ғᴏʀᴇᴠᴇʀ |ʜʏᴜɴᴍɪɴ|

|17|

Seungmin, Hyunjin'i kızdırmamak için hızla hazırlanıp çoktan aşağı kata inmişti.

Abartılı olmayacak şekilde sade, beyaz bir gömlek ve siyah bir pantolon giymiş çok az da makyaj yapmıştı.

Kısa süre sonrada hyunjin gelmişti.

Merdivenleri inip yanına geldiğinde, bi süre onu süzdü. Bu durum ise onu fazlasıyla utandırdığı için başını eğmişti.

' abartısız giyindiği halde...güzel. ve bu çok sinir bozucu.'

" Gidelim." Kapıya doğru yürüdüğünde seungmin'de koşarak peşinden ilerledi.

Her zamanki gibi yine olanlar hakkında tek bir fikri bile yoktu. Yemeğe gideceklerini söylemişti ama onu olacaklar hakkında uyarmamıştı. Önceden söyleyecekti ki ona göre davranabilesin değil mi? Yine sinirlerini bozuyordu.

" Kaşların neden çatık?" Bunu yaptığından bile haberi olmayan seungmin anında kendini düzeltti.

" Hayır. Şey yani çatık değil."

Hyunjin tek kaşını kaldırdı.

" Öyle mi? Ne düşünüyordun öyleyse?"

" Hiçbir şey. Sadece...nereye gittiğimiz hakkında bir şey söylemedin."

" Yemeğe dedim ya."

' off cidden bu adam..'

Daha fazla bir şey demeyip sessiz kaldı. Üsteleyip daha fazla soru sorarsa azar yeme ihtimali yüksekti çünkü..

Sonunda bir restoranda geldiklerinde çoktan ayırtılmış olan masalarına yerleştiler.

" Hoşgeldiniz efendim. Her zaman kinden mi?"

Hyunjin önce seungmine baktı.

" Evet. Ama seungmini bilmiyorum. Ne istersin sevgilim?"

Ona karşı seslenişine bakılırsa yine etrafında onları izleyen ve dinleyen birileri vardı bu yüzden bozmadan devam etti.

" Şey ben bi bakayım."

Elindeki menüye baktı önce.

' Bu neyce yazılmış böyle? Ne değişik isimler. Söylersem kesin rezil olacağım.'

Hyunjin, karşısında kaşları çatık menüye bakan sevgilisine karşı sırıttı. Okuyamadığından %100 emindi. Bu görüntü ne kadar tatlı olsada daha fazla zorlanmaması için durumu kurtarmak istedi.

" Onada benimkinden getirin. Damak zevklerimiz uyduğu için seveceğinden eminim." Gülümsedi.

Seungminde sonunda derin bir nefes verip menüyü kenara bıraktı.

Adam gittiğinde seungmin etrafı seyretmeye başladı. Heryere bakıyor ama şüpheli bir şey görmüyordu.

Kollarını bağlamış onu izleyen hyunjin ise " Ne yapıyorsun?" Diye sorduğunda ona doğru yaklaşıp sessiz olduğunu düşündüğü bir tonla konuştu

" Dedenin adamları mı burada?"

Hyunjin gülmemek için dudaklarını birbirine bastırarak kafa salladı.