Ekin

146 8 0
                                    

Hira'dan


Barışmamız üzerinden bir ay geçti. Her şey daha güzel, ikimiz de birbirimizi dinliyoruz en önemlisi anlıyoruz. Ekin'le anlaşmaya çalışıyorum.

Aslında Ekin'le anlaşmaya çalışıyordum ama bana bir şey yaptı ve hala benim bilmediğimi düşünüyor.

————-

İKİ HAFTA ÖNCE


"Hira ben az anneannemin poşetlerine yardıma gidiyorum"

"Tamam git canım ben buradayım, Ekin'le oturuyoruz"

"Tamam öptüm ikinizi de"

Ekin'i seviyorum ya artık eskisi gibi değil ama beni tedirgin eden bir yapısı var. Düşüncelerimi bölen Ekin'in sesi oldu;

"Hira biliyor musun?"

"Neyi Ekin?"

"Ben ne istersem elde ediyorum. Öyle ya da böyle o işi yapıyorum."

"Bu güzel bir şey olsa gerek."

"Bazen çabucak oluyor bazen zaman alıyor ama sonuç olarak elde ediyorum."

Beni dinlemiyor kendi kendine bir şeyler ima ediyordu ben de sadece dinliyordum;

"Mesela Mert'i çok istiyorum."

Anlayamadım!

"Ne?"

"Demek istiyorum ki iki haftadır oynuyorum ama sen safsın kızım, senin elinden de alacağım Mert'i."

"Şakayı bırakır mısın?"

"Ne şakası!"

Dedikten sonra kahkahasını atınca anladım ki gerçeği söylüyor. Yani bana iki haftadır oynuyor mu? Bu kadar saf olmamalıydım gerçekten. Bir kez daha insanlara olan güven konusun da yanıldım.

"Ve sana bir şey söyleyeyim mi? Mert bile seni kandırıyor."

"Kes sesini!"

"Dur! Sana hiç eski sevgilinden bahsetti mi?"

Ayağa kalkıp karşım da rahat bir şekilde bacak bacak üstüne atmış Ekin'e bakıyordum.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

"Beste'den bahsetmedi mi gerçekten?"

Bir de hayali arkadaşına isim takmış dengesiz şizofren.

"İyi misin sen Ekin?Hayal mi görüyorsun?"

"Ah salak kız, Mert'in senden daha çok sevdiği kız vardı. Hatta ailesini bile karşısına alacaktı ama ne oldu Beste ayrılmak istedi tabi Mert peşinden koştu Beste istemedi. En sonun da Beste'nin onu sevmediğini kabullendi ve o da bitirdi."

"Sen nasıl bir şizofrensin?" dedim çok sakin bir şekilde.

Ayağa kalktı, alaylı bir şekilde benim zıddım olarak sert bir tavır takındı;

"Sana neden iyilik yapıyorum bilmiyorum ama böyle, işine gelirse!"

"Sana inanmıyorum!"

"Orasını da sen bilirsin!"

dediğin de gözlerimizi birbirimize dikmiş bakıyorduk. Onun gözün de alay vardı benimkisinde büyük ihtimal tedirginlik vardı. Gözlerimi ayırıp dış kapıya koştum ve çıktım. Hızlı adımlarla eve gidiyordum. Bir yandan da bunların gerçek olmadığına inandırıyordum kendimi. Ya da öyle olmamasını istiyordum. Odama gelip ne yapacağımı bilmeyen şaşkın bir Hira vardı. Sandalyeme oturup düşünmeye başladım. Bir insan bana iki haftadır oynuyorsa bunun doğru olma olasılığı azdır peki ya doğruysa! İşte o zaman ben ile Mert diye bir şey olmaz!

TEBESSÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin