Bölüm 18

2.5K 134 14
                                    

Tom dudaklarıma sertçe yapışırken neye uğradığımı şaşırmıştım. Ben daha kendime gelemezken Tom geri çekilip bana baktı. "Ben böyle bir adamım Gloria. Ve sende bunu bilerek benimle evlendin." Son sözlerini söyleyiher şeyi p yatağa geri yatmıştı, hatta bana arkasını dönmüştü.

"Korkağın tekisin Tom." Bende ona arkamı dönüp yattım. Hatta en ufak bir temas olmaması için en dibe gitmiştim, sabah kendimi yerde bulmazsam şanslı sayacaktım.

Tom ona korkak dememe asla sinirlenmemiş hatta sikine bile takmamış olacak ki yerinden bile kıpırdamamıştı. Senelerdir bir şeyler için çabalıyordum, bu ilişkinin (ilişki demeye bin şahit ister) tüm yükünü taşımaktan bıkmıştım. Tom aklı başında hatta tüm çağların en karanlık büyücülerinden biriydi, ve bu adamın konu ben olunca salağa yatmasına ve umursamaz davranmasına ben artık katlanamıyordum. 

Bu zamana kadar her zaman Tom tarafından bir şekilde susturuldum. Lanet mi yemedim? Yedim, hem de en alasını yedim. Beni etkisiz hale getiren ve eğer haddinden fazla kullanılırsa oldukça tehlikeli bir iksir mi içirilmedi? İçirildi, hatta şuan ayakta olmam bile mucize. Muggle usulü psikolojik şiddet adı altında aklımı oynatmaya da çalışıldı. İlk boşanmak istediğimde hafızamla oynamış, daha doğrusu küçüklük anılarımla şimdi ki anılarımı karıştırıp beynimi tam anlamıyla çorbaya çevirmişti, ve uzun süre boşanmanın b'sini bile aklıma getirememiştim.

Bunlara rağmen nasıl hala bu şekilde durabiliyordum bilmiyorum. Büyük ihtimalle Tom bunun için bir karışım hazırlamıştı ve her cezam bittikten sonra içiriyordu ardından normal halime dönüyordum. Yakında beni yeni karışımları için denek haline getirecekti sanırım.

Karnım feci halde acıkmıştı, daha doğrusu şekerlemelere ve çikolatalara acıkmıştım. Ama kalkamayacak kadar yorgun hissediyordum kendimi. 

Yorgun olmamı umursamayıp sonunda yataktan kalktığımda Tom hala uyumamış olacak ki bana dönmüştü. "Nereye gidiyorsun yine Gloria?"

Ona cevap vermeye gerek bile duymuyordum şuan. Sabahlığımı üzerime geçirip kapıya doğru ilerledim. "Sana nereye gidiyorsun diye sordum Gloria! Bu halde o kapıdan çıkamazsın malikane de ölüm yiyenlerin olduğunu biliyorsun."

Umursamazca ona dönüp omuzlarımı silktim. "Yani Tom? Bu mutfağa gidemeyeceğim anlamına gelmiyor, onları çağıran kişi ben değilim sonuç olarak. Ayrıca üzerimde hiçbir şey yok sabahlığımı giydim. Sen kıçını benim tarafıma dönmeye devam et, bir şeyler atıştırıp geri geleceğim çünkü." kapıdan çıktım ve merdivenlerden inmeye başladım. 

Malikane oldukça sessizdi, ölüm yiyenler odalarına çekilmiş olmalıydılar. Koruma olanlar malikanenin dışındaydılar zaten, benim işim mutfaklaydı. Ölüm yiyenler bakanlık işi bitene kadar hatta duruma göre Grindelwald ölene kadar burada kalacaklardı. Bunun sebebi acil bir durum olduğunda anında toplanabilmekti. Tom bu kararı alırken tabii ki bana danışmamıştı, şaşırılan bir durum değildi.

Mutfağa girdiğimde ilk işim dolaplardan şekerlemeler ve çikolatalar almak olmuştu. Tom'un aldıklarını yemek istiyordum ve onları yiyecektim. Paketlerini açtım ve vakit kaybetmemek için hızlı hızlı yemeye başladım. Bu kadar şekerlemeyi ve çikolatayı yanında su olmadan tüketmek biraz tehlikeliydi. O yüzden bardağıma su doldurdum tezgaha koydum.

Keyif aldığım sayılı anlardan birindeydim ve bu anı kimsenin bozmasını istemiyordum derken Tom'un sesini duymamla gözlerimi devirmem bir olmuştu. "Gloria çıldırdın mı sen!?" Hızla yanıma doğru adımladı ve önümdeki tüm şekerlemeleri ve çikolataları alıp dolaba tıkıştırdı.

"Aaa! Ne yapıyorsun sen Tom çıldırdın mı!?"

"Asıl sen çıldırdın mı Gloria!? Bu kadar şekerlemeyi yersen ne olur haberin var mı!?"

"Ya Tom bir git başımdan dalga mı geçiyorsun sen benimle? Gerçekten küfür etmemek için zor duruyorum şuan gider misin yanımdan?"

Kaşlarını çattı ve yüzüme baktı. Başımı ne bakıyorsun anlamında sallayınca konuşmaya başladı. "Gloria sende ki bu aptallık cesareti nereden geliyor? Salak saçma davranıp durma kendine gel yoksa ben getireceğim."

"Asıl sen saçma salak davranmayı kes Tom. Şuan yaptığım hiçbir şey yoktu sen kendin geldin ve bana yükseldin. Sinirini başka şeylerden çıkar."

Kafasını salladı ve bana baktı. "Sinirimi başka şeylerden çıkarayım öyle mi?" Kafamı olumlu anlamda salladım, başka şeylerden çıkarsın tabi benim ne suçum var diye düşünürken Tom'un koluma yapışıp beni sürüklemesi bir olmuştu.

Gözlerimi sonuna kadar açıp Tom'un sıkıca tuttuğu koluma baktım ve ardından ona döndüm. "Nereye Tom ne yapıyorsun!?"

Tom cevap vermeyip aksine dahada hızlandığında artık ona yetişememeye başlamıştım. Bacakları uzun olduğu için ona yetişemiyordum ve bacaklarım birbirine dolaşıyordu.

Merdivenlerden inmeye başladığımızda beni zindanlara doğru sürüklediğini anladım. Bu sefer kesinlikle kurtuluşum yoktu.

Bölüm sonu

sonraki bölümde görüşmek üzere..

Lord & Lady || Tom Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin