Kapıyı açtım ve kapı girişine dirseğini koymuş ensesini kaşıyan aynı zamanda yere bakan yakışıklıyı görmem ile şok oldum;
- Mert! Senin burada ne işin var.
Dedikten sonra yere bakan gözlerini yukarı çıkardı ve gözlerime dikti, ensesini kaşıyan elini durdurdu. Sanırım benim gibi kısa çaplı bir şok yaşadı;
- Bunu benim sormam gerek.
dedi gülerek;
- İzninle anneannemin evine girebilir miyim?
Hadi canım. Kadriye teyze senin anneannen mi? Ya inanmıyorum bu nasıl bir şans bu nasıl bir nasip. Artık Kadriye teyzelere daha çok gelip gitmeliyim;
- Hira iyi misin?
- Şey..hayır..yani evet.. ben iyiyim.
- O zaman elini çekersen geçicem.
- Özür dilerim.
Dedim ve gülerek içeri geçtik. Tabi ben hala şok. Kadriye teyzeye bir sarıldı ki yani aşık olursunuz. Sakın haaa, öyle Mert’e aşık olmak falan yok gebertirim. Ardından bana yaklaştı ve elini uzattı tokalaştık;
- Tanışıyor musunuz?
İkimiz aynı anda farklı cevaplar vermiştik.
- Evet! – Hayır!
- Tanışıyor musunuz, tanışmıyor musunuz?
- Kadriye teyzecim
Diyip Mert’in gözlerine baktım ve devam ettim;
- Birbirimizi tanımıyoruz ama birbirimizle konuşmuşluğumuz var, azda olsa.
- Anladım. Siz oturun ben fırındaki böreğe bakayım yavrularım.
- Tamam Kadriye teyzecim.
O gittiği gibi Mert’e baktım ve koltuğa doğru yavaş yavaş ilerleyip hanım kız şeklinde oturdum. Mert ise benim oturdum yerin çaprazına oturdu ve bana döndü;
- Sen anneannemi ne zamandan beri tanıyorsun?
Ben de ona doğru döndüm, çok yakındık neredeyse dizlerimiz değecekti. Babam görse gebertir. Eteğim çok kısa değildi ama oturduğum için dizimin 1 karış yukarısına çıktı ama Mert bakmıyordu yada bakmamak için gayret ediyordu ve ben ona eziyet çektirmek istemiyordum o yüzden yanımdaki yeşil yastığı alıp dizlerime koyacaktım sonra oynama numarası yapacaktım akıllı kızım. Artık cevap versem iyi olur;
- Dün tanıştık.
- Ne düşündün bu kadar?
Diyip güldü. Sen gülersen ben dengemi kaybederim, saçmalarım, yapma, o kadar güzel gülme;
- Hiç ya, bir şey düşünmedim.
- Nasıl tanıştınız?
- Neden merak ediyorsun?
- Garip geldi.
Yapılan iyilik söylenmez, söyleyemem. Ne desem ki diye düşünürken Kadriye teyze imdadıma yetişti. Mutfaktan kafasını çıkarıp;
- Pazar poşetlerimi taşımaya yardım etti, güzel kızım.
Dedi ve kafasını çıkardığı mutfağa geri girdi;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEBESSÜM
Novela JuvenilHira; Gülerken kafamı arkaya doğru çevirdiğim de gördüğüm iki ela göze kilitlendim, beni fark etmeyecek o iki göze… Mert; içime sevinç bırakan gülme sesine döndüğüm de o iki mavi göze kilitlendim, bana bakmayacağını bildiğim halde…