tepkiler almamıştı.Sanırım tek seven kendisiydi...
" Aynen. Geç oldu gidelim. Hadi gel Felix." Hyunjin arabasına doğru ilerlediğinde arkasından kimsenin gelmediğini fark ettiğinde durup ikiliye döndü.
" Ne duruyorsun gelsene." Dedi tek kaşını kaldırırken.
" Hyunjin, biliyorsun ki evlerimiz ters yönde. Hem Changbininde arabası var. sen merak etme onunla evlerimiz yakın. Zahmet etmene gerek yok."
" Evet. Ben götürürüm." Changbin de onayladığında Hyunjin artık dolduğunu hissetmişti.
" Zahmet olmaz Felix. Bin şu arabaya."
" Hyunjin neden inat ediyorsun ki? İki iş yapma diye diyorum bırakır işte Changbin. " yanına doğru yaklaşıp küçük bir sarılma verdi arkadaşına.
" Hadi sen git. Yorgunsun zaten." Dedi gülümseyerek. Yine kıyamadı karşısındaki oğlana. Dediğini yapıp kafasıyla küçük bir onay verdi ve diğerlerinin gidişini izledi arkadan.
Artık fazla olmaya başlamıştı. Şirkette birlikte olmaları yetmezmiş gibi dışarıda da vakit geçiriyorlar ve sürekli bir flört halinde oluyorlardı. Farkındaydı Hyunjin. O çocuk Felixten hoşlanıyordu ve Felixinde ondan hoşlanma ihtimali deli ediyordu onu.
Arabasına binip hızla evine sürdü. Gece uzun olacak gibi duruyordu onun için.
Bir kaç dakikanın sonunda evine geldiğinde direkt odasına çıktı. Vakit kaybetmeden uyumak istiyordu.
Kendi yatağının içindeki hala uyumayan küçüğünü görünce kaşlarını çattı. Gözleri açık öylece boşluğa bakıyordu.
" Neden uyumadın?"
Ses gelmedi.
" Sana diyorum."
Yine ses gelmeyince gözlerini devirerek ceketini her hangi bir yere bıraktı ve gömleğini çıkardı.
Pek utanması yoktu uzun saçlının.
Üstünü değiştirip rahat bir şeyler giydiğinde hala ses çıkarmayan çocuğun yanına ilerledi ve biraz eğildi önünde.
" İyi misin sen?" Sonunda gözlerini boşluktan çekip karşısındaki çocuğu gördüğünde irkildi.
" S-sen ne zaman geldin?"
" Kafa mı buluyorsun benimle? Görmediğini mi söylüyorsun beni?" Seungmin olumsuzca kafasını salladı.
Oğlanın şişmiş göz kapakları dikkatini çekti önce. Sonra dudağındaki ve boynundaki yaralara göz gezdirdi.
" Sen mi yaptın?" Dedi gözleriyle işaret ederek. Seungmin başını eğdi.
" Kendine zarar vermen sana bir şey kazandırdı mı? "
Başı eğikken iki yana salladı.
" Duşunu aldın mı?"
" Aldım."
" Neden yaptın?"
Tekrar yaralarına ithafen konuştuğunda yutkundu Seungmin. Bilmiyormuş gibi soru soruyordu.
" Çünkü kötü hissediyordum."
" Aptalsın."
" Ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ғᴏʀᴇᴠᴇʀ |ʜʏᴜɴᴍɪɴ|
Teen Fiction" ͏O, ͏ç͏ö͏p ͏g͏i͏b͏i ͏h͏a͏y͏a͏t ͏i͏ç͏i͏n ͏d͏ö͏k͏t͏ü͏ğ͏ü͏n ͏ş͏u ͏g͏ö͏z ͏y͏a͏ş͏l͏a͏rı͏n͏a ͏b͏i͏r ͏b͏a͏k. ͏Ap͏t͏a͏l ͏mı͏sı͏n ͏s͏e͏n?" " ͏Çö͏p ͏g͏i͏b͏i ͏d͏e͏d͏i͏ğ͏i͏n ͏o ͏h͏a͏y͏a͏t ͏b͏e͏n͏i͏m ͏m͏u͏t͏l͏u͏l͏u͏ğ͏u͏m͏d͏u." ... #1-Hyunmin/13...